Sakin ebevenylik

Sakinlik ve sakin bir birey olma kavramı:

Mizaç doğuştan gelen, yani çok güçlü bir biyolojik temeli olan ve doğuştan itibaren kendini gösteren davranış özellikleridir. Bebeklerin hemen doğumdan sonra bile farklı özellikler gösterdikleri gözden kaçmaz. Bazı bebekler çok sakindir, hemen hemen hiç ağlamaz bile; bazıları ise çok hareketlidirler ve çok sık ağlarlar. Bu özellikler çoğu kez bebek büyüdüğünde de değişmez. Sakin olma hali de bir mizaç özelliğidir. Mizaç özellikleri hem genetik olarak anne ve babadan gelir, hem de sosyal çevrenin etkileri ile şekillenir. Ancak doğuştan sakin mizaca sahip olmayan bir birey hayatının geri kalanında artık sakin olma şansını kaybetmiştir diye bir durum söz konusu değildir. Elbette anne ve babanın tutumları ile mizacı şekillendirmemiz mümkündür. Şekillendirmek diyorum, çünkü tamamen değiştirmek pek olası değildir. Bunu bir ağaç yetiştirmeye benzetebiliriz. Ağacın cinsinin ve yaprak çeşidinin nasıl olacağını değiştirmemiz mümkün değildir çünkü doğuştan belirlenmiştir; ancak ne kadar sağlıklı ve verimli bir ağaç olacağını dışarıdan sağladığımız su, ışık, toprak gibi etmenlerle değiştirebilmemiz mümkündür. Dolayısıyla sakin bir birey yetiştirebilmek için mizaç önemlidir; fakat anne babanın yönlendirmeleri ve tutumları da çok önemli bir rol oynar.

Haberin Devamı

Sakin olabilmek ve duyguları yönetebilmek arasındaki ilişki:

Sakin olmayan bireyler duyguları yönetebilmek ve mantıklı düşünebilmek için gerekli olan dur-düşün-davran üçlüsünü uygulamada zorlanabiliyorlar. Gündelik yaşamda hepimizin başından pek çok olay geçiyor, ancak herkesin olayları yorumlayış biçimi birbirinden farklı oluyor. Aynı olaya kimileri felaketmiş gibi bakıp çok yoğun olumsuz duygular hissederken, kimileri de daha gerçekçi düşünerek sakin kalmayı başarabiliyor. Örneğin eşi telefonuna dönmedi diye kafasından felaket senaryoları yazan bir bireyin (“Kesin başına bir şey geldi!”) sakin kalabilmesi mümkün değildir. Aynı durumda farklı düşünebilen birisi (“Toplantısı uzamış olabilir.”) daha sakin kalabilir. Duyguları yönetebilmek ve sakin kalabilmek için gerçekçi düşünmek ve yaşananları abartmamak doğru bir yöntemdir. Gerçekçi düşünmeyi hayatının her alanında uygulamaya sokan ebeveynlerin çocukları da bu düşünme stilini öğrenir ve duygularını daha makul düzeylerde yaşayarak daha sakin bireyler olabilirler.

Haberin Devamı

Sakin ebeveynlik:

Sakin ebeveynler aceleci değildir. Hayatı olduğu yaşamayı kabul ederler. Şimdi ve burada kalmanın tadına varabilmişlerdir. Örneğin akşam yemeğinde aceleyle yemeği bitirip aklındaki işe biran önce başlamaktansa ailece sofrada olmanın tadını çıkarırlar. Çocuklarından beklentileri gerçekçidir. Çocuğunun yaşına ve becerilerine uygun olan isteklerde bulunurlar; 4 yaşındaki bir çocuğun kapıdan çıkmadan önce kendisi kadar hızlıca ayakkabısını bağlayamayacağını hesaba katar ve onun hızına saygı göstererek çocuğuna müdahale etmez. Sabırlıdırlar. Çocuğu yanlış bir davranışta bulunduğunda ortalığı birbirine katmadan durup düşünürler ve tepkilerini ondan sonra verirler. Kaygıları daha makuldür, felaket senaryolarını bir kenara bırakıp daha mantıklı düşünebilirler.

Haberin Devamı

Sakin ebeveyn olmanın avantajları :

Sakin ebeveynler olmak pek çok konuda avantajlıdır. Hem karı-koca ilişkileri hem de çocukları ile olan ilişkileri daha sağlıklıdır. Aile içinde tansiyon gereksiz yere yükselmez. Duygular hız trenindeymiş gibi aniden inip çıkmaz. Sakin ebeveynlik fazla rahat olmak veya ilgisiz olmak olarak yorumlanmamalı. Bir çocuk parkına gittiğinizde çocuğu yere düşen iki farklı tutuma sahip olan annenin verdiği tepkileri düşünelim. Bir anne sakin bir tutuma sahip olsun, diğer anne ise çok kaygılı olsun. Sakin olan anne çocuğun yerden kendi kendine kalmasına izin verir ve çocuğunun o anda ona ihtiyacı olup olmadığını iyi gözlemleyerek ya bekler; ya da yanına gider. Bu tutum umursamazlık değildir, çocuğun baş etme becerilerine fırsat tanımaktır. Kaygılı olan anne ise çocuğun ne olduğunu anlamasına bile fırsat tanımadan hemen onu kucağına alır ve çocuktan daha bile fazla korku tepkisi vererek duruma müdahale eder. Burada sakin olan annenin çocuğu ileride benzer bir deneyimle daha iyi baş edebilirken, kaygılı olan annenin çocuğu ağlaya ağlaya bir başkasının yardımına muhtaç olur.

Sakin bir ebeveyn olmanın çocuk gelişimine artıları:

Sakin ebeveynler çocukları ile olumlu bir ilişki kurabileceği için çocuğunun hayatına çok daha fazla dâhil olma şansı elde ederler. Sakin kalabilen bir ailenin çocuğu, “Acaba bana kızarlar mı? Acaba yine paniklerler mi?” endişesini daha az yaşayacağı için sırlarını paylaşır ve kötü bir durumda olsa bile ailesinden yardım ister. Duygusal paylaşım bu ailelerde daha fazla olur. Bunlara ek olarak sakin yetiştirilen çocukların kendileri de sakin kalabilmeyi başardıkları için hem akademik hayat, hem de sosyal ilişkilerinde daha başarılı olma şansı elde ederler. Hayatın tadına vara vara, keyifle büyürler.

Günümüz anne-babalarının yaklaşımları:

Günümüz anne-babalarının birçoğu çalışan ebeveynler… Dolayısıyla zamanın az olması ve az zamanda çok iş yapılması gerektiğine dair inancın varlığı her şeyin hızlı hızlı yaşanmasına vesile oluyor. Çocukla geçirilen zaman kısıtlı olduğunda anne ve babalar kendilerini yeterince iyi ebeveynler olarak hissedebilmek için o zaman dilimine pek çok aktivite sığdırmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla her şey acele ile yapılıyor. Danışmanlık yaptığım bir anne akşam eve geldikten sonra çocuğuna ayırabildiği 45 dakikada hem boyama, hem kitap okuma, hem evcilik oynama, hem aktivite kitapları ile zaman geçirebilmek için kafasında bir plan yaptığını ve her birisine ortalama 10 dakika ayırdığını anlattı. Ancak çocuğunun son zamanlarda onunla oynamak istemediğini üzülerek ekledi. Burada çocuk hızlanmak istemiyor. 45 dakikasını annesiyle yavaş yavaş, acele etmeden, kendi hızında geçirmek istiyor. Şehir hayatı koşullarında belki de ebeveynlerin unutmaması gereken en önemli şey “Mükemmel ebeveynlik mümkün değildir”! Çocuğunuzla zaman geçirirken bir şeyler eksik kalabilir, önemli olan hızlıca bir şeyler yapmış olmak için vakit geçirmek değil; tadına vara vara birlikte olmaktır…

Aceleci anne-babaların çocukları nasıl yetişiyor?

Aceleci anne babaların çocuklarının da sabırsız, beklemeye tahammülü olmayan, isteklerini ertelemekte güçlük çeken çocuklar olarak yetişmesi olası… Sakinliğin mizaç olduğundan bahsettik; ancak doğuştan sakin olan bir bireyin anne ve babası evde çok aceleci bir model olursa, mizacının getirmiş olduğu yönlerinin hepsini ne kadar verimli kullanır bir düşünmek lazım. Çocuk aslında evde ne görüyorsa onu yapıyor. Anne sabırsız, aceleci, sebat etmeyen bir tutum sergilerse çocukta da benzer davranışlar gözükebilir. Bunun elbette bir de kaygı boyutu var. Sakin kalamayan, çok kolay panikleyen ebeveynlerle yetişen bir çocuğun büyürken tehlike algısı, sakin ebeveynlerle büyüyen bir çocuğun tehlike algısına göre çok daha açık oluyor. Bu çocuklar daha kolay panikleyen, şikayet eden, beklentileri ve kaygısı yüksek çocuklar olarak büyüyebiliyor.

Daha sakin bir ebeveyn olmak için ne gibi öneriler:

*Yavaşlayın. Anın tadını çıkarın. “Hadi, hadi!” kelimelerini hayatınızdan çıkarın.

*Ebeveynler olarak kendinize zaman ayırın.

*Kendinizi tanıyın. Neye ihtiyacınızın olduğunu sorgulayın. Çocuğunuzun neye ihtiyacı olduğunu gözlemleyin. Çocuğunuz çok yeterli olmak için sürekli strese giren ebeveynler mi yoksa rahat ve eğlenceli ebeveynler mi istiyor?

*İyi ebeveynliğin bir kuralı yok! Sakin olun. İç sesinizi dinleyin. O size doğru yolu gösterecek.

* Her şeyi kısacık bir zamana sığdırmak mümkün değil. Kısa zamanda çok işler yapmak zorunda değilsiniz. İşlerin kalanı yarın da yapılabilir.

*Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanların içinin dolu dolu olması için mutlaka bir aktivite yapmak veya oyun oynamak gerekmez. Bazen sadece onun yanında olup, onu sevgi ve ilgiyle dinlemek bile yetebilir.

*Herkes gibi olmak zorunda değilsiniz. Ayşe Hanım’ın kızı hem baleye gidiyor, hem gitar çalıyor, hem de drama kursuna gidiyor diye sizinki de bu aktiviteleri yapmak zorunda değil.

*Mükemmelin peşine düşmeyin. Çünkü mükemmelin tek bir tanımı yok. Herkesin “iyi”si kendine.

*Ruh ve beden sağlığınıza önem verin.

Yazar: Uzman Klinik Psikolog İpek Gökozan, Madalyon Psikiyatri Merkezi

www.ipekgokozan.com

instagram: @psikologipekgokozan