Pazar “Gökyüzüne ilginin köklü bir dayanağı var”

“Gökyüzüne ilginin köklü bir dayanağı var”

21.01.2024 - 02:00 | Son Güncellenme:

İslam bilimleri tarihinde gökyüzüne ve gök cisimlerine olan ilginin oldukça köklü bir dayanağı vardır. Bu ilginin temelinde hem ibadetlerin zamana bağlı yerine getirilmesi hem de kara ve deniz ticaret yollarında rotaların belirlenmesi yatar.

“Gökyüzüne ilginin köklü bir dayanağı var”

Hasan Mert Kaya - Endülüslü Müslüman denizcilerin ekseninde bilginlerin geliştirdiği usturlaplar, Hint Okyanusu ve Umman Denizi’ndeki Müslüman tacirlerin yolculukları, gök cisimlerine bağlı olarak yön bulma çabalarını artırır ve sonuçta yıldızların konumlarına dayanarak mükemmel yön bulma cihazları olan usturlap, sekstant ve kuadrantın yapımları sağlanır. İslam bilginleri arasında Al Battani, İbni Sina, Câbir bin Hayyân, Fergani, Abbas bin Firnas, Abdurrahman es Sufi, Meryem el İcliyye, Biruni, Zerkali, Nasreddin Tusi, Batruci, Ali Kuşçu ve Uluğ Bey astronomi alanında ilk akla gelen isimlerdir. Bu isimlerden İbni Sina’nın Dünya’nın Ay’a olan uzaklığını çok az bir yanılma payıyla hesaplamış olması, Abbas bin Firnas’ın geliştirdiği uçuş modelleri çok önemlidir. Diğer yandan Abdurrahman es Sufi’nin yapmış olduğu takımyıldızları atlasının kendisinden 150 yıl sonra İtalyan astronom Vincenzo Corenelli tarafından kopyalanması dikkat çekicidir. Semerkant, Rey, Meraga, Jantar Mantar ve İstanbul rasathanelerinde yapılan gözlemler, gök cisimlerinin yıllık hareket ve konumlarına ilişkin cetveller ile takvim çalışmaları da göz önünde bulundurulduğunda Müslüman bilginlerin uzaya ilişkin ne denli yoğun çalışmalar gerçekleştirdikleri ortaya çıkar. Maalesef Bağdat’ta yaşanan Moğol işgali ile milyonlarca kitabın ve bilim ortamının yok edilmesi, Haçlı seferlerinin neden olduğu yıkımlar ile Endülüs ve Sicilya’nın kaybedilişi sonucu, İslam dünyasında Batı karşısında geri kalışın ve cehaletin önü de açılmış olur.