Genel Sağlık Kanserin en sinsi belirtileri

Kanserin en sinsi belirtileri

03.04.2018 - 15:43 | Son Güncellenme:

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı, 1 – 7 Nisan Kanser Haftası vesilesiyle Türkiye’de en sık görülen kanser türleri ve korunma yöntemleri hakkında bilgiler veriyor.

Kanserin en sinsi belirtileri

Hücre yapısında değişikliğe neden olarak kanser hücresine dönüşmesini sağlayan şartlar oluştuğunda, potansiyel olarak trilyonlarca hücreden herhangi birinde kanser başlayabilir. Bu şartların oluşması çoğunlukla uzun yıllar aldığından veya yaşlanmış doku ortamlarında daha olası olduğundan genellikle kanser hastalığı ileri yaşlardaki kişilerde ortaya çıkar. Ancak genetik yatkınlık veya kanserojenlere aşırı maruziyet durumlarında daha erken yaşlarda gelişmesi de mümkündür. Ayrıca çocuk yaş grubuna özgü kanser tipleri de mevcuttur.

Kanser bazı durumlarda sessiz ilerleyebilir

Kanser dokusu kaynak aldığı organa göre spesifik belirtiler verebilse de, aynı organ kanserleri arasında bile bulunduğu anatomik lokalizasyona bağlı olarak farklı semptom ve bulgular ortaya çıkabilir. Örneğin; midenin girişine yakın bir tümör yutma zorluğu, çıkışına yakın olan inatçı bir kusma nedeni olurken, orta bölge tümörleri hiçbir belirti vermeden sadece anemi ile kendisini belli edebilir. Bu örnekler çoğaltılabilir.

Kansere eşlik eden ortak semptomlar olabilir

Kanser hastalığına eşlik edebilen birkaç semptom ve bulgu olabilir. Bunlardan başlıcaları; izah edilemeyen halsizlik, bitkinlik, anemiye işaret eden solukluk, kilo kaybı, ateş ve terleme, cilt ve göz aklarında renk değişimleri, karın veya uzuvların genişlemesi gibi vücut ölçülerinde izah edilemeyen değişikliklerdir.

Ayrıca vücudun herhangi bir yerinde el veya gözle fark edilebilen yumru ve kitleler, iştah, yeme, küçük veya büyük abdest gibi doğal fonksiyonlarda fark edilen her türlü anormallikler bir kanser habercisi olabilir. Bu nedenle uzman bir hekim tarafından değerlendirildikten sonra kanser teşhisi yapılabilir. Bunlara ek olarak kanserin yerleştiği organlara özgü bazı belirtiler de kaydedilebilir. Örneğin; kuru ve uzun süren öksürük, kanlı balgam ve solunum hareketlerinde ağrı, bir akciğer tümörü habercisi olabiliyorken; baş ağrısı, dengesizlik ve görme bozukluğu bir kafa içi tümörüne, idrarda kan görülmesi ise bir üriner sistem tümörüne işaret edebilir.

Kan kanseri ve endokrin sistem kanserleri son derece atipik (düzensiz) seyirli olabilir.
Bu belirti ve bulguların birçok iyi huylu hastalığa da eşlik edebileceğini bir kez daha hatırlatmakta yarar vardır. Değerlendirme mutlaka bir uzman hekim tarafından yapılmalıdır.

Bazen primer (birincil) kanser herhangi bir semptom veya bulgu vermediği halde, ilk belirti metastazlara (sıçrama) bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bunlar bazı lenf bezlerinin büyümesi, karaciğer büyüklüğü, beyin metastazlarına bağlı nörolojik belirtiler, kemik ağrıları veya kırıkları, karında sıvı toplanması gibi çok farklı bulgular olabilir.

Kanser tipleri organa ve köken aldığı hücreye göre çeşitlenir

Kanserler bir yandan yerleştiği organın adıyla anılırken, diğer yandan köken aldığı hücre tipine göre patolojik yönden farklı adlandırılırlar. Bu farklı oluş tümörlerin biyolojik davranış ve tedavi yöntemleri cevaplarına da yansır. Örneğin; bazı kanser tipleri bulunduğu yerde agresif davranırken diğeri hızla metastaz yapma potansiyeline sahip olabilir. Bazı kanser tipleri lenf yoluyla yayılmaya eğilimli iken, diğerleri kan yoluyla yayılmayı sevebilir. Cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilen kanser tipleri de olabildiği gibi kemoterapi veya radyoterapiye iyi yanıt verebilenleri de vardır. Son yıllarda son derece gelişmiş patolojik incelemelerle tümör hücrelerinin alt karakteristikleri araştırılarak yüzlerce farklı tümör tipi tanımlanmakta ve onların biyolojik davranışları tahmin edilmeye çalışılmaktadır.

Sigara ile mücadele, kanserden korunmada birincil öneme sahip

Kanserle mücadelede alınabilecek önlemler 2 gruba ayrılır. Bunlar; primer (birincil) korunma ve sekonder (ikincil) korunma olarak adlandırılır. Tabi kanserden korunabilmenin ilk adımı hastalık hakkında yeterli bilgiye sahip olmaktan geçer. Bu nedenle özellikle önlenebilir çevresel faktörler konusunda toplumun eğitilmesi, bilinçlendirilmesi ve devletin koruyucu düzenlemeler getirmesi şarttır. Ayrıca aşılama ile bazı enfeksiyonların önüne geçilerek kanser oluşmadan önlem alınabilmesi de mümkündür. Bu yüzden toplumun kansere karşı aşılama konusunda da bilgi sahibi olması gerekir.

Sigara ile mücadele bu konuda birincil öneme sahiptir. Tüm kanserler arasında sıklık yönünden birinci sırada gelen akciğer kanseri ile sigara ilişkisi doğru orantılıdır. Bunun dışında gırtlak (larinx), baş-boyun, mesane, mide ve pankreas kanserleri ile tütün arasında kuvvetli bir ilişki söz konusudur. Obezite ile başta meme ve pankreas kanserleri olmak üzere birçok kanser türü arasında pozitif ilişki olduğu bilinmektedir. Bu yüzden beslenme ve egzersiz düzenlemeleriyle obezite ile mücadele kanserden korunma adına oldukça önemlidir. Temiz hava ve içme sularının korunması adına yapılacak çalışmalar haricinde radyasyondan uzak kalınması da halk sağlığı adına gereklidir. Çalışma ortamlarına ait riskler de kanserden korunmada rol oynar. İşçi güvenliği adına alınabilecek tedbirlerle birçok insan kanserden korunabilir. Tüm bu tedbirler kanserle mücadelede primer (birincil) korunma olarak adlandırılır.

Yazarlar