Senem Aydın

Senem Aydın

senem.aydin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Pek çok gence ilham olan, etkileyici bir kariyer hikayeniz var. Yolun başında size kimler ilham verdi?

Pek çok insan bir mesleğe ya da herhangi bir şeye başlarken hep birilerinden ilham alır. Maalesef benim öyle bir durumum olmadı çünkü ben İzmir’de gecekonduda büyüdüm. Yeni jenerasyonlara baktığımda internetle, bilgi çağında büyüyorlar. Telefon ve televizyon var, her şeye ulaşabiliyorlar. Benim zamanımda yoktu. Ama sana kim ilham verdi dersen, hayatta kalma mücadelesi ve babam ilham verdi diyebilirim. Babam çok çalışırdı ve şu an yaptığım şeylere çok fazla ilham oldu. Beni diğerlerinden ayıran şey yeteneğim değil, azmim ve çalışkanlığım olabilir, bunu da babamdan aldım. Dans ederken bana ilham olan şey ise sokaklar, hayatın zorlukları ve olanaksızlıklar olabilir.

Haberin Devamı

Dans hayatınıza nasıl girdi?

Ben dansı sokakta öğrendim. Bir şeyle tanışıyorsun, merak ediyorsun, peşinden gidiyorsun, aşık oluyorsun, devam ediyorsun, tutku haline geliyor ve vazgeçemiyorsun. Lise bitince hayata atıldım, üniversiteyi çok okumak istedim ama okuyamadım. Sokakta yaşıyorsun, çalışıyorsun... Bir gün İzmir Kemeraltı Çarşısı’na kendime kazak almak için gitmiştim. Ayağımda kundura ayakkabı, gömlek, şiveyle konuşuyorum. Orada seyyar satıcılardan biri beni çekti ve beyaz bir eşofman altı ile baskılı bir sweatshirt giydirdi, parasını da aldı. Öyle semte döndüm. Sonra bir çocukla tanıştım. Beni görünce abi sen “Break dansçı mısın?” dedi, küfür ediyor herhalde sandım. Anlamadım. Sonra aklıma girdi ve “Öğret bana” dedim. Akşam olduğu zaman ilköğretim okuluna giderdik, Atatürk büstünün olduğu yerde kaygan zeminler vardı, orada dans ederdik. Sonrası uzun bir dans serüveni… ‘Benimle Dans Eder Misin?’ yarışmasına girdim ve birinci oldum. Hiç pes etmedim, hep çok çalıştım. Ve kazandığım paralarla Avrupa ve Amerika’ya gitmeye karar verdim.

Ömer Yeşilbaş: Hedefim dansı saygın bir meslek haline getirmek

Yurt dışında dünyanın en ünlü koreografları ile çalışmışsınız...

Evet, dünyanın en ünlü dans kamplarına gidip orada dereceler kazandım. Justin Timberlake, Justin Bieber, Beyonce, Shakira, Rihanna, Britney Spears, Jennifer Lopez... Hepsinin koreograflarıyla tanıştım, arkadaş oldum. Bir şekilde onları etkiledim ve dans gruplarına girdim. Bana Amerika’da kalmamı teklif ettiler ama istemedim. “Ben burada kalırsam sadece kendimi kurtarırım ama Türkiye’ye sizi getirirsem benim gibi bir sürü çocuğu kurtarabilirsiniz” dedim. Çok etkilendiler. Dansfabrika’nın hayata geçmesiyle birlikte de dünyaca ünlü koreografların hepsini Türkiye’ye getirdim.  

Haberin Devamı

Dansfabrika'nın temelleri ne zaman atıldı?

2013-2014 arasında... Ondan önce de Mecidiyeköy’de bir stüdyom vardı, aslında temeller orada atıldı. İnsanlar bana “Dans fabrikası gibisin, sürekli dansçı üretiyorsun” diyordu. Aslında Dansfabrika adını da ben değil, insanlar koymuş oldu. Bunun yanı sıra Türkiye’nin ilk dans ajansı bizde, Castfabrika. Bir de Kampfabrika var. Dünyanın en büyük iki dans kampını ve birçok dans kampını organize ediyoruz. Dünyanın her yerinden insanlar burada eğitim almaya geliyor. Bir de Homefabrika var, bu da Dansfabrika’nın online versiyonu. Yani evinden çıkamıyorsun, pandemi var ya da dünyanın herhangi bir yerindesin, online eğitime katılabiliyorsun. Yaklaşık 14 ülkeye hizmet veriyoruz. Hobi olarak yapsan da seni dansçı gibi yetiştiriyoruz.

Haberin Devamı

Ömer Yeşilbaş: Hedefim dansı saygın bir meslek haline getirmek

'Eski Ömer’i daha çok özlüyorum'

Dansı sokaklarda öğrenip, bugün dans deyince akla gelen ilk isimlerden biri oldunuz... Neler söyleyeceksiniz?

Tabii ki kendimle gurur duyuyorum. Ama eski Ömer’i daha çok özlüyorum. Çünkü o daha gerçek bence. Şu an her şey çok etiket, çok popüler... Şu anki Ömer Dansfabrika ile anılan, dansçı, dans yönetmeni, koreograf, insanlara göre belli başarılar elde etmiş biri. Diğeri bizim mahallenin Ömer’i, Arap Ömer, Ağrılı Ömer, kabadayı Ömer…  

Ben dans etmek istedim ama dansçı olmak istemezdim. Çünkü dürüst olmak gerekirse tutkumu paraya satmak istemezdim. İnsanlara dans öğretirken para kazanmak isterim. Dünyaca ünlü markalarla çalışıyorum, bundan para kazanmak isterim. Ama artık dans ederek kazandığım parayı kabul etmiyorum, verirlerse de arkadaşlarıma ya da ihtiyacı olanlara dağıtıyorum.

Dansta hedefiniz nedir?

Dansfabrika olarak en büyük hedeflerimden biri dansı doktorluk, mühendislik, avukatlık gibi saygın bir meslek haline getirmek. Yavaş yavaş görüyorum, oluyor da... Bütün aileler çocuklarını getiriyor, influencerlar, fenomenler gelip, “Dansçı olmak istiyorum” diyor. Bu benim için çok güzel bir şey. Bu bizim başardığımız bir şey. Çok fazla başarısız oldum ama bence burada başarılı oldum.

Ömer Yeşilbaş: Hedefim dansı saygın bir meslek haline getirmek

Dansçı olmak isteyen gençlerde ne arıyorsunuz?

Türkiye’de maalesef yetenekli insanlar çalışkan olmuyor. O yüzden biz azim, çalışkanlık, kararlılık ve istek arıyoruz. Bizden önce klasik, geleneksel dans eğitimleri veriliyordu. Ben Amerika’da şarkıcıların arkasında gördüğümüz, sokak danslarının ilk stüdyosunu açtım. İlk açıldığımız günden beri bütün şarkıcılar, oyuncular, influencerlar, fenomenlerin hepsi Dansfabrika’ya gelip, bizden eğitim alıyor. Onların başarısının arkasında olmaktan gurur duyuyoruz.

'Serenay Sarıkaya kadar çalışkan birini görmedim'

Pop müzik ve sanat dünyasının yıldızlarıyla çalışıyorsunuz. Bu isimler sizde nasıl etkiler bıraktı?

Sahneye dokunan, dans eden birçok insanın ilk eğitmeni olmuşumdur. Murat Boz, Kenan Doğulu, Serdar Ortaç, Edis, Gülşen, Demet Akalın, Bengü, İrem Derici, hepsiyle çalıştım. Biz çok büyük hayallerle yola çıkıyoruz ancak yatırım yok maalesef. Endüstri desteklemeyince şarkıcı kendine yatırım yapamıyor. Yoksa ne kadar çalışkan olduklarını biliyorum. Kenan Doğulu hâlâ konser öncesi çok çalışır. Gülşen sabahlara kadar provalar yapar. Serenay Sarıkaya kadar çalışkan ve yetenekli birini görmediğimi söyleyebilirim. Enis Arıkan’la da çalıştım, çok yetenekli, her dans stilini yapabiliyor.

Dünya yıldızlarının konser öncesi idman yaptığını duymuştum. Siz  sanatçılara neler tavsiye ediyorsunuz?

Beyonce konseri öncesi koşarken aynı zamanda şarkısını söylüyor. Asla sosyal medyaya girmiyor. Yemesine içmesine dikkat ediyor. Dansçılarla beraber altı ay boyunca bir şova çalışıyor. Bizde böyle bir endüstri ve yatırım yok maalesef. Yeni çıkan isimlere, dansın ve hareketin sahnenin olmazsa olmazı olduğunu söylüyorum. 'Sizi ön plana çıkaracak  şey bu, lütfen ses eğitiminize, sporunuza gösterdiğiniz özenden daha fazlasını dansınıza ve vücudunuzun hareket etmesine gösterin!' diyorum. Dans her zaman diğerlerinden ayrıştıran unsur.

Ömer Yeşilbaş: Hedefim dansı saygın bir meslek haline getirmek

'Modayı belirleyen dansçıların tavırları ve rahatlığı'

Son dönemde yıldızların sahne kıyafetleri de çok konuşuluyor. Sahne kostümlerinin performansların önüne geçtiğini düşünüyor musunuz?

Sahnede dans, kostüm, sahne tasarımı, ışıklar, alan yaratıcılığı bunlar olmazsa olmaz, hiçbirini birbirinden ayıramazsın. Kötü bir şey giyse eleştirilir, güzel bir şey giyse eleştirilir, bir şey giyse ya da giymese yine eleştirilir. Eleştirmek isteyen eleştiriyor. Sanat çok zor bir şey. Sen ne yaparsan yap karşı tarafın ne gördüğü, ne kadar görmek istediği ile alakalı. Biz bir şey yaparken de karşı taraf ne düşünür diye yapmıyoruz ki…

Dansçıların stilleri neye göre belirleniyor?

Biz ihtiyaç ve rahatlık için giyeriz, insanlar moda zanneder. Aslında bakarsan modayı belirleyen dansçıların tavırları ve rahatlığı… Vogue, hip-hop danslarından esinlenir birçok tasarımcı.