Savcı ‘252 kez müebbet’ dedi

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay 2. Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nın derdest edildiği, biri asker 12 kişinin öldürüldüğü Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili açılan, “çatı” davasında Cumhuriyet Savcısı Bülent Karakuş, esas hakkındaki görüşünü açıkladı.

FETÖ’nün, sözde yurtta sulh konseyini, darbe girişiminin askeri planlama ve organizasyonunda kullanmak ve darbe girişiminin başarılı olması halinde de kendi ideolojisiyle ülkeyi yönetme aşamasına gelinceye kadar belli bir süre yönetimde tutmak amacıyla oluşturduğunu belirten Karakuş, konseyin başkanlığını üstlenecek kişinin de bu süre zarfında Devlet Başkanı olarak görev yapacağı konusunda kesin bir kanaat oluştuğunu söyledi.

55 bin 880 yıl

Savcı Karakuş, eski generaller Akın Öztürk, Mehmet Dişli ve Mehmet Partigöç’ün de bulunduğu darbe girişimini organize eden sözde yurtta sulh konseyi üyelerinden bazılarının, “anayasayı ihlal”, “kasten öldürme” ve “Cumhurbaşkanı’na suikast girişimi” suçlarından 252’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve yaralanan güvenlik güçleriyle sivil vatandaşlar için de 55 bin 880’er yıl hapisle cezalandırılmalarını istedi.

Tutuksuz 12 sanığın delil yetersizliği nedeniyle beraatine hükmedilmesini isteyen savcı, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 13 firari sanığın dosyasının ayrılmasını istedi.

250 ölüm

Buna göre sözde “yurtta sulh konseyi” üyeleri eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Akın Öztürk ile Tümgeneraller İlhan Talu, Osman Ünlü, Kubilay Selçuk, Mehmet Dişli, eski tuğgeneraller Ahmet Bircan Kırker, Ali Kalyoncu, Ali Osman Gürcan, Erhan Caha, Gökhan Şahin Sönmezateş, Hakan Evrim, Mehmet Partigöç, Murat Aygün, Özkan Aydoğdu, Ünsal Coşkun, eski Tuğamiraller Ömer Faruk Harmancık, Sinan Sürer, eski albaylar Ahmet Özçetin, Ali Yazıcı, Bilal Akyüz, Cemil Turhan, Doğan Öztürk, Fırat Alakuş, Muhsin Kutsi Barış, Murat Koçyiğit, Mustafa Barış Avıalan, Muzaffer Düzenli, Orhan Yıkılkan, Osman Kardal, Osman Kılıç, Ramazan Gözel, eski yarbaylar Ertuğrul Terzi, Halil Gül, Özcan Karacan, Savaş Kabaklı, Turgay Sökmen Mehmet Şahin’in, “anayasayı ihlal”, “kasten öldürme” ve “Cumhurbaşkanı’na suikast girişimi” suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.

Savcı Karakuş, bazı sanıkları Türkiye’deki 250 vatandaşın öldürülmesinden de sorumlu tutarak, “kasten öldürme” suçundan toplam 252’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesini istedi. “Anayasayı ihlal” ve “Cumhurbaşkanı’na suikast” suçu ile birlikte bazı sanıklar için istenen ceza böylece 252’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapse yükselmiş oldu.

İmama müebbet

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Türkiye genelinde yaşanan eylemlerden sorumlu tutulan söz konusu sanıklar için, 2 bin 558 sivil vatandaş ile 177 güvenlik personelinin yaralanmasına neden oldukları gerekçesiyle 55 bin 880’er yıl hapis cezası da istendi. Bununla birlikte sanıkların, “mala zarar verme” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından da cezalandırılmalarını talep eden Karakuş, “sivil imam” Birol Kurubaş’ın da, “anayasal düzeni ihlal” suçundan bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talebinde bulundu.

Savcı, hakkında yoklukta tutuklama kararı olan sanık Fetullah Gülen ile yakalama kararı olan sanıklar Ali Kalyoncu, Adem Özer, Ali Irmak, Mehmet Aytaç, Neşet Gülener, Serkan Coşkun, Serhat Pahsa, Şener Doğrugören, Tayfun Özek, Tevfik Gök, Turgay Er ve Turgay Sökmen‘in dosyalarının ayrılmasını istedi. Savcı, tutuksuz yargılanan 12 sanığın delil yetersizliği nedeniyle beraatine hükmedilmesini istedi.

Savcı, emir subayı için casusluktan ceza istedi

Mütalaada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın emir subayı eski Yarbay Levent Türkkan’ın anayasayı ihlal suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapise, Akar’ı hürriyetinden yoksun kılmak suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapise ve ayrıca siyasal veya askeri casusluk suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilmesi istendi. Türkkan, soruşturma aşamasında samimi itiraflarda bulunmuş ve FETÖ içinde Ahmet kod adını kullandığını söylemiş, ancak mahkemede bu itiraflarından vazgeçmişti.

Konsey ile tam bir dayanışma içinde oldular

Savcı şunları söyledi: “15 Temmuz 2016 akşamı darbe girişimi adı altında cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısını gerçekleştiren ve hücre tipi yapılanmaya sahip FETÖ’nün, böylesine büyük çaplı bir eylemi planlayan, sevk ve idare eden mensuplarının tam bir dayanışma ve birliktelik içinde Yurtta Sulh Konseyi adını verdikleri yapılanmanın birer üyesi olarak fiillerini işledikleri ve örgütün yapısının ayrıntılı olarak incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, her biri ‘öğrenci’ konumunda bulunan sanık askerlerin, örgüt tarafından verilen emirleri harfiyen yerine getirme yükümlülüklerinin bulunması ve görev yaptıkları birimlerin stratejik önemi dikkate alınarak, tıpkı atama listelerinin hazırlanmasında olduğu gibi, Konsey üyelerinin de üst düzey sivil örgüt yöneticileri tarafından, darbe eylemlerini organize, sevk ve idare etmek için belirlendikleri anlaşılmıştır.

Toplantı iznini FETÖ elebaşı Gülen verdi

Savcı, Fetullah Gülen’in emir ve talimatlarıyla başlayan askeri darbe hazırlıkları kapsamında, Ankara’da değişik tarih ve yerlerde değişik askeri birliklerde görev yapan FETÖ mensubu askerler ile bu askerlere emir ve talimat veren FETÖ üyesi sivil kişilerin katılımı ile askeri darbenin icrasına yönelik planlamaların yapıldığı toplantılar gerçekleştirildiğini söyledi. Savcı, darbe planlamasına ilişkin tüm planlama hazırlıkları tamamlandıktan sonra Adil Öksüz ile Kemal Batmaz’ın 11 Temmuz 2016’da İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan çıkış yaparak aynı uçakla ABD’ye gittiklerini, askeri darbe toplantısı sonucu kararlaştırılan askeri darbe planını ABD’nin Pennsylvania eyaletinde yaşayan örgüt kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen’e anlattıklarını ve onun onayını aldıktan sonra 13 Temmuz 2016’da tekrar birlikte aynı uçakla İstanbul Atatürk Hava Limanından Türkiye’ye giriş yaptıklarını hatırlattı.

FETÖ, küresel güçlerin maşası

Mütalaasında, FETÖ’nün, devletin bütün alt bileşenlerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp, ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan suigeneris, küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzere bir maşa olarak kurulan bir suç örgütü olduğunu belirten savcı, örgütün kuruluşundan 15 Temmuz sürecine kadar örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından belirlenen ideolojisi doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmek üzere eylem ve fikir birliği içinde hareket ettiğini söyledi.