Y.Mimar Işıl Şenozan

Y.Mimar Işıl Şenozan

isilsenozan@gmail.com

Tüm Yazıları

Nedense işler yolunda gittiğinde akla gelmeyen bir soru: Neden?

Ya panik havası oluşmaya başladığında bu sorunun tohumları da fark edilmeden serpilmiş oluyor ya da her şeyin her zaman yolunda gitmesi gerektiği düşüncesinden kendimizi alamıyoruz.

Çünkü gerçekleşmesi hayal edilen dilekler var, istekler, planlar, programlar, amaçlar, hedefler. Keşke ile başlayan cümleler, bir önceki istek gerçekleşmiş olsa dahi yeniden benzer kalıplarda kurulan, sonu gelmeyen, bitmeyen kelime dizileri. Onlar olmadan olmuyor evet, biri tamamlandığında yenisini dilememiz zamanımızı almıyor bile, hazırda bekliyorlar gibi.

Haberin Devamı

Bu akış çok hoş, olmaması da üzücü olurdu lakin bazen bazı beklentiler tam istenilen şekilde olamıyor. Belki zamanı uymuyor, belki yeterli gelmiyor. Sonuçta, her nasılsa eksiklikler çıkıyor karşımıza.

Normal olanın sürecin sorunsuz ilerlemesi ve tüm isteklerimize tam istediğimiz şekilde, dilediğimiz zamanda ulaşmamız olduğunu düşündüğümüz için aksi bir durum ile karşılaştığımızda şaşırıyoruz. Neden? diyoruz, yapılması gerekenler yapıldı, planlandığı şekilde hareket edildi ama olmadı. Bazen hemen bulunur sorunun cevabı, bazense hiçbir zaman bulunamaz.

‘Neden’ sorusu genellikle memnun olunmayan bir sonuca ulaşıldığında sorulur ki, bu durumda müdahale şansı kalmadığı için yeniden deneme aşamasına geçmekten başka seçeneğiniz kalmaz.

Tamamen başka bir bakış açısına yönelten bir diğer soru ise: Nasıl?

Daha başlamadan, adım atmadan, önünüzde bulunan alternatifleri çoğaltmak için, en doğru müdahale aşamalarını kaçırmayacağınız, çözüm odaklı yaklaşım göstermenizi sağlayan bir soru şekli, sonuçtan olabildiğince üst seviyede memnun kalmanızı sağlar.

Hepimizin hayattan beklentileri var, olmaları için çaba gösteriyoruz, emek veriyoruz. Zamanımız da hayatımız da değerli, boşa harcamamak adına işin sonunda geriye dönüp bakmaktansa, başında önlem almak çok daha verimli olacaktır. Bazense görebildiğiniz alternatiflerin hepsini de sıralasanız, tüm yolları da deneseniz, elinizden gelenin çok daha fazlasını da yapsanız olmaz. Gerçekleşmez.

Haberin Devamı

O noktada iş sizden bağımsız ilerliyor olabilir. Aklınıza daha fazlası gelmiyorsa, çözüm bulmak aşamasında ilerleyemiyorsanız belki bir sonraki adımı sizin değil, bir başkasının atması gerekiyordur; bir kişinin ya da döngünün. Kendinizi yıpratmamak için konuyu orada bırakın, ki sonra zamanı geldiğinde yeniden ele alabilesiniz. Bırakmazsanız çözümsüzlüğün yanı sıra sağlığınızı da tehlikeye atıyor olursunuz. Değmez. Bir gün, elbet bir şekilde sonuca ulaşılacak ve günü geldiğinde dileğiniz gerçekleşmişse o an en önemli nokta sağlıklı olmanız olacak.

Ve bazen oluruna bıraktığınızda, sabrettiğinizde, kabullendiğinizde işlerin daha kolay ve rahat çözümleniyor olduğunu görürsünüz. Zorladığınızda kördüğüme dönüşüyor sanki, çözmeye çalışırken karışıyor. Rahat bıraktığınızda ise rüzgarla savruluyor belki, suya düşüyor, kendiliğinden çözülmüş halde size dönüyor. Tarif edilemeyen bir döngü gibi, doğanın kendi kurallarını kendi belirlemesi gibi.

Dileğinizin, hayalinizin kaynağı ve boyutu o kadar önemli ki, o seviyede sizi hayata bağlar. Sımsıkı ya da alelade. Kaynak ne kadar derine iniyorsa döngü o hızda ilerler, düğüm çözülür. Sonuca çoktan ulaşmış olursunuz. Dilerim; aklınız, kalbiniz, ruhunuz, bedeniniz özgürce, dilediğinizce derine inebilsin.

Haberin Devamı

 

Sevgiler,

  1. Mimar Işıl Şenozan