Beşiktaş Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'den Sergen Yalçın ve Valerien Ismael itirafı! 'Pişman değilim'

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'den Sergen Yalçın ve Valerien Ismael itirafı! 'Pişman değilim'

01.12.2022 - 20:26 | Son Güncellenme:

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi gündeme dair açıklamalarda bulundu. Sergen Yalçın ve Valerien Ismael'in ayrılık sürecine dair gelen soruya cevap veren Ahmet Nur Çebi çarpıcı ifadeler kullandı. Beşiktaş Başkanı kendisine yönelik gelen eleştirilere cevap verdi.

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebiden Sergen Yalçın ve Valerien Ismael itirafı Pişman değilim

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi gündemi değerlendirdi. Siyah-beyazlılarda görev yaptığı dönemde çalıştığı teknik adamlara dair gelen soruyu cevaplayan Ahmet Nur Çebi itiraflarda bulundu. Ahmet Nur Çebi, Valerien Ismael ile Sergen Yalçın'la ilgili gelen soruya cevap verdi. TRT Spor'a konuşan Ahmet Nur Çebi şu ifadeleri kullandı:

Haberin Devamı

"Ben bütün hocalara ve çalışan herkese desteğim. Abdullah Avcı'ya da sonuna kadar destek oldum. Sergen Yalçın ve Önder Karaveli'ye de. Valerien Ismael de benim hocamdı ve yanında olmam, destek olmam gerekiyordu. Projelerimiz vardı, sosyal medyanın Ismael'i yargılaması, olumsuz yorumlar yapılması sürekli hocayı da demotive etti. Hatay maçından sonra da Beşiktaş'a zarar vermek istemediğini söyledi ve istemeyerek de olsa gönderdik. Ona üzüldük, ama arkasından Şenol Güneş gibi bir değerli çalışma şansı bulduğumuz için kendimizi şanslı görüyoruz. Ama başka takımların hocasına yapılmayan eziyetler, Valerien Ismael hocaya yapıldı. Çalışkan, gayretli ve çalışma tekniği çok iyi olan biriydi. Sabredilse daha iyi şeyler olabilirdi. Hocalar gelir, hocalar gider. Bunlar olan şeyler. Mühim olan kalanlarla yola devam etmek."

Haberin Devamı

"Abdullah Avcı hoca geldiğinde takım çok iyi değildi. İyi bir çıkış yakaladıktan sonra takım yine düşüş yaşadı. Biz bunu nasıl çözebiliriz dsiye konuşmaya gittik. Benimn yapabileceklerim bu kadar dedi. Enerjim bu dedi. Eğer bu kadarsa yolları ayırmamız gerekiyor dedi. Kontratta yazan fesih bedelini uygularsnız dedi, şartlar ağır dedim. Ben çalıştığım sürece almam dedi. Ama maalesef, büyük bir hocayım dedi, bir süre takım bulamadı. Ama daha sonra Trabzonspor'dan bizden aldığının yarısına anlaşmış. Aradaki farkı bizden talep etti. Benim için acıdır bu. "

"BEN KALMASINI İSTEDİM"

"Sergen Yalçın, Beşiktaş'ın parlayan yıldızı. Sergen Hoca, yıllarca bilinen de bir hoca. Onu ben getirdim, kimse cesaret etmezken. Hiç tereddütüm yoktu. 2.5 sezonda, bana göre son sezon hariç başarılı geçmiştir. Sonda da pandemi, pandeminin yarattığı antrenmansızlık... Tatsız bir süreç geçti. Sergen Hoca, daha sonra içerideki maçlarda da bir çıkış yakalayamayınca bana ayrılmak istediğini söyledi birkaç defa. 'Devam et, yanındayım' dedim. 2'sinde tamam dedi ama 3'üncüsünde 'Beşiktaş'a zarar vereceğim, ayrılmam lazım' dedim. Kalıyorum dese yine devam edecektim. Ben kalmasını istedim. Bir hoca bulana kadar Önder Hoca ile anlaştık. O da kupanın birini aldı. O gazla, motivasyonla 'Ha hocam devam, ha hocam devam', sonunda geldi 'Takatim kalmadı, çok kilo kaybettim' dedi. İşin ilginç tarafı, hep geliyorlar ve bir şeyler ters gidince üzülüyorlar, enerjilerini kaybedince gitmek istiyorlar. Kan değişikliğinde fayda var diyelim. Ben kimseyi göndermedim. Herkes kendi gitmek istedi. Abdullah Hoca 'Ben gitmem, beni sen gönder' dedi. 'Ben iyi hocayım, çalışmazsam para alacağım ya da eksik alırsam alacağım' dedi."

Haberin Devamı

"DAHA İYİ ŞEYLER OLABİLİRDİ"

"O gün Ismael'i getirmek gerekti. Güneş'i düşünmedim. Bir proje vardı kafamızda, uyguladık. Ben Sergen Hoca ve Ismael Hoca ile çalışırken Şenol Güneş'i düşünmedim. Şenol Güneş ile çalışırken de başka hocayı düşünmem. Ben bir şeyin cevabını bulamadım. Medya ilk günden itibaren neden Valerien Ismael'e hırçın davrandı, bilmiyorum. İnsanlar etkileniyor. Basının bir bakış açısı var. 'Doğru değil bu hoca' dediği zaman biri, arkasından binlerce kişi katlayarak gidiyor. Valerien Ismael, altyapıdan çocuklarla da oynamak istiyordu. Benim için kıymetli biriydi. Başka takımların hocasına yapılmayan eziyetler, Valerien Ismael hocaya yapıldı. Çalışkan, gayretli ve çalışma tekniği çok iyi olan biriydi. Sabredilse daha iyi şeyler olabilirdi."

Haberin Devamı

"Sporculara paralarını günü gününe ödeyemezseniz küsüyorlar. Beşiktaş'ın hiçbir çalışanına borcu yoktur. Stadyum sponsorluğu için çalışmalarımız devam ediyor."

"VURA VURA DİREKLERİ VURDU"

"Transferde yüzde 100 başarılı olamazsınız. İşte geçen sene Alex Teixeira örneğin. Bazen tutmuyor. Batshuayi işte. Geçen sene vura vura direkleri vurdu. Fenerbahçe'de bu sezon şansı yaver gitti. Keşke bizde gitseydi."

"BİZE PAHALIYA PATLADI"

"Yabancı sayısı ile ilgili tavrım net. Bırakın alabilelim, gerekirse TFF ceza kessin, bunu bir fona koysunlar, yerli oynatanlar alsın dedik. Kabul görmedi. 9+2 yapalım dedik, kabul görmedi. Bu sınır bize pahalıya patladı. Bu yapılan olay, Türk futbolcusunun rekabet etme isteğini azaltmıştır. Yabancı sınırı bize maliyet anlamında pahalıya patladı. Siz Avrupa'da Avrupalı ile mücadele etmek istiyorsanız ama yabancı sınırı koyarak, Türk futbolcunun burada Avrupalı futbolcuyla rekabet etme hırsını yok ediyorsunuz. Sezon başında en azından 9+2 olsun dedik, kabul etmediler. Biz de 3-4 tane yerli futbolcu aldık. Bize pahalıya patladılar. Bu yapılan olay, Türk futbolcusunun rekabet etme isteğini azaltmıştır. Bu saatten sonra yabancı kuralını çevirmeye kalkarsalar ben karşı çıkarım. 7+4 hatta 6+5 yapsınlar. İroni yapmıyorum. Duruma göre vaziyet alıyorlar. Kim baskınsa onun dediğini yapıyorlar. Her gelen TFF, her sene bir kuralı değiştiriyor."

Haberin Devamı

"ŞİKAYET ETMEYEN KULÜP YOKTU"

"Hakemden şikayet etmeyen kulüp yoktu. Bunun karşılığında biz de bu iş olmuyor diyorduk. Sorun ne diye sorduklarında sorunun hakemler olduğunu söyledim. Benim dediğimle olduğunu sanmadığım bir operasyon yapıldı. Görevlerine son verilen hakemlerden kalması gerekenler vardı, kalanların içinden de gitmesi gerekenler vardı. Bir şey yapılmış, hayırlı olsun dedik. Sonra bu hakemler geri geldi. Bir başkan yanlış zamanlama dedi bu görevden almaların zamanının yanlış olduğunu söyledi. Bir yanlış varsa beklenmemeli. Sezon bitsin ondan sonra hakemlerin görevine son verilsin diyenler ise bir daha ağızlarını açmadılar. Ben federasyonun iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Hakem konusunda da bir şeyler yapıyorlar. Dün bir sunum yaptılar. Nasıl çözeceklerini bize anlattılar. Ama bir sonraki sezon için bunu anlattılar. Biz şimdi ne yapacağız?"

"Yabancı hakem konusunda ise Çebi, görüşlerini şöyle ifade etti: "Adam 30 sene evvelini anlatıyor. Bu hakem bizi doğramıştı. Bu hakemler 30 sene önce yapılan hataların baskısıyla bu maçlara çıkıyorlar. Dışarıdan hakem getirelim dedim. Hiç olmazsa seyirci 30 sene öncesini durmadan gündeme getirmezdi. Bana Türk hakemlerinin istenmediği söylendi.Ben yabancı hakemi derbiler için istiyorum. Derbilerde seyirciler hakemlere saldırıyor. Yani yabancı hocaya, futbolculara varız. Ama hakeme yokuz yani (!) Aşağıdakilerin önünü açalım. Hata yapacaksa genç hakemler yapsın."

"ELİNİ MASAYA VURMAYLA OLSAYDI..."

"Hakemlik de zor bir meslek. Adam ne yaparsa yapsın, bir taraf kaybedince suçu onda arıyor. Ben Beşiktaş'ın her sıkıntılı maçından sonra federasyona gittim ve ne düşündükleri sordum. Elini masaya vurmayla olsaydı bu sorun zaten çözülmüştü. Her başkan elini masaya vuruyor. Bu sorun çözüldü mü?" Her hakem sorunu yaşandığında bir kulüp başkanının yapması gerekenin fazlasını yaptım. Bunu şov olarak yapmadım. Giden hakemleri bile bana bağladılar. Fakat gerçekte öyle bir şey yok. Ama gitmelerini istedim mi? Evet."

"Pandemi dönemi hakkında da konuşan Çebi, şunları söyledi: "Pandemi dönemi çok sıkıntılıydı. Ekim'de geldim. Mazbatayı almak vesaire süreç Kasım - Aralık ayına kadar uzadı. Zor bir süreçti. İcralar var, ödenmemiş paralar var. Bu süreçte bir de pandemi gelince birçok gelirimizi kaybettik. O günlerde yönetim kurulunda yer alan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Sağolsunlar. Şampiyonluk özel bir şampiyonluktu. Büyük bir mücadele vardı."

"Şampiyon oluyorsunuz, hoca şampiyon yaptı. Ama kötü bir durumda her zaman başkan suçlu. Bunu anlayamıyorum. Şampiyonlukta benim ve arkadaşlarımın payı yokmuş gibi davranılıyor. Bizden önceki yönetimde ikinci başkanlık yaptığım için sen de oradaydın deniyor. Bakıyorsunuz güzellemeler kısmında sadece başkanın adı geçiyor. Yanlış yapılmış, kötü niyetli kullanılmış bir para varsa orada sen de vardın diyorlar. Niye hep iyilikler alınıp başka yere gidiyor da kötülükler bana kalıyor."

Kulübün borcu hakkında da konuşan Çebi, kendisini şöyle ifade etti:

"47'yi ödeyemiyorsan, 92'yi hiç ödeyemezsin. Sporculara paralarını ödeyemeyince size küsüyorlar. Eğer birine para ödeyemeyeceksen onu hiç alma. Her şey üst üste geldiğinde sıkıntı oluyor. Borcun artışını soruyorlar. Biz geldiğimizde borç 3 idi. Şu an ise 5.2 net. 700-800 milyon Lira para var. Borcumuzda yaklaşık 2.2 milyar TL artış var. Bunun 1.7'si ise sadece faiz yükü. Dönemimdeki faaliyet zararı 297 milyon TL. Böyle bakıldığında aslında borç artmadı."

"110 MİLYON EURO KAYIP VAR"

"Biz faizi kaldıramıyoruz. Pandemi döneminde tribün gelirimiz yaklaşık 30 milyon Euro, yayın gelirimiz ise yaklaşık 35 milyon Euro düştü. 31 milyon Euro da kadro dışı kalan oyunculardan gelen bir yük var var. Toplamda 110 milyon Euro kayıp var. 65-70 milyon Euro'su pandemi kaynaklı. Pandemi döneminde tüm kararları kulüplerin aleyhine aldılar. İhtar çeken oyuncu gitti. Pandemi zararını düştüğümüzde borcumuz 3.2 milyar. Yani geldiğimiz noktadayız."

Ahmet Nur Çebi, Beşiktaş'ın stadyumunun isim sponsorluğu hakkında ise şunları söyledi:

"Aynı sponsor ile şu an devam etmiyoruz. Tekrar uzatırlar mı uzatmazlar mı görüşmeler devam ediyor. Beşiktaş'ın stadyumunun isim hakkı elbet müşteri bulacaktır. Mayıs sonunda Vodafone gidecek. Belki de gitmekten vazgeçecek, göreceğiz. Uzatma opsiyonunu kullanmadılar."

"Bu olayları yapan seyirciler var. Bunlar taraftar değil. Ankaragücü'nün başkanı bana geldi maçtan evvel, 'Başkan, bu camialar arası dargınlık var, gel barıştıralım taraftarları' dedim. 'Kırgınlık, küskünlük yok, oyun oynuyorlar' dedim. Böyle bir kesim var. Bunlar taraftar değil. Kendi kendilerine oynuyorlar, keyif alıyorlar, tadını çıkarıyorlar. Özgüvenle sokağa çıkıyorlar, şuna sertlik yaptım, buna tokat attım falan diyorlar. Bunların temizlenmesinin tek yolu polistir. Özel güvenlikle bu iş çözülmez. Özel güvenlik olabilir ama 400 tane güvenlik varsa 200'ü özel, 200'ü polis olacak. Güvenlik özelleştikten sonra bu olay arttı. Polis olunca korkarsınız. Bunlar çocuk. Bunlar olayı oyuncak etmişler. Bunların derdi Göztepe, Altay değil. Yapacaklar, sokakta anlatacaklar. Kurallar gereği Josef'e kırmızı vermişler, kurallar gereği PFDK'ya verilmiş ceza almış. Sen de TFF yönetimisin. TFF 'Kamuoyu vicdanına göre bu kartı geçersiz kabul ediyorum' diyebilirdi. Çok ilginç bir şey oldu. Ankaragücülü bir avukat, bu işi yapan arkadaşı Emniyet'ten aldı, fotoğraf çektirdi, sosyal medyaya koydu. Bu ne demek? Yapın kardeşim, biz buradayız demek. O gün avukat aldı, bugün 19 kişi içeride. Josef gereken mesajı verdi, alan olmadı. Şimdi bu olay oldu."

"Biz İzmir'de şampiyonluk maçı oynadık. O maçtan sonra arabada benim yöneticimin çocuğunu bıçakladılar. Bunlar ayıklanmalı. Bulunmalı. Stadyuma sokulmamalı. Karakolda imzası alınmalı o gün. Madde bağımlılığı varsa tedavi edilmeli. Bu çocuklar bizim. Tamam kötü çocuk, sert çocuk ama alıp da kapının önüne atılmaz. Çünkü, 1 sene sonra yine gelecek. Margaret Thatcher'a bakın ya, kadın elini masaya vurdu, işler düzeldi. İngiltere'de maç seyrediyorum, boşluklar ip gibi duruyor. İnsanlar keyif alıyor, alkışlıyor, maç seyrediyor."

"Margaret Thatcher'a bakın ya, kadın elini masaya vurdu, işler düzeldi. İngiltere'de maç seyrediyorum, boşluklar ip gibi duruyor. İnsanlar keyif alıyor, alkışlıyor, maç seyrediyor."

"Seyir zevkinin artması lazım. Biz de moda takımlar kapanıyor 1 puan için, yere yatanlar, vakit geçirenler. Bu nedenle futbol Türkiye'de zevksiz oluyor. Hakemler dikkat etsin. Kaleci bir topu alıyor, tavana bakıyor, yere bakıyor. Bir de tribünler ters olunca hangi baba, çocuğunu alıp da tribüne gelir."

Yazarlar