Malumunuz Başakşehir, aldı başını gidiyor, en yakın rakibi Galatasaray, aradaki puan farkı sekiz. Dememiz o ki, Başakşehir zirve yolunda müthiş bir avantaj kazandı, kredisi bir hayli fazla, yakalanması zor, koltuğunda rahat. Efendim Beşiktaş’a dönecek olursak, Süper Lig’de hedefin uzağında, Erzurumspor şokunu Antalya’da attı, ilk yarıda farka kanat çırptı. Hesap ortada, zirve uzak, eee kupada zaten yoksun, Avrupa’ya çıkmanın yolu da klasmana girmekten geçiyor, Kartal’ın en büyük hedefi de budur. Ne var ki, klasman ortağı da oldukça fazla, aradan sıyrılmak, inişli-çıkışlı bir grafik çizen Kartal’ın işini zorlaştırıyor! Bu oyunda başarıyı yakalamanın temel unsuru kadroda devamlılıktır... Şartlar bazen sizi zorlar, tıpkı Burak Yılmaz ve Quaresma’nın cezalı oluşları gibi... O zaman kadroda rotasyona gidersiniz, kimsenin gıkı çıkmaz. Güneş hoca, Medel gibi istikrarlı bir oyuncuyu yedeğe çekmesine, yerine Atiba’yı sürmesine şaşırabilirsiniz! Artı elinde Mustafa Pektemek, hatta Larin gibi iki forvet oyuncusu varken, Güven Yalçın’a sarılmasını da yadırgayabilirsiniz. Ciddi bir risk aldı Güneş hoca, ama görüyoruz ki, o haklı çıktı.Bazen bu oyunda riskler, skor tabelasına yansır, şans faktörü sizden yana olur. Antalya’yı biliyoruz, savunmayı öne çıkaran bir ekip...Kartal’ın bu tip kapalı savunmaları aşarken ne kadar zorlandığı da anımsatalım. Ljajiç’in penaltı golüyle birlikte savunma güvenliğini elden bırakan Antalya, ilk yarıda adeta çöktü. Valla gençleri izlerken müthiş keyif alıyorum... Dorukhan ve Güven Yalçın, helal olsun onlara, hocasının güvenini asla boşa çıkarmıyorlar. Yeter ki, rotasyon kurbanı olmasınlar. Onlar Kartal’ın hem takım, hem de ekonomik anlamda kurtarıcısıdır.Dorukhan, benim penceremden çok farklı bir oyuncu.Düşünün ön libero oynuyor, aklı-fikri hep gol atmakta,her yere dalıyor, aferin. Skor tabelasındaki rakamlar, bazen sizi rahatlığa iter her nedense!Bülent Korkmaz’ın ikinci yarıya oyuncu hamleleriyle başlaması Antalya’yı ofansif oyuna yönlendirdi, nitekim Doukara, farkı ikiye indirirken, oyunu da tek kaleye döndürdüler. Kartal, iş kazası yaşar mı, yaşamaz mı, diye düşünürken, Salih Dursun ters bir vuruşla kalesine golü atması, Kartal’ı rahatlattı, Antalya’nın ise puan hesaplarına sünger çekti!Güneş Kagawa’yı 82’de oyuna sürdü, ilk topla buluştu, 19 saniye sonra golünü çaktı, bitmedi, frikikten skoru 6’ya taşırken, klasını da ortaya koydu, hoşgeldin Kagawa. Bülent Yıldırım’ı anlamakta zorlanıyorum arkadaş... Boffin’in Gökhan Gönül’e girişi, topla ilgisi yok, penaltı...Üstelik gözünün önünde, niye illa da VAR’ın uyarısını bekliyorsun? VAR iyi hoş da tecrübeli hakemlerimizi bile tembelliğe itiyor! Sen çal, eğer bir hata varsa nasıl olsa VAR devreye giriyor, işine odaklan, VAR’a sığınma! Antalyaspor, sezonun ilk yarısında aşırı disiplinli derin alan savunması üstüne kaptıklarıyla Beşiktaş’ın telaşlı oyunundan istifade ederek Vodafone’daki ilk lig yenilgisinin acısını yaşatmıştı. Ancak yeniden motive olmuş Adriano, tekrar şarj olmuş Atiba, havadan şişirmelerde harcanmak yerine yerden seri kısa paslarla beslenenbesleyen Llajiç ve ruhu olan bir makine intizamıyla parlamaya devam eden Dorukhan derken Beşiktaş bu sezon ligdeki en iyi 45 dakikasını oynadı. Geç de olsa şampiyonluk sezonlarındaki kısa seri pas ağırlıklı set oyunu zevk verdi. Vodafone’daki galibiyetin mimarı olan Boffin penaltı pozisyonunda yerde kontrolsüz kayınca penaltıya sebep oldu. Adem Llajiç’in göbek adı olsaydı, frikik olurdu! Atiba’nın golünde de Llajiç mesafe tanımayan özel frikik maharetinden bir numune sergiledi. Kolektif açıdan en başarılı gol ise Dorukhan’ın son vuruşu yaptığı pozisyonu. Uzun süredir Beşiktaş’ın en başarılı hücumuydu. Gecenin sorusu? 100. kez soruyorum artık cevap verin: Bu Larin’i kim önerdi, kim Beşiktaş seviyesinde olduğunu iddia etti? Maçın starı Adem Llajiç havadan şişirme değil de yerden seri pas oynanınca kalitesini daha fazla gösterdi. Maçın olayı Kagawa’nın girer girmez attığı Brezilyalı fenomen Ronaldo golü ve Juninho frikiği Kısa mesaj Llajiç sola Kagawa ortaya, alan değiştirerek daha da ihya etmezler mi? Giriş kapısı kapalı. Ama çıkış kapısı hala açık. O nedenle Beşiktaş’ın “sınırsız gönderme” operasyonunda Adriano’nun da Quaresma’nın da kayıtları kapanmış değil. Gelenlere bakarsanız… En heyecan verici olanı Shinji Kagawa. Bizim Nuri Şahin’in Dortmund’dan “tertibi”… Bir de Burak Yılmaz’ın uzun yolculuktan geri dönüşü… Arada Mirin de var ama heyecan yok. Böyle bir gel-git ortamında Beşiktaş’ın hedef duygusundan söz etmek o kadar kolay değil. Birincisi takım dağılmış durumda. İkincisi takımı yenilemek de aceleye gelmez. Antalya’daki maçın belirleyici yanlarından biri de ev sahibi takımın dört maçta sadece iki beraberlik alması, iki kez yenilmesi. Beşiktaş’ın da beş maçta tek galibiyetle sınırlı kötü bir grafiği var. Böyle bir durumda maçtan bekledikleriniz fazla olamaz. Ama futbol garip bir oyun… Kısır bir skor beklerken, sadece ilk yarıda 3 gol izledik. Üç Beşiktaş golü. Üçü de ayrı öykülerle anlatılacak goller. O goller nasıl atıldı? Öncelikle Beşiktaş yüksek tempoyla başladı maça. Kenar adamları Gökhan-Lens, Adriano, Caner çok etkiliydiler. Genç Güven, Şenol Hoca’nın güvenini karşılıksız bırakmadı. Adem Ljajic de parlak bir performans ortaya koydu. Hem skoru “başrolde” etkiledi, hem de yaratıcı kimliğiyle öne çıktı. Beşiktaş olanca enerjisi ile yüklenirken, Antalyaspor kendi yarı alanından çıkamadı. Ceza alanında gömülüp kaldı. Panik halinde kornere attıkları toplardan yararlanabilseydi Beşiktaş gol sayısını daha da arttırabilirdi. Kaleci Boffin’in Gökhan Gönül’ü ceza alanında düşürmesi, çıplak göz için de penaltı idi. Ne var ki, Bülent Yıldırım kararını VAR ile verdi. Ljajic’in kullandığı atışta Yıldırım, sahalarımızda sıkça tekrarlanan ama pek de umursanmayan kural ihlalini dikkate alarak, vuruşu tekrarlattı. Ljajic bu defa Boffin’i rahat avladı. Az sonra (39) Beşiktaş gerçekten adına da, şanına da yakışır bir organizasyon golü attı. Lens-Ljajic-Adriano ve Dorukhan… çok çabuk paslar, dripling, görüş, asist ve vuruş…Alkışı hak eden bir gösteri bu. Sonra, Ljajic’in frikik ustalığı… Çok güzel vuruşla Boffin’i sıkıntıya soktu. Belçikalı, topunu önüne düşürdü, orada da ihtiyar (!) Atiba bekleneni yaptı. İkinci yarıda, Antalyaspor canlanır gibi oldu. Doukara, başlattığı pozisyonu takip ederek, daha uzaktan vurdu. Karius da seyretti! Antalyaspor bu golü tamamlayacak hamleleri yapamadı. Derken, kontralarda Beşiktaş’ın uzun süredir gizli kalmış hasletleri ortaya çıktı. Önce Güven’in sert topunu kendi kalesine gönderen Salih… Ardından Shinji Kagawa’nın oyuna girer girmez peş peşe attığı inanılmaz iki gol… Sonra 89’da Chico’nun isyan golü: 6-2. Bu oyunu izledikten sonra akademik analizler yapmanın, istatistiklere göz atmanın hiçbir anlamı yok. Tatavayı bırak, Kagawa’ya bak! GEÇEN hafta sahasında Erzurum'a karşı iki puan bırakan Beşiktaş'ın Antalya'da puan kaybına tahammülü yoktu. İki takım adına da maç çok dengeli başladı. Maçta dengeyi bozan olay ise Boffin'in Gökhan Gönül'e yaptığı amatör faul sonrası Beşiktaş'ın kazandığı penaltı oldu. Kartal, penaltıdan Ljajic'le öne geçti ve ardından vites artırdı. İlk yarının son bölümünde Ljajiv, Lens ve Dorukhan'la etkili bir oyun ortaya koyan Beşiktaş, devreye 3-0 önde girmeyi başardı. Ancak Antalyaspor ilk yarıda kalesinde 3 gol görmesine rağmen pes etmedi ve ikinci yarıya baskılı bir giriş yaptı. Devamında da Doukara ile golü buldu. KAGAWA MEST ETTİ Antalyaspor'un ikinci golü bulmaya yakın olduğu anlarda bu kez Salih Dursun kendi ağlarını havalandırınca Beşiktaş, maçı kopardı. Oyuna sonradan giren Kagawa da 3 dakikada attığı iki golle Beşiktaş kariyerine harika bir başlangıç yaptı. Japon yıldız taraftarı da mest etti 6 golle Antalya'yı mağlup eden Kartal, üzerindeki karabulutları dağıttı ve büyük bir moral kazandı. Siyah-Beyazlılar taraftarlarını da keyiflendirdi. MAÇIN EN İYİSİ: KAGAWA Japon yıldız son bölümde resital sundu. MAÇIN EN KÖTÜSÜ: SALİH Kendi kalesine attığı gol maçın kaderini değiştirdi. Takım yapısı darmadağın olsa da kulüp genetiği ve hakkınca futbol takımı olmanın iş görürlüğü pek çok sorunu hallediyor. Zorunluluklar Şenol Güneş’i gençlik enerjisiyle harmanlanan olgun bir takım sahaya sürmeye zorluyor. Bu enerjik oyun ilk yarının gösterişli takımı Antalya’yı ilk devre boyunca etkisiz kılmalarına yetti. Kim ne derse desin, Beşiktaş uzun süredir bir ‘Atiba takımı’dır. O formdaysa Beşiktaş başkalaşıyor. Öncelikle onun sayesinde çabuk düşünen, seri hareket eden ve bitiriciliği yüksek bir Beşiktaş izliyoruz. Bu maçta da ilk devre boyunca Ljajic’i elmas gibi parlattı. Ancak ikinci devre 50’de yedikleri golden sonra oyunu ellerinden kaçırdılar. Bu bölüm Şenol Güneş ve ekibinin üzerine düşünmesi gereken sorunların başında geliyor. Bu bölümde Antalya topu alıp ve oynamaya başlamıştı ki, imdatlarına Lens’in hızlı hücumu yaratan inadı yetişti. Paralize olan Antalya öyle alanlar bırakıp öyle kontralara izin verdi ki, şaşırmamak elde değil! Neticede, dokunduğu ilk iki topla iki gol yapan Kagawa’ya da fişi çekmek kaldı. Gecenin sorusu Beşiktaş’ın gözle görülür düşüşü ilk yarıdaki skorun rehavetiyle mi yoksa fiziksel yetersizlikle mi açıklanmalı? Maçın starı Şüphesiz ki, Adem Ljajic. Elbette onu böyle gösterişli kılan önce Atiba ardında da Dorukhan’ı ihmal etmeden... Maçın olayı Öncelikle Türkiye’de topla ilk buluştuğunda gol yapan Kagawa.. Ardından ligin ilk yarısının ‘gösterişli takımı’ Antalya’nın anlaşılamaz düşüklüğü ve dördüncü golden sonra sahada kaybolmaları. Kısa Mesaj Eksilen Beşiktaş ilk devredeki temposuyla maçı kopardı. Sonucu onların yaptıkları kadar Antalya’nın yapamadıkları belirledi desek yanlış olmaz... İlk yarım saatlik karşılıklı tempolu oyunun hemen ardından Gökhan Gönül’ü en özel yapan ayrıntı, yaptığı bindirmeleri sonuçlandırması biraz da Boffin’in zamanlama hatası ile karşılığını buldu. Kazanılan penaltı ve Ljajic’in golü ile adeta maçın çorap söküğü gibi gelmesi, sezonun en organize gollerinden birinin formda Dorukhan ile gelmesi ve Ljajic’in duran top ustalığı derken maç beklenenden rahat hale geldi. Fakat bu rahatlık Antalyaspor’un Beşiktaş’ı kendi oyununa ayak uydurması ve Doukara’nın golü ile kayboldu gitti. Dalga dalga gelen Antalya bu coşkusunu uzun sürdüremedi. Lens’in büyük çabası gelen 4.gol ile oyun tekrar koptu. Kagawa’nın topla buluştuğu ilk anda rakip fileleri havalandırması ve frikikten de takımının 6. golünü kaydetmesi gecenin en güzel ayrıntısı oldu. Beşiktaş kendisini yarışa ortak eden galibiyeti ve ilk maçın rövanşını alarak İstanbul’a dönmeyi başardı. Gecenin sorusu Şenol hocanın değişiklikleri? Beşiktaş pas oyunundan uzaklaştığı anlarda Larin-Caner değişikliği yerine topu daha fazla ayağında tutarak Antalyaspor’un direncini kırabilmek adına Kagawa ya da Oğuzhan tercih edilebilirdi. Maçın starı Adem Ljajic saha içinde ne kadar çok sorumluluk alır, topla buluşur ve ne kadar çok denerse Beşiktaş o kadar başarılı olacak. En azından Kagawa gelene kadar takımın lideri Ljajic. Maçın olayı Beşiktaş sezonun en gollü galibiyetlerinden birini alırken ortada yine iyi oynayan bir santrfor olmaması gecenin olayıydı. Antalya maçı tamam ancak her maç böyle santrfor performansı olmadan kolay kazanılamaz. Kısa mesaj Kariıs hem yediği gol hem de baskı yenen anlarda fazla acemice davrandı.