Pazar Sanki bir Ege adası: Datça

Sanki bir Ege adası: Datça

21.08.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Beni kuzum Datça'ya gömün / Geçin Ankara'yı, İstanbul'u" demiş Can Yücel. Bir tarafı Ege, bir tarafı Akdeniz; güzelim zeytin ve badem ağaçları; Muhtar'ı, Güler'i, begonvilli eski evleri; kupkuru havası ve Ege adası atmosferiyle, ne kadar da haklıymış Can baba...

Sanki bir Ege adası: Datça

fturkmenoglu@milliyet.com.tr Datça, Muğla'nın güneybatısında; Gökova ve Hisarönü körfezleri arasından Ege Denizi'ne uzanan bir yarımada. Turizmi, Allah'a şükür, çok gelişmemiş. Vıcık bir kalabalıktan uzakta Datça. Dorlar zamanında 100 bini geçen nüfusu, şimdi 40 bin civarında. Fiyatlar, diğer tatil yörelerine kıyasla, son derece mütevazı. İnsanı insan, yemeği yemek, havası hava. Datça bambaşka...Arabayı Eski Datça sokaklarına sürüp, uygun bir aralıkta park ettim. İlk iş olarak, şimdi müze olan Can Yücel'in evinin kapısını çaldım. Güler Yücel, Fas'tan aldığı renkli örtülere bürünmüş, "şuvia" oynuyordu. "Bu Berberî oyunu" dedi. "Tek kalan insanların oyunu, burada kendi kendinle hesaplaşman var" dedi gülerek.Güler hanımla beraber çıktık sokaklara. Taş evlerin sıralandığı, begonvillerin sarktığı dar sokaklarda yürüdük. İlk iş olarak, Muhtar'ın kahvesinde oturup kekik çayları içtik. Kadınlar kahvelerde, herkeste bir rehavet, bir gülümseme... Bir sürü gazetenin çıktığını, bir sürü yazarı barındırdığını şaşırarak öğrendim.Elektrik 1978 yılında gelmiş, kötü yol yıllarca ana karayla bağlantısını zorlamış; buna karşın Datçalı okumuş, tartışmış. Hemen karşıdaki Yunan adası Simi'yle her zaman yakın ilişkiler içinde olmuş. Şimdi de, Simililer, Datça'nın cumartesi pazarının değişmez müşterileri. Yolu kötü, çok virajlı" diyenlere kulak asmayın sakın. Şahane bir yol, sadece hıza dikkat, o kadar. Gidilecek yer Datça olunca, virajmış mirajmış, "hiç bunları kendine dert etmeye değer mi?" "Datça'nın 3 B'si var" derler: Bal, badem ve balık. Şubat sonunda, badem ağaçları çiçek açar, Can Yücel'in şiirlerine ilham verirdi, uzaktan duyardık kokularını. Kekik balının lezzeti de anlatılır gibi değil. Yaz mevsimi uzun Datça'da. Hele artık turistin kalmadığı kasım ve aralık ayları varmış ki, adına "Sarıca yazı" denirmiş, meltem durur, upuzun yemek sofralarında saatler süren sohbetler yapılırmış. Çok özendim, kasımda yolum düşsün diye hayal ettim.Merkezdeki birkaç çirkin binayı saymazsak, gözü rahatsız eden çok bina yok. Denizin başladığı yerdeki Liman Kahve, Datça'nın en güzel kahvesi. Saatlerce oturduk, bir sürü insanla konuştuk. Zaman nasıl geçti, anlayamadık.Deliksiz bir uyku çektim. Nem olmadığından sanırım; daha dinç, daha enerjik uyandım. Yunan mitolojisinde, "olağanüstü nitelikler taşıyan ülke" denirmiş buraya. Hatta tarihçi Strabon, "Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, Datça yarımadasına bırakır" der. Tarihte en eski tıp okulları bu bölgede kurulmuş. Sapsarı papatyalar, kekikler, adaçayları; kim bilir kimlere derman olmuş...Antik Knidos kentini gezdim. Neredeyse her antik kentte olan Afrodit Tapınağı burada da var. Ünlü matematikçi Eudoksos'un güneş saati ise çok ilginç. Datça'nın 3 B'si: Bal, badem ve balık Yürüyüş sevenler için, çok güzel yollar var. Badem, çam, zeytin ağaçları arasında, kekik ve adaçayı topladım. Yürüyerek gidilen plajları gördüm, serin denizde yüzdüm. Olağanüstü!Ege ve Akdeniz'in bir arada göründüğü Balıkaşıran'a gittim. "Balıkaşıran'dan bu yana akıllı adam geçmez" diyor Datçalılar. Ben tabii ki geçtim. Yemekler enfesti. Datça'ya has gışıyak, ilabada yedim. Çok lezzetli otlar, sohbet de güzeldi, yemeklerimiz uzadıkça uzadı...Sadece üç gün kaldım, yetmedi. Can Yücel'in "Beni kuzum Datça'ya gömün / Geçin Ankara'yı, İstanbul'u / Oralar ağzına kadar dolu / Alabildiğine de pahalı" dizeleri aklımda; virajlı ama güzel yoldan geri döndüm. Balıkaşıran'dan bu yana akıllı adam geçmez En kolayı, Bodrum'a uçmak. Mayıs-ekim arası Bodrum-Datça feribot seferleri var. Günde üç sefer yapılıyor. 1,5 saat sürüyor. Gidiş-dönüş, kişi başı 30 YTL. Tel: (0252) 316 08 82. Arabayla gidiyorsanız, İzmir'e 350 km. İstanbul-Datça arası ise 960 km. Marmaris yolundan gidiliyor, yol abartıldığı gibi değil; gözünüz korkmasın. İstanbul, Ankara ve İzmir'den direkt otobüs seferleri var. Ayrıca, Marmaris'ten Datça'ya da minibüs çalışıyor. Nasıl gidilir? Hotel Olimpos: Klimalı ve televizyonlu odalar, iki kişi oda kahvaltı 90 YTL. Denize 10 metre mesafede. Tel: (0252) 712 28 00 Hotel Mare: Merkezde. İki kişi, yarım pansiyon 150 YTL. Tel: (0252) 712 32 11 Villa Carla: İki kişi oda kahvaltı ve 5 çayı 50 avro. Ben burada kaldım, servis mükemmel. Manzara şahane. Sahibi Bülent Sancaktar ve otelin eski sahibi Carla hanımla da tanıştım.Tel: (0252) 712 20 29 Tuna Pansiyon: İki kişi, klimalı 40, klimasız odada 35 YTL. Merkezde ve önünden denize giriliyor. Tel: (0252) 712 20 14 Nerede kalınır? Deniz çok güzel, bol bol yüzün. Hastane Altı, Kumluk, Taşlık ve Şifalı Göl'e yürüyerek de gidebilirsiniz. Koylar çok bakir ve çok güzel. Palamutbükü, Kargı Koyu ve Ovabükü'ne gittim; çok iyi vakit geçirdim. Yakınlardaki Hızırşah, Mesudiye ve Reşadiye köyleri çok güzel. Kahvelerde oturup köylülerle sohbet ettim. Balıkaşıran'da Ege ve Akdeniz'i bir arada görmek mümkün. Yürüyüş parkurları çok güzel, temiz havada saatlerce yürüdüm. 28 km. mesafedeki antik Knidos kentine mutlaka gidin. Tekir Burnu'nda. Deniz sporlarına meraklıysanız, Datça sörf yapmaya çok uygun. Ayrıca dalış da yapılıyor ve dalış okulları var. Ne yapılır? Yöreye has enteresan yemekler var: Dallampa, karaville, gışıyak, ilabada, bademli incir tatlısı... Yöre otlarını en güzel yapan yer, Ada Lokantası. Merkezde küçük bir lokanta. Köylülerin dediği şekliyle "dalleme", papatyadan yapılan bir tür salata, nefis! Sadece nisan ve mayıs aylarında toplanıyor. Yazları çok ot kalmıyor, sadece sirken otu ve kaya koruğu var. Salata, turşu ve kavurması yapılıyor ve böreklere konuyor. Kaya koruğuna yörede "genevir" deniyor. Sahipleri Aliman ve Kamil Erdem, daha önce İstanbul'daki Cafe Kafka'yı işletiyorlarmış. Fiyatlar son derece uygun. Zeytinyağlılar ortalama 3 YTL, etli yemekler 4 YTL. Ada tabakları 6 YTL. Tel: (0252) 712 05 18 Ne yenir? Yeni Türkü nostaljisi yaptım. "Yeşilmişik"i dinledim. Biraz Ege, Akdeniz; biraz romantizm... Bu adamlar ne kadar içten müzik yapmışlar meğer!Söylemesi ayıp, kendi kitabımı okudum. İnsan basılı halini eline alınca, farklı algılıyor. "Amerikan Rüyası Tabirleri"yle, geçen iki yılı gözümün önünden geçirdim. Çok hızlı okudum, tavsiye ederim! YOL müziği itabı Yolunuz düşerse, 1-7 Eylül arasında, Phaselis Antik Tiyatro'daki etkinlikler izlemeye değer. Etkinlikler, Kemer Tanıtma Vakfı, Kemer Otelciler Birliği ve Martı Otelleri sponsorluğunda gerçekleşiyor. 9 Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası, Sema Gösterisi, arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu ve Mercan Dede konserleri kaçmaz! Phaselis'te festival Emirates, www.emirates.com sitesinden bilet alan yolculara yüzde 7 indirim sunuyor. İndirim değişik rotalarda, eylül sonuna kadar geçerli. Ayrıca sitede, Dubai hakkında her türlü Türkçe bilgi de var. "Tekmili birden Ayşe Arman" yeterli gelmezse... Emirates Havayolları'ndan online indirimi