Savrulanlarda Bugün

Bazı insanlar ne istediğini bilir ve o yolda ne pahasına olursa olsun ilerler. Arada tökezler, düşer ama yine ayağa kalkar. Onlar hedefe kilitlenmiştir, er ya da geç gidecekleri yere varırlar. Peki ya savrulanlar?

Onlar hemen her yerde karşılaşabileceğiniz, şahsına münhasır kişilerdir. Gördükleri, duydukları her şeyi yapabileceklerini iddia ederler. Her sabah kafalarında yeni bir fikirle uyanır, akşama doğru bambaşka bir fikre doğru yol alırlar. Sürekli mutsuz ya da bazen mutlu bazen mutsuz olarak duygu durumları saatler içinde bile değişebilir. Bir heyecanla ötesine berisine bakmadan bir sürü işe girişir, yarıda bırakıp başka bir projenin yolunu tutarlar. Oyuncaklarından çabuk sıkılan çocuklar gibi...

Haberin Devamı

Arkalarında bir sürü yarım kalmış iş ve proje vardır. İşler kötüye gittiğinde herkes ve her şeyi suçlarlar, kendileri dışında! Ekonomiden tutun arkadaşlarına, köşedeki bakkalın çırağına kadar herkes suçludur. Neden? Çırak kahveyi hemen getirmedi, kahve içemeyince ayılamadı, geç içti, gideceği yere o yüzden geç kaldı. Zaten hayat hep onlara zalim davranır, herkes onunla uğraşır…

Oradan oraya savrulanların bence en büyük sorunu bir hedeflerinin olmayışı ve kendilerini bir yere konumlandıramamış olması. İçlerindeki bu boşluğu doldurmak için bazen kendi duygularına bazen etrafa kafayı takıyor, kimi zaman da iş açısından deneyimi ve bilgisi olmadığı bambaşka şeyler deniyorlar.

Aslında doğru konumlamanın en kolay yolu kendini tanımaktan geçiyor. İş hayatında doğru konumlama için kendine şu soruları sorabilirsin. Yanıtların mutlaka tutarlı ve dürüst olmalı.

Kimim ben?

Nelerden hoşlanıyorum?

Ne yapmaktan hoşlanmıyorum?

En çok hangi konuda konuşmaktan keyif alıyorum?

Çocukken en çok ne yapmaktan keyif alırdım?

İnsanlar beni hangi konularda takdir eder?

Neye ya da nelere yeteneğim/becerim var?

En zayıf yanlarım neler?

Ne yapacağına karar verdikten sonra da kendine sürdürülebilir, gerçekçi hedefler koyabilirsin.

İyi şeyler hep olur.