Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray’ın son iki haftada camia içinde yaşadığı paniğe inanamıyorum. Gençlerbirliği maçına çıkarken sanki Beşiktaş’tan 5, Fenerbahçe’den 7 puan önde olan Galatasaray değil, geride olan Galatasaray...
Ligin daha 10. haftasında rakiplerinden bu kadar sıyrılmışken, bu kadar arayı açmışken, bir beraberlik, bir yenilgiden sonra bu kadar telaş yapılır mı? Takımın hocası böyle “lime lime” doğranır mı? Haa, eğer “yenilmeden devam edelim” diyorsanız, lig boyunca o çizgiyi Bayern Münihler, Barcelonalar, Real Madridler de yakalayamıyor.
Gençlerbirliği maçını ister ölçü alın, isterseniz almayın; ama paniğin ne kadar yersiz olduğunu, Tudor’un bu kadar “öldürücü” eleştirileri asla hak etmediğini hep birlikte gördük.
Neyse, Tudor nihayet amacına ulaştı. Üçlü savunma ile maça başladı. “Bu tercih Galatasaray’a ne getirdi?” derseniz, ben geçmiş haftalara oranla açıkcası fazla bir fark görmedim. Geride kalan haftalarda Gomis’i oyundan almakla eleştirilen Tudor, bu kez hem Gomis, hem Eren’le, ikisiyle birden başladı. Açıkçası hücum anlayışında özellikle ilk yarıda “çift santrfora” rağmen fazla bir fark yoktu.
Ancak bu görüntü ikinci yarının başlaması ile birlikte tamamen ve çarpıcı biçimde değişti. Gomis-Eren ikilisi Gençlerbirliği savunmasının başını döndürdü. Gomis golünü attı, Eren asistini yaptı. Elbette Belhanda; her şartta oynamalı... Gençler maçında takımın en etkili adamıydı. Kalitesiyle, hücumu organize edişiyle, asistleriyle fark yarattı.
Sözü savunmanın sıradışı adamı Maicon’a getirelim. Bizim Süper Lig’de daha siftahı olmayan santrforlar, golcüler var. Maicon bir topunun direğe takıldığı maçta, bir gol daha atarak skora katkı yaptı. Öyle görülüyor ki, Maicon bu duran toplardan daha çok gol atacak gibi...
İşin ilginç yanı, Galatasaray’ın iki santrforla çıktığı maçın ilk yarısında gol için söz savunmanındı. Önce Mariano, sonra Maicon, ikinci yarıda da orta sahada Tolga... Düşünün bir stoper, bir orta saha oyuncusu toplamda 11 haftada 11 gole imza attı. Şampiyonluk yolunda süper bir avantaj değil mi? Üstelik 11 haftada 11 gol atan Gomis diye bir kralınız da varken...
Gençlerbirliği bu sezon Başakşehir ve Beşiktaş gibi iki iddialı ekibi yenmesine rağmen kötü bir takım... Hücumu hiç düşünmeyen, kadro kalitesi yetersiz bir takım... Hele kaptan Uğur... Dün akşam kötü olmanın ölçülerini aştı. Ligin adının İlhan Cavcav olduğu bir sezonda Gençlerbirliği dramatik bir sonla karşılaşırsa inanın mezardaki İlhan Abi’nin kemiklerini sızlatır.
Galatasaray için tam beş golle kazanılmış üç puan elbette önemli... Ancak özellikle kendi camiası için çok daha önemli iki kazanım var: Birincisi, paniğe gerek yok. İkincisi, Igor Tudor sandığınız ve eleştirdiğiniz kadar kötü bir hoca değil...