Uğur Dündar

Uğur Dündar

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Büyük maçlar futbol yıldızlarının pırıltısıyla büyür, hatta göz kamaştırır. Dün gece Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda da göz kamaştıran bir maç ve futbol seyrettik...
Başta kaptan Alex, sonra tek kişilik takım gibi oynayan, gol atan ve attıran Baroni... Yarış atları gibi hiç durmadan koşan ve Fenerbahçe’ye geldiği günden bu yana en güzel futbolunu oynayan Mehmet Topuz... Güç şartların arkadaşlık ve dayanışma duygusuyla birbirine kenetlediği tüm Fenerbahçeli oyuncular.
Kulüp tarihinin en zorlu sezonunun ve Kayserispor’la hafta arası oynanan kupa maçının yıpratıcı yorgunluğu üzerine Trabzonspor karşısında ortaya koyulan futbol, tribünlerdeki taraftar için de adeta bir hayat iksiri gibiydi. Özetle Fenerbahçe final maçlarının başlangıcında alkışı hak eden bir oyunla sahne aldı.
Her savaşın kahramanlar yarattığı bilinir. Fenerbahçe için bu sezon inanılmaz güçlükler ve saldırılarla savaşılan, mücadele edilen bir yıl oldu. Bu savaş da kendi kahramanını yarattı. Kahramanın adı teknik direktörlüğünün yanı sıra lider kişiliğiyle de takdiri hak eden Aykut Kocaman’dır...
Bu arada sorumlu mevkide bulunanların günlerdir sorumsuz davranış sergilemelerine karşın tahriklere kapılmayan ve sportmence davranan Trabzonsporlu futbolcular da takdiri hak ettiler.
Fenerbahçe alkışlarla başladığı maçı hiç dinmeyen alkışlarla bitirerek haklı bir galibiyet aldı. Dileriz şampiyonluk play-off’unda oynanan tüm maçlarda, tüm takımlar böylesine alkışlanan güzel bir futbolla seyircinin beklentisine cevap verirler. Yaşasın futbol, yaşasın centilmenlik...