Yaşam Ölümün adı yok!

Ölümün adı yok!

31.07.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiye'de feminist hareketin öncülerinden gazeteci-yazar Duygu Asena, dün sabah hayata veda etti. 1987'de yayımladığı "Kadının Adı Yok" adlı romanıyla satış rekorları kıran Asena 2 yıldan bu yana beyin tümörü teşhisiyle tedavi görüyordu

Ölümün adı yok

Asena'nın rahatsızlığı iki yıl önce ortaya çıktı. Asena, beyninde bir sorun olduğunu okurlarına açıklarken, kontrollerde beyninde görülen doku değişikliklerinden kuşkulanan doktorların kesin tanı için biyopsi yapılmasını uygun gördüğünü belirtmiş, biyopsinin kesin sonuçlarının alınmasından sonra da hemen tedaviye başlanmıştı. Asena, dostlarına gönderdiği e-posta ile sağlık durumunu ve tedavisini de şöyle anlatmıştı:"Yaklaşık 15 gün önce, psikolojik zannettiğim bazı nedenlerle Dr. Saffet Murat Tuna'ya başvurdum. O da beni hemen beyin MR'ına yönlendirdi. Ertesi gün Amerikan Hastanesi'nde çekilen MR'da iki lezyon görüldü. İki gün önce iğne ile parça alınarak yapılan biyopsi sonucunda rahatsızlığıma 'beyin tümörü' teşhisi konuldu. Hastane tüm imkânlarını kullanarak tedavimi başlattı. Gayet iyiyim. Güven içinde dostlarımın yoğun ilgisi ve sevgisiyle çevrelenmiş durumdayım. Bir kez daha bana gösterilen sevgi ve desteğe teşekkür eder, bir süre dinleneceğimi ama yazılarımı sürdüreceğimi bilmenizi isterim. Sevgiyle... Duygu Asena."Asena, bu mesajından kısa süre sonra da Ekim 2004'te ameliyat edilmişti. Türkiye'de feminist hareket deyince akla gelen ilk isim olan gazeteci-yazar Duygu Asena (60), ani solunum sıkıntısı ve yüksek ateş şikâyetleriyle geçen perşembe kaldırıldığı Vehbi Koç Vakfı (VKV) Amerikan Hastanesi'nde dün 04.45'te 'solunum durması' nedeniyle vefat etti. VKV Amerikan Hastanesi göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Ayşe Fidan Baturalp, Duygu Asena'nın "glioblastoma" denilen beyin tümörü nedeniyle tedavi edildiğini, tanı konulduktan sonra 3-4 ay yaşam süresi olmasına rağmen mucizevi bir şekilde iki yıl yaşadığını ifade etti. Mucizevi bir şekilde 2 yıl yaşadı Uluslararası haber ajansları AP ve AFP, Duygu Asena'nın vefatını abonelerine duyururken, Türkiye'de kadın hakları ve özgürlüğü konularında verilen mücadeledeki öncü rolünü vurguladı.Amerikan AP ajansı, "kadın hakları savaşçısı" olarak tanımladığı Asena'nın, tabuları göz ardı ederek, kadın hakları, cinsellik ve kadınlara uygulanan şiddet gibi konuları inceleyen ilk Türk yazar olduğunu belirtti. Fransız AFP de, Asena'nın kitaplarında kadınlara eşit haklara sahip olmak için mücadele etmeleri ve özgür olabilmek için ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları çağrısı yaptığını yazdı. Yabancı ajanslar da verdi Duygu Asena, 19 Nisan 1946'da İstanbul'da doğdu. Atatürk'ün yaveri CHP milletvekillerinden Ali Şevket Öndersev'in torunu olan Asena, Kadıköy Özel Kız Koleji ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Pedagoji Bölümü'nden mezun oldu. Haseki Hastanesi Çocuk Kliniği ve İstanbul Üniversitesi Çocuklarevi'nde pedagog, bir reklam şirketinde metin yazarı olarak çalışan Asena, gazeteciliğe 1972'de Hürriyet'te başladı. "Kadınca", "Onyedi", "Ev Kadını", "Bella Bayan", "First", "Kim", "Negatif" dergilerini yöneten Asena, köşe yazarlığına Milliyet'te başladı. Söz, Sabah, Güneş gazetelerinde köşe yazarlığı, yöneticilik ve röportaj yazarlığı da yaptı. Kadınlara adanmış bir ömür Asena'nın 1987'de yayımlanan ve bir yıl içinde 40 baskı yaparak satış rekoru kıran "Kadının Adı Yok" kitabı 1998'de Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından muzır bulunarak yasaklandı. İki yıl süren dava sonucunda yayımlanmasına tekrar izin verilen kitap, aynı yıl Atıf Yılmaz tarafından filme alındı. Asena ayrıca, "Umut Yarıda Kaldı", "Yarın Cumartesi", "Bay E" adlı üç filmde de rol aldı. Muzır kitapla satış rekoru İnci Asena'nın çifte acısı Duygu Asena'nın kardeşi İnci Asena, bir gün arayla iki büyük acıyı birden yaşadı. Önceki gün eski eşi gazeteci-yazar Halit Çapın'ı, bir gün sonra da ablası Duygu Asena'yı kaybetti.Sağlık problemleri uzun süre önce başgösteren Duygu Asena ve Halit Çapın, son birkaç günlerini aynı hastanede geçirdiler. Çapın'ın 21 Temmuz'da Amerikan Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesine kaldırılmasından tam 1 hafta sonra Duygu Asena da aynı hastanede yoğun bakıma alındı. İnci Asena, ortak geçmişe sahip olan ablası ve eski eşinin başında çırpınıp durdu. Yaşam mücadelesini ilk kaybeden Çapın oldu. Bir gün sonra aynı saatlerde, Duygu Asena yaşama veda etti.Son yolculuğuna ilk olarak bugün Çapın uğurlanacak, yarın da Duygu Asena toprağa verilecek. Son yaş gününde 2 ödül almıştı Duygu Asena, 60. doğum gününü 19 Nisan 2006'da dostlarıyla birlikte kutlamıştı. Doğum gününde Asena'ya Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödül vermişti. PEN Türkiye Merkezi Başkanı Vecdi Sayar'ın, "Asena'nın adını sonsuza kadar sürdürecek bir ödül yaratmaya karar verdik" dediği törende, Asena pasta da üflemişti. Duygu Asena'nın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, şunları kaydetti:"Duygu Asena'nın yokluğu başta kadınlarımız olmak üzere hepimiz için büyük bir üzüntü, büyük bir acı ve büyük bir eksikliktir. Kadının ikinci sınıf insan konumuna itilmek istendiği günümüzde, Duygu Asena'yı kaybetmenin acı ve yalnızlığı bizlere büyük bir sorumluluk da yüklemektedir. Cumhuriyeti savunmak, cumhuriyetin kazanımlarını korumak, kadın hakkı ile kadınlarımızın özgürleşmesi mücadelesini artık Duygu'suz vereceğiz. Böylesine önemli ve zor bir görevi yerine getirerek, Duygu Asena'nın 'Kadının Adı Yok' çığlığını, 'İşte senin hayalindeki kadın' aşamasına yükseltmek öncelikli sorumluluklarımızdan biri olacaktır."ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu da, Duygu Asena'nın kardeşi İnci Asena'ya bir telgraf göndererek başsağlığı diledi. Baykal: Büyük bir eksiklik DOSTLARI 'DUYGU'LARINI ANLATTI Nurcan Akad (Milliyet Gazetesi Yayın Danışmanı): Mesleğe ilk adım attığım yıllarda o yöneticiydi ve her sabah oturduğum masanın önünden hiç tanımadan olanca gülümsemesi ve şahane bir 'günaydın'la geçerdi. Sanırım o yıllardaki en önemli motivasyonumdu. Ben Duygu'nun en çok gülümsemesini özleyeceğim. Gülümsemesini özleyeceğim Türkân Saylan (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı): Yazıları, duruşu ve onuruyla milyonlarca kadına ve erkeğe yol gösterdi. Kocaman yürekli, yaratıcı ve yapıcı bir kadındı. ÇYDD'nin üniversiteli kardelenlerinin önderlerindendi. Onu çok arayacağız. Işıklar içinde yatsın. 'Kocaman bir yüreği vardı' Ruhat Mengi (Vatan gazetesi yazarı): Türkiye'de kadın haklarının hiç önemsenmediği yıllarda Duygu tek başına ortaya çıktı. Kadının birey olarak neredeyse kabul edilmediği yıllarda kadın haklarını savunmuştur. Türkiye'de kadın haklarından söz edilmesi neredeyse ciddi olarak Duygu ile başlamıştır. Kadın hakları için büyük kayıp Orhan Erinç (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Halit Çapın'ı kaybetmenin ardından Duygu Asena'nın ölümü, acımıza tuz biber ekti. Asena, özellikle kadın sorunları konusunda simgeleşmiş ve ilk akla gelen gazetecilerden biriydi. Asena'nın yaptıklarıyla, kitaplarıyla aramızda olmayı sürdüreceğine inanıyorum. Yaptıklarıyla yine yanımızda Deniz Alphan (Milliyet Ekler Yayın Yönetmeni): Kadınların üstünde çok emeği vardı. Ona teşekkür borçları olmalı. Bir gün Duygu'nun da bulunduğu bir grupla yurtdışına çıkacaktık. Pasaportumda bir sorun çıktı. Pasaport kontrolündeki bir kadın polisti. Duygu'ya dönerek, 'Eğer kefil olursanız mesele kalmaz' dedi. Kadınlar ona teşekkür borçlu Nihal Bengisu Karaca (gazeteci): 1980'li yıllarda büyüyen bütün kadınlar Duygu Asena'dan az ya da çok etkilendi. Kitabı 'Kadının Adı Yok'u okumamış çok az kadın vardır. Gerçekte duygulu, narin ve 'kadınsı' bir insandı ama cevval ve haklarını söke söke alacak bir amazon gibi sunuldu; bir yazar değil, adeta projeydi. Gerçekte narin ve kadınsıydı

Yazarlar