Pazar “Hepimizin bir derdi var ve iyileşmek istiyoruz”

“Hepimizin bir derdi var ve iyileşmek istiyoruz”

12.11.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:

“Bir Derdim Var” dizisinde doktor Nilüfer’i canlandıran Birce Akalay, “Anne babaların, genç ve hatta yaşlıların merak edeceği bir hikaye bu. Çünkü hepimizin bildiğimiz ya da bilmediğimiz bir derdimiz var. İyileşmeye, iyi olmaya ve sevgiye susadığımız bu çağda bizi ihtiyacımız olan bakış açısına yakınlaştıracak bir dizi” diyor

“Hepimizin bir derdi var ve iyileşmek istiyoruz”

Kanal D’nin bu hafta yayına giren yeni dizisi “Bir Derdim Var”, çoğunlukla zorlu bir deneyim olarak yaşanan ergenlik dönemindeki gençlerin ve ailelerinin yaşadığı sorunları gündeme taşıyor. Dizide başrolleri paylaşan Birce Akalay ile Mert Fırat, ergen ve çocuk psikiyatri servisinde çalışan doktor Nilüfer ile idealist savcı Ömer karakterlerine hayat veriyor. İkili, her bölümde ele alınan vakalar üzerinden dizide gündeme gelen sorunların benzer süreçlerden geçen ailelere de rehberlik edebileceği görüşünde. Akalay ve Fırat’la “Bir Derdim Var” hakkında merak edilenleri konuştuk.

Haberin Devamı

"Bir Derdim Var" bugüne kadar izlediğimiz hikayelerden farklı bir hikayeyle geliyor. Hikayede sizi çeken ne oldu?

Birce Akalay: Hikayenin davranış bilimleri ile ilgili olması ve en önemlisi merkezine çocuk-ergen psikiyatrisini konu alması. Nilüfer’in yolculuğu da tıpkı o çocuklar ve gençler gibi aynı duraklardan geçmiş, aynı yolları denemiş, yanılmış, bazen çıkmaz sokaklarda tıkanmış ve bir gün onların kahramanı olmaya onlara iyi gelmeye karar vermiş. Hikayemizin gerçek hayattan tek farkı ya da Nilüfer’in gerçek bir psikiyatristten tek farkı bu. Kendini ve hayatını bu çocuklara ve gençlere hatırı sayılır bir tutkuyla adamış olması.

Mert Fırat: Hikayede mevcut olayların ele alınış biçimini, tutarlı ve etik yaklaşımını öncelikli olarak çok sevdim. Bir yandan da günümüzün en büyük problemlerinden biri ergen psikolojisine doğru yaklaşılıp tedavi edilmemesi. Bu yeni neslin farklı uyaranlardan dolayı her zaman doğru yönlendirilmesi çok zor olabiliyor. Bu anlamda diziye bakıldığında gerçek örneklerle konunun sade bir biçimde ele alış şeklini ve etik kurallara bağlı olarak hikayeye dahil edilmesini çok doğru buluyorum. Bir de dizide iki haklının çatışması çok keskin, o yüzden de farklı komşu fikirlerin bir arada durabildiği iyi yazılmış dengeli bir senaryo görünce bu beni çok heyecanlandırdı.

Haberin Devamı

Sizi nasıl bir hikayede ve karakterde izleyeceğiz?

B.A.: Nilüfer küçük yaşta yaşadığı travmalar sebebiyle delüzyonel bozukluğu olan bir kadın. Peki nedir bu delüzyonel bozukluk derseniz, aşırı stres ve baskı altındayken kendisinin 15 yaşındaki versiyonunu görüyor ve onunla konuşuyor. Bu nevrotik durumunu sadece en yakın arkadaşı olan Yusuf biliyor. Vaktiyle onu tedavi etmiş ve ona bununla yaşamayı öğretmiş aynı zamanda da onu bu mesleğe yönlendirmiş olan kişi ise doktoru, aynı zamanda mentörü Sami. O Dr. Sami sayesinde bu karanlık dipsiz kuyudan çıkabildiyse ve bu mesleği yapabiliyorsa bugün,dünyanın tüm çocuklar yapabilir diye düşünüyor ve neden bunu başarmasın? Yöntemleri kendine has çoğu zaman çünkü sorunları çözmenin en kıymetli yolu onların nedenlerini doğru adreslerde araştırmak. Nilüfer de o adresleri sorguluyor. Aşka kapıları kapalı, çünkü kimsenin onu anlayamayacağını biliyor ve hatta tecrübe etmiş. Kapıları kapalı çünkü korkuyor, kimse onun hemşiresi olsun istemiyor. Elbette Nilüfer’in hayatına ve geçmişine dair saymadığım birçok önemli bilgi var ama hikayemize dair spoiler vermek istemiyorum.

Haberin Devamı

M.F.: Bu sefer hiç oynamadığım bir karakteri canlandırıyorum aslında. İyi yazılmış, bir geçmiş hikayesi olan ve savcı mesleğini de seçmesine sebep olan nedenlerin de oradan geldiği bir karakter Ömer. Özel yaşamı ile işini çok net bir şekilde ayıran bir kişi, kamu vicdanının da temsili bir karakter. Keskin duvarları olan ama içinde de fırtınalar kopan ama bunu belli etmeyen biri Ömer. Benim de oynadıklarımdan çok farklı bir karakter olduğundan Ömer’i çok başka bir yerden ele alıyorum, bu da benim için çok yeni ve heyecan verici diyebilirim.

"Bir Derdim Var"da bir hikaye anlatımının yanı sıra ergenlik çağındaki gençlerin ve ailelerinin yaşadığı sorunlara da değinilecek. Bu dizinin benzer durumlar yaşayan gençlere ve ailelerine bir kapı açacağını düşünüyor musunuz?

Haberin Devamı

B.A.: Kesinlikle düşünüyorum. Toplumumuzun her kesiminden ve her yaştan bireyinin izlemesi gerektiğini düşündüğüm bir hikayemiz var. Her bölümde bir ila iki vakayı iç içe ele alıyor olacağız. Ayrıca hastane bünyesinde çeşitli sebeplerle tedavisi devam eden gençlerimiz olacak. Anne babaların, genç ve hatta yaşlıların merak edeceği bir hikaye bu. Çünkü neticede hepimizin bildiğimiz ya da bilmediğimiz bir derdimiz var. İyileşmeye iyi olmaya ve sevgiye susadığımız bu çağda bizi ihtiyacımız olan bakış açısına yakınlaştıracak bir projeyiz. İçimde güvercinler var kıpır kıpır bir oraya bir buraya dolanıyorlar. Bir de havalanırlarsa değmeyin keyfime. Dilerim seyircimiz sevsin ve takdiriyle uçursun bizi.

M.F.: Ebeveynler için özellikle ergenlik süreci her ne kadar kendi geçmişlerini hatırlasalar da çok hazırlıksız yakalandıkları bir süreç. Çünkü karşılarında yetişkin bir insan buluyorlar aynı zamanda da reşit olmayan bir birey. Her şekilde zor bir dönem hem ebeveynler hem de gençler için. Ben sürecin doğru örnekler ve yönlendirmelerle iyi geçtiğine birçok kez şahitlik ettim. O yüzden bu dizide de yaşanacak vakaların ve olayların birçok ebeveyne kapı açacağına, birçok ergen arkadaşın da kendisinden bir bağ kuracağına inanıyorum. Umarım dizinin ayrıca farkındalık yaratacak özel bir yeri olur.

Haberin Devamı

“Hepimizin bir derdi var ve iyileşmek istiyoruz”

İlk bölümü bu hafta yayınlanan “Bir Derdim Var” dizisi perşembe akşamları saat 20.00’de Kanal D’de.

“Hepimizin bir derdi var ve iyileşmek istiyoruz”

“Bir kılavuz görevi görecek”

Dizide, hırslı bir nöropsikiyatrist olan Savaş Dönmez karakterini canlandıran Engin Hepileri ile sosyal hizmetler uzmanı Sibel karakterini canlandıran Başak Gümülcinelioğlu ise rolleri ve senaryoya ilişkin düşüncelerini şöyle anlatıyor:

Engin Hepileri: Gençlerimize yönelik çok eğitici ve iyileştirici  bir duruş sergileyen senaryomuz var.  Kliniğimizdeki her bir değerli çocuğumuzun topluma verimli bir şekilde geri kazandırılma hikayesi çok hassas ve önemli. Beni en etkileyen yanı da bu oldu. Özellikle bu dijitalleşen çağda sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisine değinmesi ve daha da önemlisi ebeveynleri de bu konuda eğitmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Özenle yazılmış ve çekilmiş bir dramanın hem gençler hem de yetişkinler üzerindeki eğitici etkisi çok daha kolay olacaktır. Gençlerimizi anlamakta zorluk çeken yaşça büyüklerimiz için de bir kılavuz görevi görecektir bu dizi.

Başak Gümülcinelioğlu: Sibel, tüm hayatını çocuklara ve onların mutluluklarına adamış, kendisi yetimhanede büyüdüğü için asla hiçbir çocuğun haksızlığa uğramaması ve şefkat görebilmesi adına sürekli çabalayan bir sosyal hizmetler uzmanı. Yumuşak ruhlu, hakkaniyetli, şefkatli biri. Çocukların Sibel ablası. Hayattaki tekamülünün çocukları anlamak, onlarla gelişmek olduğuna inanan benim için de Sibel’in muhteşem bir aracı olacağına inanıyorum. Kendimizi, ailemizi, çevremizi anlamlandırmak adına muhteşem önemli olduğunu ve “Bir Derdim Var”ın hepimize dokunarak büyük farklar yaratabileceğine inanıyorum.