THY Euroleague’de ilk 4 mücadelesi veren Fenerbahçe Beko, Maccabi Tel Aviv deplasmanında çok iyi başladığı maçı kötü bitirdi, 78-74 kaybetti. Peş peşe oynadığı Partizan ve Bologna maçlarında çok iyi hücum eden, özellikle savunmadaki enerji sonrasındaki hücumlarla rakiplerine üstünlük kurup üç sayı çizgisinde de olağanüstü yüzdelerle maçı bitiren temsilcimiz, İsrail deplasmanında da maça çizgi gerisinde olmasa da enerji tarafında çok iyi başladı. Pierre ile Hayes’in fizik üstünlüğünü hücumda hep artıya çeviren temsilcimiz, farkı 12 sayıya kadar çıkardığı ilk periyotu 25-17 galip bitirdi. Ancak dış şutlardaki düşük yüzde sıkıntıyken, Motley’in 2 faule ulaşıp kenara geldiği bölümde, Itoudis’in fiziksel olarak henüz tam hazır gözükmeyen Bjelica ile, savunma zaafı hep hissedilen Booker’ı yan yana sahaya sürmesi, ön alanda da bir başka savunma dezavantajımız Edwards’ı da bu beşe yerleştirmesi, ritmi de ribauntları da savunma sertliğini de elimizden alıp rakibe verdi. Maccabi direnci kolay kırılan bir takım ve biz tam o noktaya yaklaşırken rakibi uyandıracak hamleyi yaptık, sonra da hep yakalamaya çalıştık. Son maçların keskin şutörleri Pierre-Guduric ve Wilbekin 22’de 4 üçlükle oynayınca bunda başarılı olamadık. Son anlarda Guduric’in biraz kıpırdanması, yanına Jekiri gibi bir savunmacı konan Bjelica’nın hücumdaki artıları daha fazla olunca maça umutlandık ama maça noktayı koyamadık.Aslında kazanabileceğimiz bir maçtı ama rakibin alan savunmasıyla ayakta olduğu ve bizim çember dövdüğümüz bir günde Melih gibi bir şutörün hiç düşünülmemesi, en kritik anda Hayes’in atması gereken faulde çizgiye Dorsey’in gitmesiyle 2 sayı fırsatını tepmemiz, en önemlisi de maç başındaki ritmi, olabilecek en yumuşak beşle sahada kalıp kaybetmemiz, buna izin vermedi.
