Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe önde presle başladı. Ön tarafı uluslararası tecrübeye sahip, arkası genç Kayseri’nin rolünü çaldılar bir başka deyişle. Kayseri cephesinden gelen haber, Fenerbahçe’yi savunmada hataya zorlayacak bir oyun peşinde olacaklarıydı.
Babacan’ın Fenerbahçe macerasının erken bitmesine yol açan hatalarından biriyle de hemen golü buldular.
Gol sonrası Fenerbahçe’nin oyun merkezi biraz geriye kaysa da; Kayserispor, Ziani, Amrabat ve Santana’yı kullanarak sarı-lacivertli takımın hatalarından yararlanma hedeflerine yaklaşamadılar.
Emre ve Semih’in yokluğu, pas oyunuyla topu kontrol etmelerini engellese de Fenerbahçe direkt oyunu iyi oynamayı başardı. En azından bu standartta...
Burada başrol Alex’de... O artık topsuz oyunda da var. Ve bunu çok iyi yapabildiğini gösteriyor. Onu hep ‘koşmuyor’ klişesiyle tartışmaktan bu detayı hep ıskaladık. O, Zico’dan sonra ilk kez topsuz oyunda da var. Arkadan destek alınca dar alanda defansif bir hüner gösteriyor. Ve bu fark yaratıyor. Ondan bunu alabilen Aykut Kocaman’ı kutlamak lazım.
Onunla birlikte Topuz’un rolü de önemli. Ona Matrixvari bir yükleme yapılmış sanırım. Bir oyuncunun 2 ayda kafasını hiç kaldırmayan bir fizik oyuncudan, bu seviyeye ulaşmasını açıklamak ne mümkün! İlk 20 dakikada oynadığı oyun farkı yaratan bir başka etmendi. İçine Ballack ya da Gerrard kaçmış gibi başladı maça.
Bu oyunun, 20. dakikadan sonra seyreldiğini söylemek lazım. Ama Gökhan ve Santos’un orta saha gibi oynamaları, Selçuk’un önden savunmayı 3’lemesi, Fenerbahçe’yi orta sahada kalabalık yaptı. (Gökhan’a haksızlık ediyorum, biliyorum. Standardı o kadar yüksek bir yere koydu ki, dünyanın her takımında oynayabilecek bir performans sergiliyor. Ama onun için ‘sıradan’ oluyor bu.)
Kayseri bu arada sadece 2 kez Santos-Dia defansif eksikliğinden Amrabat’la şans buldu. Ama o da sonunu getiremedi. Kayserispor, ikinci yarıda orta saha savunma kopukluklarından ceza sahasına daha kolay gider olsa da her seferinde ev sahibi oyuncuların yetişip bozmaları da ilginçti. İlk yarıda sürekli 60’da fizik olarak biten takım bu kez bu kadar genç bir takımla fizik olarak boy ölçüştü. Devre arası yaramış!
Aykut Kocaman’ın önce Cristian’ı sonra da ileride top tutmak gerekliliğinden Semih’i oyuna alışı da kağıt üzerinde doğru bir tercih. Reelde istenenin alınamayışıysa Fenerbahçe’nin kontratak planının olmayışından.
Defalarca rakibi eksik yakalamalarına ve hızlı adamlarına rağmen ne yapmak istedikleri anlaşılamadı. Niang’ın bu kadar açık alan topu ezmesi akıl alır gibi değil.