Genel Sağlık Yemek yedirtmiyor, konuşturmuyor! Her yıl 4 bin kişinin yakalandığı 'delirten ağrı'nın çözümü

Yemek yedirtmiyor, konuşturmuyor! Her yıl 4 bin kişinin yakalandığı 'delirten ağrı'nın çözümü

04.08.2023 - 13:57 | Son Güncellenme:

Yemek yerken, konuşurken ve mimik yaparken bile ağrı hissettiğinizi düşünün, ne kadar can sıkıcı değil mi? Türkiye'de her yıl 4 bin kişide görülen 'delirten hastalık' trigeminal nevraljinin altında yatan sebepleri ve tedavi edilip edilemeyeceğini Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek tek tek açıkladı.

Yemek yedirtmiyor, konuşturmuyor Her yıl 4 bin kişinin yakalandığı delirten ağrının çözümü

Trigeminal nevralji hastalarının yemek yerken, konuşurken, mimik yaparken bile şiddetli ağrı duyduklarını belirten Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek, "Trigeminal nevralji her yaşta görülebilmesine rağmen en sık 50 yaş üzerinde rastlanır. Genetik kökenli olduğu düşünülüyor. Yüksek tansiyon, tümör, multiple skleroz risk faktörleri arasında kabul ediliyor. Trigeminal nevraljide ağrı; zonklayıcı, şimşek çakar tarzda, aralıklı olarak seyreder. Zamanla bu ağrı atakları sıklığı artar" dedi.

Haberin Devamı

Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek, Türkiye'de yılda 4 bin hastaya trigeminal nevralji tanısı konulduğuna dikkati çekerek önemli uyarılarda bulundu. Trigeminal nevraljinin yüzdeki duyu hissini beyne taşıyan trigeminal siniri etkilen kronik bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Özbek, "En sık nedeni beyinciği besleyen damarın beyin tabanında trigeminal sinir ile temasıdır. Bu temas zamanla damarın atımları ile beraber hatalı sinyal gönderimine neden olur. Diğer bir neden ise sinir kılıfını etkileyen rahatsızlıklardır. Bunların en başında Multipl Skleroz gelir. Trigeminal sinire baskı yapan iyi veya kötü huylu tümörler de bu rahatsızlığın ortaya çıkmasına neden olabilir. Trigeminal nevraljinin görülme sıklığı dünyada yılda 100 binde 5'tir. Türkiye nüfusunu 80 milyon olarak değerlendirirsek yılda 4 bin trigeminal nevralji vakası görülüyor" diye konuştu.

Haberin Devamı

Yemek yedirtmiyor, konuşturmuyor Her yıl 4 bin kişinin yakalandığı delirten ağrının çözümü

KADINLAR 2 KAT DAHA FAZLA RİSK ALTINDA

Trigeminal nevraljinin kadınlarda görülme sıklığının erkeklere göre 2 kat fazla olduğuna değinen Doç. Dr. Özbek, "Her yaşta görülebilmesine rağmen en sık 50 yaş üzerinde rastlanır. Genetik kökenli olduğu düşünülüyor. Ailesel olarak damar yapısının anormal olması sinire irritasyon yapabiliyor. Yüksek tansiyon, tümör, multiple skleroz risk faktörleri arasında kabul ediliyor" ifadelerini kullandı.

Trigeminal sinirin 3 dalı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özbek, "Bu dalların gittiği bölgeler alın, göz, yanak, üst ve alt çene bölgeleridir. Trigeminal Nevralji bu dallardan sadece birini tutabilirken birkaçını da tutabilir. Genellikle tek taraflıdır. Tutulan sinir boyunca ağrı; zonklayıcı, şimşek çakar tarzda, aralıklı olarak seyreder. Zamanla bu ağrı atakları sıklığı artar. Trigeminal nevraljide muayene ve hastanın anlattığı hikaye çok önemlidir. Anlattığı sinir bölgeleri, o bölgelerin hassasiyeti ve verdiği tepkiler ile ön tanı oluşturulur. Tümör, multiple skleroz veya damar basısı olup olmadığını saptanmak için özel serilerde Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) yapılması gerekir. Bazen MR Anjio ile damar yapısı daha detaylı olarak incelenebilir" dedi.

Haberin Devamı

Yemek yedirtmiyor, konuşturmuyor Her yıl 4 bin kişinin yakalandığı delirten ağrının çözümü

TEDAVİ İLE KESİN ÇÖZÜM SAĞLANIYOR MU?

Hastalığın anksiyete ve depresyona sebebiyet vereceğini öne süren Doç. Dr. Muhammet Arif  Özbek sözlerini şöyle noktaladı:

"Trigeminal nevralji için akupunktur, bitkisel tedaviler, aromaterapiler, fitoterapiler denenmiş olup literatüre anlamlı katkı sağlayan bir sonuç şu anda bulunmamaktadır. Stresi azaltma, enflamasyonu azaltma, psikolojik etkileri ile fayda sağlayabilmektedir. Trigeminal nevralji hastaların günlük yaşantısını çok büyük ölçüde etkileyen bir rahatsızlıktır. Hastalar günlük hayatta tıraş olmakta zorlanma, yemek yerken şiddetli ağrı, konuşma ve mimik hareketlerinde bile ağrı duyduklarını belirtir. Bu hastalarda hastalığın ilerleyen süreçlerinde yaşam kalitesinde düşme, uyku problemleri, yapılan işlerden keyif almama gibi etkiler ile anksiyete, depresyon gibi psikolojik bozukluklar görülebilir."

Yazarlar