Pazar Feriye'de 31 mezeli rakı sefası

Feriye'de 31 mezeli rakı sefası

12.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir grup yeme-içme yazarı olarak Feriye lokantasında rakı keyfi yaptık. O gece bize tanıtılan Beylerbeyi rakısının ağza girişi yumuşak ve kadife gibi. Anasonu kıvamında, alkolü rahatsız etmiyor

Feriyede 31 mezeli rakı sefası

El Bulli'de önümüze tam 33 tapas yani meze gelmişti. Feriye'de ise tatlıları saymazsak tam Anladığım kadarıyla adaşım, Feriye lokantasının her şeyi Vedat Başaran, cömertlik söz konusu olunca, vur deyince öldürenlerden. 2 Ağustos gecesi, Beylerbeyi rakısını yeme-içme yazarlarına tanıtmak için Feriye lokantasında düzenlenen gecede öyle bir mönü hazırlamış ki nicelik olarak karşısında ancak El Bulli adlı lokantanın aşçısı, bazılarının dahi, benim yarı dahi yarı soytarı bulduğum dünyanın en sansasyonel şeflerinden Ferran Adria dayanır. El Bulli ile benzerlik burada bitiyor. Vedat Başaran'ın dünyada hiç kimsenin bilmediği, tanımadığı, hiçbir mutfak kültüründe temeli bulunmayan yemekleri yoktan var edip herkesi şaşkına çevirmek gibi bir iddiası yok. Mütevazı, yaptığı işi seven ve ciddiye alan, atletik görünüşlü bir kimse. Sanırım bu tip bir gecenin amacını iyi kavramış.İyi bir rakı sofrası söz konusu olunca amaç tabii ki sohbet. Sofrayı öyle bir şekilde hazırlayacaksınız ki gerek ağzınıza attığınız her lokma gerek damağınızda hoş bir iz bırakan her yudum, kendi başlarına bir amaç olmaktan öte, temel amaç olan güzel bir sohbet ve karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış gibi hoyrat bir toplumda giderek ender bulunmaya başlayan temel değerlere hizmet edecekler. 31 tane meze kondu önümüze! Bu açıdan bakarsanız gece tam bir başarı. Özellikle bendeniz açısından. Nasıl olmasın ki? Bir yanımda oldukça yeni tanışmamıza rağmen beraber zaman geçirmekten hep mutlu olduğum ve meslektaşı olmaktan onur duyduğum Ahmet Örs. Diğer yanımda, son derece zarif ve çekici olmanın dışında, damak zevki muhteşem bir genç hanım. Tam karşımda, yayımladığı kitaplarını büyük zevkle okuduğum Aydın Boysan ve çeyrek yüzyıldır hemen hiçbir makalesini kaçırmadığım Ali Sirmen. Sofranın geri kalanları da, yazılarını / araştırmalarını / kitaplarını okuduğum ve kendileri ile tanışmayı her zaman istemiş olduğum yazarlar.Önceliği yeni tanışmaların heyecanı almasına rağmen tabağımızdaki bazı mezeler o kadar lezzetli ki sohbet sırasında güme gitmiyor. Özellikle de soğuklardan yoğurt peyniri, sütlü Boşnak biberi ve turp ekşilemesi hem rakı ile iyi gidiyor hem de başka lokantalarda pek bulunmayacak cinsten mezeler.Sıcaklardan da yaprak ciğeri ya da ev yapımı baharatlı sucuk güveç, rakı için biçilmiş kaftan. Öte yandan, deniz ürünlerinden mini kalamar dolması uzun süredir tattığım en lezzetli kalamar dolması. Son derece taze. Deniz mahsullü güveç de çok iyi ama maalesef domates sosu içine rakı konmuş olsa bile, bu ana yemek rakı ile uyumsuz.Eski Tekel'de yıllarını harcamış Ali Gök bey Beylerbeyi rakısının arkasındaki isim. Böyle bir kimseyi bu işin başına getirtmekle Sarper ailesi son derece isabetli bir karar vermiş. Benim zevkime göre, çok sevdiğim Kulüp rakısı ile Altınbaş arası bir lezzeti var bu rakının. Ağza girişi yumuşak ve kadife gibi. Bitimi sert ve ağzı dolduruyor. Anasonu kıvamında, alkolü rahatsız etmiyor. Belli ki iyi damıtılmış ve dinlendirilmiş. Tabir caizse, kadife eldiven içinde demir yumruk gibi bir rakı. Ben Kara Efe ve Mest'in Misket rakılarını da beğenmiştim ilk çıktıkları zaman. Şimdilerde kalite biraz düştü. Her şişe aynı çıkmıyor. Bulduğumda Kulüp rakısını tercih ediyorum. Umarım Beylerbeyi rakısının başına aynı şey gelmez. Gelirse okuyucuma bildirmek boynumun borcu. Kalamar dolması şahaneydi Geçen sene Reina'daki Park Şamdan'ı çok methetmiş ve ilk defa Batı stilinde bir lokanta için 10 üzerinden 8 değerlendirmesi yapmıştım. Bu hafta orada ikinci kez güzel bir yemek yedikten sonra da fikrimi değiştirmedim.Bir kere başka hiçbir sosyetik lokantanın yapamadığı bir işe cesaret ediyorlar. Puf börekten tutun da yaprak ciğer, kokoreç, paça çorbası gibi (maalesef bu yaz mönüsünde yoktu) Türk mutfağının klasiklerini en iyi biçimde hazırlıyorlar.Kadayıfa sarılı iri karidesleri çok lezzetli. Üstündeki biber sos çok yakışıyor. Tatlı, tuzlu (iyot) ve acı dengesi çok iyi kurulmuş. Malzeme iyi, tat rafine. Kızartma kesinlikle yağ çekmemiş. Michelin yıldızlı bir lokantada ancak bu kadar olur.Et yemekleri çok iyi. Kuzu bonfile ve dana kaburga. İkincisi İstanbul'da yediğim en başarılı dana kaburga. Hafif karamelize soya sosu çok başarılı çünkü asidite / tatlı / ekşi dengesi iyi düşünülmüş. Yanında gelen yaban mantarlı ve kurutulmuş patlıcanlı risotto ise İstanbul'daki İtalyan lokantalarının risottolarından daha iyi.Tatlılar da çok başarılı. Hem babadan kalma hem de alafranga tatlılar. Özellikle de ekmek kadayıflarını ve bezeli, çikolata soslu çıtır kestane tatlılarını öneririm.Servis mükemmel. Sayın Hıdır bey bu işin tam profesyoneli. Genç kadroyu öyle bir yönetiyor ki bundan iyisi can sağlığı. vmilorster@gmail.com Park Şamdan hatırladığım kadar iyi