Pazar Patates küresi

Patates küresi

18.11.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dikkat!!! Testus bir sınav değildir... "Çoktan seçmeli testölerle "gırgır" geçmeyi amaçlamaktadır... Testus’taki şıklardan biri mutlaka doğru yanıttır ve doğru olanı bazen şıkların en komiğidir... Yanıtlar her Testus’un altında, göz ucundadır... Ezcümle, en iyi sınav testustan beterdir...

Patates küresi

Patates küresi

Dikkat!!! Testus bir sınav değildir... "Çoktan seçmeli testölerle "gırgır" geçmeyi amaçlamaktadır... Testus’taki şıklardan biri mutlaka doğru yanıttır ve doğru olanı bazen şıkların en komiğidir... Yanıtlar her Testus’un altında, göz ucundadır... Ezcümle, en iyi sınav testustan beterdir...

Patates küresi
Pata-Testus / AHMET TURHAN ALTINER

Nerede kalmıştık? Geçen haftanın testusunda Dünya Ticaret Örgütü’nün küresel saadet yerine sadece küreselleşmiş kazanç peşinde olduğunu... 11 Eylül 2001’de vuku bulan büyük Manhattan teröründen sonra, küreselleşmenin belki şimdi doğru olarak başlayabileceğini... Çünkü 21. yüzyıl uygarlığının ancak sivil kuruluşlarla küreselleşmiş bir afet yönetimiyle gerçekleşebileceğini söylemiştik.
Dünya gündeminin bugün en önemli maddesi olduğu iddia edilen globalleşme içinde nasıl, ne zaman, ne koşullar altında, ne biçimde ve hangi küreselde yer alabileceğiz? Uyum sağlayabilecek miyiz acep? Yeni dünya düzeni söylemi aklımızı başımızdan almış götürmüş gibi. Öte yandan bugün küreselleşmenin krizli, terörlü, savaşlı, açlıklı ve sair sıfatlı bin bir suratı bu olgunun aslında çok eski bir hikaye olduğunu göstermiyor mu? Bazı düşünürler geride kalan bin yılın insanlarını, düşüncelerini, teknolojisini, işgücünü, beslenme şekillerini, ticaret hayatını, modalarını didikleyerek, geleceğin "hantal geçmişin daha hızlı bir devamı" olacağını iddia ediyorlar... Geçmiş ve günümüzdeki bunaltıcı ticaret bariyerlerinin, ambargoların, silahlandırmanın, borçlandırmaların, çevre katliamının, uyuşturucu trafiğinin ve endüstriyel çöp sorununun aynen devam edeceğini öngörüyorlar... Eksik bilgiyle geçmiş ya da gelecek hakkında doğru dürüst kestirim yapabilir miyiz?
Geçmişi ve geleceği en iyi kestirmenin yolunun sağlam metot ve bilgiden, örneğin, patates bilgisinden geçtiğini iddia ediyorum. Heyhat! Patates, artık tuzu kuru diyetlerden gittikçe çekilmekte. Güvenilir yayınların sağlıklı beslenme önerilerinde bile artık ona yer yok. Ama küresel olarak bugün dünyamız temelde patates, buğday ve arpayla beslenmiyor mu? Onun çok önemli hayatiyet kaynaklarından olduğunu bilmiyorsak öğrenmemiz gerek. Elde edeceğimiz "patates bilinci" aklımıza, yamru yumru da olsa "küresel" düşünceler getirebilir! Kim bilir? Bir zamanların ağır işçisi "proleter patates"in bugün Amerikalıların "couch potato" dedikleri, televizyon karşısında koltuğunda uyuşmuş "şişko patates" seyirciye dönüştürüldüğünü, örneğin... Patatestus adını verdiğim "hikaye-i patates"e buyur ola bu kez de..

1- Geçen bin yılda insanların en önemli besin maddesi olmuş patatesin doğum yerini kestirebilecek misiniz?
a. Güney Amerika’da Patagonya’da
b. Süphan Dağı’nın eteklerinde Patnos’ta
c. Antalya’da Patara’da
d. Peru’da And Dağları’nın eteklerinde

2- Perulu "İnka diyeti"nin temel besini olan patates hakkında edinilen ilk bilgi, İspanyol fatihi Pedro Cieza’nın 1553’te yazdığı "Peru Günlüğü" kitabından. Anlaşılan, İspanyol misafirler umdukları altın ve gümüş yerine patatesi yemişlerdi! İnkaların "papa" dedikleri patates İspanyol denizcilerin niçin gözdesi haline gelmişti?
a. İnkaların tapındığı tanrılardan biri de patates tanrısıydı. Denizciler, Perulu patates tanrısının kendilerini fırtınalardan koruyacağına inanıyorlardı.
b. Patates yiyen denizciler iskorbüte yakalanmıyordu.
c. Kabuğu soyulmamış patates, işlenmemiş altına benziyordu da ondan.
d. Kabuğu soyulmuş patates kararmış gümüşe benzediği için.

3- Patatesi İspanya’ya ilk getirenler İspanyoldu ama onu Avrupa’ya on altıncı yüzyılda tanıtan İngiliz seyyah Sir Francis Drake olmuştu. "Fakir babası patates"i getirdiği için İngilizler onun heykelini diktiler. Almanlar patatesi 1620’de tanıyınca, "Seni bize Allah gönderdi" dediler. Kolay yetişen ve besin değeri çok yüksek patates, o günlerde sıkça uğranılan kıtlığa çare olmuştu. "Prusya diyeti"nin de temel besin maddesi patatesti artık. Prusya imparatoru Büyük Frederik bir yandan patates eken köylüleri teşvik ediyordu ama diğer yandan da zehirlenmekten korktukları için patates ekmeyen tutucu köylüleri cezalandırıyordu. Nasıl bir ceza ile?
a. Onları tavalarda patates gibi kızarttırıyordu.
b. Onlardan patates vergisi adı altında neleri varsa alıyordu.
c. Kulak ve burunlarını kesip kafalarını patatese benzetiyordu.
d. Hiçbiri

4- Bugün herkes patatesi kilo yapan bir besin zannediyor. Oysa, yüzde 80’i su olan patatesin kalori değeri oldukça düşük. 100 gram haşlanmış veya fırınlanmış patates kaç kaloridir?
İpucu: Karşılaştırdığımızda, diyet yapanlara güya nefes aldıran "diyet dondurma"nın 100 gramında 150 kalori var.
a. Yüz
b. 25
c. 50
d. 75
5- On altıncı yüzyılda patates yeni yeni tanınmaya başlamıştı. Patates önce pahalı bir besin maddesiydi. Aristokratlar yemeklerinde havyarın yanında mutlaka patates bulundurmaya özen gösteriyorlardı. William Shakespeare "Windsor’un Şen Kadınları" adlı piyesinde, "Gökten patates yağsa" diye bir dize var. Onun zamanında patatesin en önemli özelliği ne zannediliyordu?
a. Sınıf atlatıcı
b. Şişmanlatıcı
c. Antidepresan
d. Afrodizyak

6- Endüstri devriminin henüz gerçekleşmeye başlamamış olduğu yıllarda, İngilizler patatesin olağanüstü bir özelliğini keşfederler. Yüz dönüm tarlada, buğday ekilirse dört, patates ekilirse sadece bir kişi çalışsa yeterlidir. O zaman patates ekilen yerlerde eskisine oranla üç köylü boşa çıkar. İşte uyanık İngilizler İrlanda’da patates ekilmesini sağlarlar. İşsiz kalan köylüleri İngiltere’ye çekmeyi başarırlar ve bol ucuz işgücünün de sayesinde endüstri devrimi patlar. "Evde üretim" biçimi kalkar ve bu sürecin sonunda ne icat edilir?
a. Ünlü "fish and chips" (balık ve patates kızartma)
b. İngiliz futbolu
c. Ünlü İngiliz "pub"ı yani bir nevi kafe-bar
d. Fabrika

7- 19. yüzyıla çoktan gelinmiş ama Almanya endüstrileşmesini henüz tamamlayamamıştır. İngiltere ve Fransa’nın çok gerisindedir. Hızlandırmak için çare yine patates. Kayzer Wilhelm, Prusya İmparatoru Frederik’in yolunda, patates eken Alman köylüsüne prim vaat eder. Amaç, ekonomik ve politik bütünlüğünü kuramamış ve endüstri devrimini tamamlayamamış Almanya’da feodalizmi tamamen yok ederek kentlere işgücü sağlamak. Almanya’da patatesin mucizesini öğrenen bir Rus, Rusya’da da aynı yöntemi uygular. Rusya’da patatese Almancası gibi "kartofel" deniyor. Proleter patates göreve! Kimdir bu patatesçi Rus?
a. Gorbaçov
b. Ra Ra Rasputin
c. Çar Nikola
d. Lenin

8- Büyük Frederik ve Kayzer Wilhelm’in teşvikleriyle, bilindiği gibi patates salatası ve birasına düşkün hale gelen Almanlar bugün yılda kişi başına 120 kilo patates yiyormuş. Ayda 10 kilo, günde yaklaşık 300 gram. Peki, Türkiye’de kişi başına yılda kaç kilo patates yeniyormuş?
a. Beş-on kilo
b. 50 kilo
c. Almanların tam yarısı kadar
d. Hiçbiri

9- Ruslar 1878’de Ardahan’ı işgal eder. Ta 1918’e kadar Rus işgali devam eder. Bu süre içinde Ruslar patates ekimini başlatır. O yörede de patatese uzun süre "kartoflu" denmiştir. Patates, Peru’dan yola çıkmış, dönmüş dolaşmış, Doğu Anadolu’dan Anadolu’ya ulaşmıştır. Batıdan ise, Anadolu’ya kumpir adıyla girer. Hani, son yıllarda Beyoğlu’nda hafta sonu gençliğinin temel gıdası "baked potato" kumpir. Kumpir nereden geliyor acep?
a. Amerika’dan kumanyasında patates getiren Piri Reis’in adından
b. Yugoslavya’da patatesin adı olan "kurompiröden
c. Bulgarca’daki "kumpiröden
d. Hiçbiri

10- İrlanda’da 1770’li yıllardan itibaren patates yetiştirten sömürgeci İngilizler o kadar ileri gittiler ki, patates İrlandalının yaşamının hemen tümünü kaplamaya başladı. Sıradan İrlandalı günde 10 patates yiyordu. Tek ürün patates artık yorulmuştu. Patateste virütik bir hastalık ortaya çıkınca hemen yayıldı ve 1845’te İrlanda’da dünyada eşine az rastlanan bir kıtlık baş gösterdi. İngilizler bu katliama benzeyen kıtlığı sadece seyrettiler. Düşünün, 8 milyon nüfuslu İrlanda’da bu yüzden bir milyon kişi öldü. Bir kısmı İngiltere’ye, çoğu Amerika’ya olmak üzere 2 milyon kişi göç etti. Amerika da patatesten kaynaklanan ucuz işgücü nimetinden böylece yararlandı. Bu göçmen İrlandalıların çektikleri ancak zencilerinkiyle karşılaştırılabilir. İçlerinden biri Boston’a yerleşti, dok ameleliği, fıçıcılık derken, 1960’ta ABD’nin ilk Katolik başkanını yaratacak olan büyük aileyi kurdu. Patrick Joseph adlı bu patates kökenli İrlandalının soyadı neydi?
a. Clinton
b. Lincoln
c. Bush
d. Kennedy

Yanıtlar: 1) d, 2) b, 3) c, 4) c, 5) d, 6) d, 7) b, 8) b, 9) b, 10) d





PAZAR