Yine Seni Sevmekten Başka Hiçbir Şey Yapmadım Bugün

‘’Ben dünyanın en büyük aşığı olabilirim,

Ben koynunda yüz sene, bin sene durabilirim.

Ben Leyla’yı, Mecnun’u, Ferhat’ı, Aslı’yı, Kerem’i bilmem ama,

Bağdat’ı iki gözüm kapalı bulabilirim.’’

Yumuşacık bir ses, nefis sözler, tatlı bir müzik… Defalarca dinledim bu şarkıyı bu aralar. Ana dilde müzik dinlemenin insanın ruhuna dokunduğuna inanırım. Arabada Türkçe pop dinliyorum. Malum İstanbul trafiğinde saatler geçirdiğim için bütün şarkıları ezbere biliyorum. Sezen Aksu’nun ‘Küçüğüm’ ü ile kendime dönüyorum, ‘Yansın geceler, sabahı da söndürelim’ ile eğleniyorum.

Haberin Devamı

Çalışmaya başladığımda eğer konsantrasyon gereken bir iş yapıyorsam mutlak sessizlik istiyorum. Çünkü müzik dinlerken tüm algılarım müziğe yöneliyor, başka birşey yapamıyorum. Konsantrasyon gerektirmeyen işlerde fonda Klasik Müzik istiyorum. Beethoven ‘Für Elise’, Mozart ‘Alla Turca’, Vivaldi ‘Four Seasons’, Strauss ‘The Blue Danube’ en sevdiklerim.

Akşam üzeri iş sonrası Dire Straits, Santana iş modundan çıkmak için birebir benim için.

Ali’yle dans etmek istediğimizde Bludfire, Don’t be so shy… Klasik müzik dinletmenin çocuk gelişimine yararlı olduğunu okumuştum. Vivaldi’lerle, Mozart’larla büyüttüm kendisini. Altı yaşına geldiğinde artık Rock sevdiğine karar verdi küçük adam. Quuen seviyormuş, 'We will rock you'…

Hayatımdaki en büyük idolüm büyükbabamdı. İki sene önce kaybettim onu. Müzeyyen Senar ve Zeki Çetin çok yakın dostlarıydı. Çocukluğum, ilk gençlik yıllarım fasıl akşamlarında geçti. Şaşırtıcı Türk Sanat Müziği repertuarımı da kendisine borçluyum. Hele Muzo’dan 'Haydar Haydar' geldi mi… Ya da annemin gurbette olduğu yıllarda hep birlikte annem için söyledikleri 'Zeytin Gözlüm'… Beni uzaklara, çocukluğuma götürür.

Türküler… Fırat Türküsü, Sarı Gelin, Urfa’nın Etrafı... bayılırım bu yanık türkülere.

Zaz, ‘Je Veux’; 2010 yılından beri yüzlerce kez dinlemişimdir herhalde, bıkmadan, usanmadan. Zaten ayrı bir zaafım var Fransızca’ya.

Bir tek Caz ile aram iyi değil, olmuyor bir türlü. Biliyorum derin bir kültürü var, biliyorum tarihi var, doğaçlama, ama olmuyor işte.

Haberin Devamı

Gerçek aşk, gerçek sevgi de sevilen bir şarkı gibiymiş, bir yerde okumuştum. Defalarca dinlermişiz ilk başta. Sonra sıkılır, o kadar da çok dinlemek istemezmişiz. Ama sonra bir dengesini bulurmuşuz. Boğucu sıklıkta olmadığında, yıllarca her dinlediğimizde keyif alırmışız.

Böyle ortaya karışık bir müzik zevkim var. Benim gibi, her telden çalıyor. Ama en son yine ‘Bağdat’. Çok iyi geliyor bu aralar.

Aşk’la,