Skorer Çakal seniii!

Çakal seniii!

09.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir Portekiz yapımı: Jose Mourinho - Luis Lourenço, Çev: Tuğçe Esener, Bizit Yayınları Jose Mourinho: Başarının anatomisi - Patrick Barclay, Çev: Ahmet Felik, Bizit Yayınları

Çakal seniii

Zalim Yorumcu / CAN DARK Devre arası boşluğunda öğrendiğimiz bir tarihi gerçek de, Roberto Carlos'un zamanında Fenerbahçe'ye gelmeyi aman da ne çok istemiş olduğu; fakat son anda bu işin olamadığı yönündeydi. Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa -ki pek yanıltmaz- aynı Roberto Carlos, transfer söylentilerini yalanlayıp, Real Madrid'de mutlu olduğunu söylemişti bir vakitler. Demek ki o Carlos, başka Carlos'muş ya da (daha gerçekçisi) Roberto Carlos aslında Çakal Carlos'muş. Fazilet timsali beynelmilel ligde ikinci yarının başlamasına az bir vakit kaldı. Lig boşluğunda 4 çoook büyüklere her gün bir dolu futbolcu transfer edilirken, Trabzon'un başarısız Ayman operasyonu dışında bir transfere henüz ulaşılamadı. Sayın spor basınımız patlattığınız bombalara şu an ulaşılamıyor, lütfen daha sonra falan da denemeyiniz! Başkanım, Demirim, örenim de yeni yönetime alacağı isimlerden kişi başına 2 milyon dolar alacakmış. Ne güzel, aman da aman, ayda bir böyle büyük proje patlatsınlar, ömür boyu başkanlık garanti. Bu diyarlarda herkesin fikri gelir; ama çok azının zikri gelir. Az zikir, bol fikir düsturdur nesilden nesile...Son 3 yıldır taraftarına "oh be" yerine "ah be" dedirten transferler yapan Galatasaray'ın mola arası aşkı Wederson transferi de yatınca Adnan Sezgin, fiyatın katlanmasına kızıp, "Roberto Carlos'u değil, Wederson'u istiyoruz" buyurmuş. Sen Real Madrid'den topçu istedin de onlar da vermedi sanki. Allah Allah...İSTEKLİ HAFTALAR! Fikri gelenler! Yükünü aldım, yükümden verdim; biraz üzdüm, biraz güldürdüm... Hayat dedim, hayata baktım! Ne güzel ya, varsın hayatımda!.. Zuhal'im gülüm -doğum günü çocuğu- hep mutlu ol!.. Başarının anatomisi Jose Mourinho, gençliğinin sonlarına doğru asla bir futbol yıldızı olamayacağını fark ettikten sonra, dünyanın en iyi antrenörü olmaya karar verdi ve 42 yaşında bu tutkusuna ulaştı... Onu sevenler de var, nefret edenler de... Ama hiçbir duygu onun, futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdığı gerçeğini değiştirmiyor... "Jose Mourinho, kendine olan güveni, azmi ve koyduğu hedeflerle İngiliz futboluna da damgasını vurdu. Bobby Robson'ın koç asistanı olarak başlayan yükselişi, Avrupa'nın en çok aranan adamlarından biri olmasını sağladı. Mourinho'nun yakın arkadaşı Luis Lourenço, 'Bir Portekiz yapımı: Jose Mourinho' kitabıyla onun bu yükselişini bizlerle adım adım paylaşarak, yönetim anlayışından oyuncularını nasıl motive ettiğine kadar futbola bakış açısını ayrıntılarıyla anlatıyor. Üstelik Chelsea'ye transferi, Sir Alex Ferguson ile olan dönemi ve ölüm tehdidi aldığı günlerde yaşadığı korku dolu anları da Mourinho'nun kaleminden aktarıyor." Patrick Barclay'in "Jose Mourinho: Başarının anatomisi" kitabı ise Mourinho'nun Chelsea'ye transfer olduktan sonraki dönemini kapsıyor. Adaya ayak basar basmaz "şampiyon oluruz" demeciyle, bir anda tüm İngiliz basınının ilgi değil tepkisini çeken Mourinho, kendini özel biri olarak ilan etmişti. Bir yıl içinde, kulübü yarım yüzyıldan sonra şampiyonluğa taşıyarak özel biri olduğunu da kanıtladı... Göze çarpan bir ego, hassas insan yönetimi, antrenörlük yeteneği ve sonsuz çalışma kapasitesi... Mourinho tüm bunlara sahip. İki kitap da sadece futbolseverlerin değil, tüm okuyucuların ilgisini çekmeye aday, güzel biyografi örneği...*** Beni hatırlayanlar bilirler, genç okurlarım için yazıyorum; bu konuda mütevazı olamam. Zaten istatistikler ortada. Ülkemizin gelmiş geçmiş en iyi penaltı atan futbolcularından biriydim. Kendime göre taktik geliştirmiştim. Soğukkanlılığı futbol zekâ ve tekniği ile birleştirip ayak bileğimi son anda istediğim tarafa yönlendirip yüzde 100'lük bir oranla kaleciyi ters köşeye gönderiyordum. Aslında konu bu değil ama hazır açılmışken biraz nostalji yapayım dedim. (Selçuk Yula - Pas Fotomaç) İyi düşünmüşsün! Senin elinde çok iyi gençler var. Bütün bunları bir kenara bırak, şampiyon olmuş bir takımın var. Bunların içinden bir ön libero çıkarsana Erik Gerets... (Turgay Şeren - Akşam) Offf Abi! Kadıköy'de Saracoğlu'nun yanı başında Kuşdili'nde Hayriye Teyze'nin evindeyim. Hayriye Teyzemiz, 90'lık bir çınar. Nazara karşı kurşun döker, aynı zamanda eşinin dostunun bakla falına bakar... Rica ettim; "Fener'imin bir falına bak Hayriye Teyze" dedim. Öncelikle Fener'in seri galibiyetlerinin nazarına karşı kurşun döktü. Arkasından "neyse halin, öyle çıksın falın" diyerek, elindeki kurumuş iç bakla tanelerini masanın üstüne yayıp, önümüzdeki maçların sonuçlarını tek tek okudu. (Hulki İlgün - Fanatik) Ne dedi, ne dedi? Her zaman söylediğimiz gibi biz gücümüzü sizden alıyoruz. (Sabri Ugan - Telegol, Star TV) İyi yapıyorsunuz! BURASI Şükrü Saracoğlu Stadı... 2009 yılında UEFA Kupası finali oynanacak. Şükrü Saracoğlu Stadı'nın sahibi kim? Fenerbahçe.. O zaman bu Avrupa kupası maçını kazanacaksın arkadaş!.. (Ziya Şengül - Star) Ne alaka? Söylemesem çatlayacağım... Bir zamanlar Jean Tigana'nın oynadığı futbola hayrandım. Özel bir seyircisiydim. Ama teknik adamlık kariyerine hiç ısınamadım. (Korkut Göze Hürriyet) Eeee? BEN, bu Beşiktaş'a Beşiktaş demiyorum. (Ali Sami Alkış Star) yakantop@gmail.com Senin olmayınca...