‘İslam dünyası iç muhasebe yapıyor’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, New York Devlet Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Levin Enstitüsü’nde yaptığı “Medeniyetler İttifakı” konulu konuşmasında özetle şöyle dedi:
11 EYLÜL SONRASI: Özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından dünyayı daha fazla kutuplaşmaya sevk edecek bir söylemin hâkim olduğu görülüyor. Ayrıştırmak, farklılaştırmak, bölmek, parçalamak, yıkmak kolay olandır.
Zor olan ama aynı zamanda olması gereken evrensel ve insani olan, yapmaktır, inşa etmektir, bir arada tutmaktır.
ÖNYARGI: Nefret, öfke, önyargı, aşağılama, horlama gibi yaklaşımlar radikal akımlara ve tabii ki teröre zemin hazırlıyorlar. Terör, bugün en fazla dünyadaki ayrışmaları bir istismar amacı olarak kullanıyor. Terörün en çok nemalandığı yer bu ayrışmalardır. Farklılıkları, adeta teröre zemin olarak gördüğümüzü biz kendi ülkemizde de yaşıyoruz.
25 yıl içerisinde 6 bin şehit verdik. 30 bine ulaşan bir ölüm hadisemiz var. İşte biz bütün bunların karşısına ortak değerleri, evrensel ve insani değerleri, ortak bir gelecek inşa etme idealini korumak zorundayız. Gerilimle yola devam etmek mümkün değil.
BU KAVGA NE DİYE?: Hepimiz ölecek miyiz? Öleceğiz. Öyleyse bu kavga niye, bu savaşlar niye? Acaba, dünyada savunmaya ayrılan para fakir, yoksul ülkelerin kalkınmasına ayrılıyor mu, eğitime, sağlığa, iklim değişikliğine ayrılıyor mu, çevreye ayrılıyor mu, kültürlerin bu noktada olgunlaşmasına ayrılıyor mu? Hayır, hayır, hayır!
Burada gelişmiş ülkelerin üzerinde çok büyük bir yük var. Ben çok fakir bir ailede büyüdüm. Arabamız yoktu ve okulum 30-40 dakika mesafedeydi. O yolu yaya gider gelirdim, ayakkabılarım delik deşikti. Şimdi, biz çocuğumuza o ayakkabıları layık görmüyoruz, çok daha farklı bir noktadayız.
Şüphesiz ki daha iyi olmalıyız. Daha iyi olması için tüketim ekonomisi ile verim ekonomisini dengelememiz lazım. İsraf ekonomisine de dikkat etmeliyiz. Eğer, bunu başarırsak biz küresel ekonomik krizi aşmayı başarırız.
EL ELE VERME ZAMANI: İslam dünyasının da bir iç muhasebe yapmaya başlamış olduğunu görmekten memnuniyet duymaktayım. Sorunların çözümlenmesi esasen tek bir ülkenin veya bir grup ülkenin yeteneklerinin ötesindedir. Bu gerçek, bizleri diyaloğun zorunlu olduğu sonucuna götürüyor.
20. yüzyıl insanlık tarihinin belki de en yıkıcı yüzyılı olmuştur. 21. yüzyılın da aynı akıbete uğramasını istemiyorsak, şimdi el ele verme zamanıdır. Uluslararası ortam da böyle bir işbirliği için müsaittir.

ABD notları...
İsrail hükümetinin güçlü şekilde desteklediği El Ad Properties isimli Musevi şirketinin Suudilerden satın aldığı ve Erdoğan’ın New York ziyareti boyunca ikameti olarak kullanacağı The Plaza Otel, Başbakan’ın kalacağı süre boyunca menüsünü değiştirme kararı aldı. Otel, “helal” olarak adlandırılan yemek çeşitlerini servis yaptı.

BM’den tahtakurusu uyarısı
BM 46. dönem Genel Kurul çalışmaları için New York’a gelen tüm delegelere BM sekreteryası tarafından, ‘Tahtakurusu’ uyarısında bulunuldu.
BM Genel Kurul salonunu da içinde barındıran alanı tahtakurularının istila ettiği kaydedildi ve Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Türk delegasyonu da dahil, tüm diplomatlar ‘tahtakurularından kaynaklanan kaşıntılara karşı tedbirli olmaları’ konusunda uyarıldı. n ANKA