Erdem Koç

Erdem Koç

kocherdem@yahoo.com

Tüm Yazıları

31. HAFTA


6 Nisan 2013’te Werder Bremen kendi sahasında Schalke 04’e 0-2 yenilince üzüntüsünü ve tepkisini daha fazla içinde tutamayan bir bayan taraftar, Bremen forveti Nils Petersen’in fecebook sayfasına sitem dolu bir mesaj yazdı. Buraya kadar çok sıradan bir taraftar tepkisi olarak tanımlanabilecek bu olay, Petersen’in oturup uzun uzun yazdığı cevapla çok başka bir boyut kazandı. Aşağıdaki yazı bu bayan taraftar ve Petersen arasında geçen yazışmanın çevirisidir:
***
Sayın Petersen,

Haberin Devamı

Duyduğuma göre Werder’den sözleşme talep etmişsiniz. Neden diye soruyorum kendime. Son 8 maçta ortaya koyduğunuz performans 3. Lig seviyesinde bile değildi. Kötü pozisyon alma, kötü oyun anlayışı, onlarca kaçan pozisyon var ve bunlara ek olarak birçok kez dikkatimi çekti ki, topa koşmaya bile tenezzül etmeyip, adeta yürüyorsunuz. Bunlar için masaya 6 milyon ve yanında yüklü bir maaş mı konmalı?

Bir ayda benim kazandığım yıllık parayı kazanıyorsunuz – ki ben 35 senedir hemşireyim ve bu meslek yüksek sorumluluk, esnek çalışma saatleri ve kötü maaş demek. Bence, ya talep ettiklerinize değecek bir performans gösterin; ya da Bayern’e (Petersen Bayern’den kiralık durumda) geri dönüp kontratınızı uzatın ve tribünden etkili futbol nasıl oynanır öğrenin! 1965’ten beri Werder taraftarıyım ve kulübüm için çok üzülüyorum. Çünkü hak ettiklerinden fazlasını kazanan futbolcular sahada yetersiz kalıyorlar.

Lütfen bunları bir düşünün,

Heidrun Steckel

***
Merhaba Bayan Streckel,

Öncelikle 48 yıllık taraftar sadakatinize saygımı sunarım. Ancak, sadakat iyi zamanları olduğu kadar kötü zamanları da kapsar. Eleştirinize saygılıyım ve kabul ediyorum. Bu sayfanın burada olma amacı bu zaten. Kendim de performansımı yeterli bulduğumu söyleyemem ve inanın bana, hiçbir taraftar takımın kendisi kadar hayal kırıklığı yaşıyor olamaz. Çoğu insan bunların bize etki etmediğine inanıyor. Bu yanlış ve bana kalırsa büyük bir saçmalık! Biz böyle bir krizin ortasında isimlerimizle duruyoruz. En büyük sorumlular biziz. Çarmığa gerilen biziz. Islıklanan biziz. Yuhalanan biziz. Evde oturup hakkımızda yazılan berbat yazıları okuyan biziz. Gazeteyi açıyoruz ve fotoğrafımızın yanında bir başarısızlık hikayesi oluyor vesaire… vesaire…

Haberin Devamı

Bizler makine değil birer insanız.Keşke bu olanlar daha soğukkanlı ve baskıdan uzak bir şekilde karşılanabilse. O zaman bizim kendimize olan güvenimiz de bu kadar yerlerde olmazdı. Durumun ne kadar kötü olduğunun farkındayız ve eleştirilerin çoğu haklı. Siz bir hemşire olarak büyük sorumluluk taşıyorsunuz ve ben buna şapka çıkarıyorum. Ancak, siz de muhtemelen tecrübe etmişsinizdir ki, işte başarı yakalanamadığı zaman para gündeme gelir. İnsan mutsuz olur ve hayal kırıklığı yaşar.Niçin, neden, nasıl diye düşünüp durur. Takım ve ben tekrar başarılı olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Kişisel performansım için şu anda bir şey söylemiyorum. Zira o konuda çok farklı fikirler var. Ama sezonun hem takım için, hem de benim için güzel bir sonla bitmesini umuyorum.

Bunu yaparken de, umarım sizi de taraftar olarak tekrar mutlu etmeyi başarabiliriz.

Haberin Devamı

Saygılar,

Nils Petersen.

***
Bu yazışma ligin 28. haftasında gerçekleştiğinde Werder Bremen düşme hattının 7 puan üzerinde 14. sıradaydı. Bugün hala 14. sıradalar ama düşme hattının sadece 2 puan üzerindeler.

Yani Heidrun Steckel daha da mutsuz artık. Yaş ortalaması 23.5 olan Schaaf’ın takımı sezona genç ve potansiyelli isimlerle başlamıştı. Hızlı ve dinamik oyunla istikrar yakalamasa da, her takıma sorun çıkartabilecek kadar patlama potansiyeline sahip oldukları konuşuluyordu. Ancak, genç Werder Bremen rakip takımlar yerine kendi taraftarına patladı. Üstelik Bremen’li bazı isimler bu başarısızlığı Petersen gibi karakterli bir şekilde karşılamaktan çok öte hareketlerle Bayan Streckel’in siteminde ne kadar haklı olduğunu kanıtlıyorlar.

Marco Arnautovic ve Eljero Elia, Bremen düşme hattında ateşle oynarken, üstelik bu hafta Leverkusen gibi çok zor bir deplasmana çıkmadan sadece 2 gün önce, gece 3:00’da polis tarafından aşırı hız sebebiyle çevrildiler. Başka bir deyişle, arabaları hemşire Streckel’inkinden çok çok daha hızlı olan bu iki futbolcu, Leverkusen’in sağ ve sol kanadından yardırmaları beklenirken, sabaha karşı otobanda yardırmayı tercih ettiler.

Olaylar bununla da kalmadı. Bir benzetme yapmak gerekirse, en az Zlatan İbrahimovic kadar zor ve agresif bir karakter olan Arnautovic, rivayete göre polise fiziksele varan tepkiler gösterince, şehir merkezinden (Bremen) destek çağırmak zorunda kalındı.

Bütün bunlardan Thomas Schaaf’ın haberi olduğunda, elinde düşmemeye oynayan genç bir kadro, karşısında da onu bekleyen lig ikincisi Leverkusen vardı. Ancak durum her ne kadar kötü olursa olsun, Schaaf ikisinin de gözünün yaşına bakmadan bu isimleri kadro dışı bıraktı.

Maç saati geldiğindeyse, Chelsea’den kiralık de Bruyne’nin de sakatlık sebebiyle yer alamadığı takım dirense de, penaltı golüyle mağlup olmaktan kurtulamadı. Schaaf’ın genç Werder’i bir kez daha çektirdiği acılarla, taraftarını Goethe’nin genç Werther’ine çevirdi. Petersen cevabındaki güzel sonla neyi kastetti bilmiyoruz, ancak son 3 haftaya girilirken önlerinde muhtemelen Bayan Streckel’in de her şeye rağmen tribünde olacağı arka arkaya iki iç saha maçı var.

Sezona orta ve üst sıraları hedefleyerek başlayan bu takımın, bütün bu problemlere rağmen bu maçlar sonuna ligde kalması yüksek bir ihtimal. Ama yine de kenara yazmaları gereken bir not var. 2 puan aşağıdaki Düsseldorf’un ve bu hafta Stuttgart’a 3 atan Augsburg’un hiç şakası yok.

HAFTANIN KARMASI
(4-4-2)

---
Langerak (Dortmund)
---
De Jong (Augsburg)
Boateng (Bayern)
Hummels (Dortmund)
Rafinha (Dortmund)
---
Shaqiri (Bayern)
Nuri (Dortmund)
Diego (Wolfsburg)
Draxlrer (Schalke)
---
Huntelaar (Schalke)
Mölders (Augsburg)

HAFTANIN TAKIMI
Augsburg


Ligin ikinci yarısında ligde kalmak için gösterdikleri mücadele ayrı bir yazıyı hak ediyor. Çok zor maçlardan, çok önemli puanlar çıkardılar ve artık en kötü ikinci ligden gelecek takımla yükselme-düşme maçı oynama hakkına sahipler. Ancak Düsseldorf ve Bremen’de işler pek iyi gitmiyor ve, kalan haftalarda bu gücü ve motivasyonu korurlarsa doğrudan ligde dahi kalabilirler.

HAFTANIN YILDIZI
Klas Jan Huntelaar (Schalke 04)


Nam-ı diğer Hunter (Avcı) uzun zamandır hasret olduğu formasına bu hafta Hamburg karşısında kavuştu. İşin ucunda Şampiyonlar Ligi için ön eleme hakkını kaybetme riskinin olduğu maçta Hamburg “acaba mı?” dedirtiyordu. Ancak Huntelaar hat-trick ve bir de asistle döndü. Schalke 4-1’lik rahat bir galibiyetle ŞL yolunda iddiasını güçlendirdi.

HAFTANIN GOLLERİ
Nuri Şahin (Dortmund), De Jong (Augsburg)


35 metreden hiç durdurmadan inanılmaz bir falso vererek vurduğu top maçtaki tek gol denemesiydi ve başarı oldu. Klopp’un dahi ıslık çalmadan edemediği çok doğaçlama ve yetenek dolu bir goldü. Augsburg’lu de Jong da, sonradan girdiği oyunda topla ilk buluşmasında bir o kadar güzel bir aşırtma gol attı bu hafta. İki golden her hangi birini ikinci seçmek haksızlık olurdu.