Önce kaleciler sahneye çıktı. Trezeguet’nin frikik golünde Muslera iyi yer tutsa, topu ağlarında değil kucağında bulurdu. Kasımpaşa’nın İtalyan kalecisi Scuffet derseniz kelimenin tam anlamıyla “evlere şenlik...” Nereden buldunuz, nasıl aldınız? İlk golü yedi, koltuğunun altından... İkinci golü yedi, bacak arasından... Üçüncü golü yedi kalesini boşalttığından... Eğer İtalyan kaleci buysa, hakkını yemeyelim, Ramazan bunun yanında Buffon... Sanki Galatasaray ilk 15 dakika için Kasımpaşa’ya “avans” vermişti. Oyunu, golü, saha hakimiyetini, futbol adına ne varsa hepsini Kasımpaşa’ya bıraktı. Sonra çalışmaya başladı. Sazı Belhanda aldı, çalıp oynamaya başladı. Peşine Feghouli takıldı, ondan sonrası Kasımpaşa’ya “geçmiş olsun...” Futbol ne kadar takım oyunu olursa olsun, maçı, oyunu, sonucu yıldızlar belirleyip güzelleştiriyor. Belhanda geç kalmış olsa bile, üstündeki tozları silkeleyip atmaya başladı. Oynuyor, takımı oynatıyor. Atıyor, attırıyor. Feghouli, kimbilir kaç yıl oldu, bir maçta üç gol birden atmayalı... Belki de ilk defa attı. Adetim değil ama bu maç için bitmeden yorum yazıyorum. Çünkü sonucun değişme şansı yok. Kasımpaşa bir gol daha atsa, hiç kuşkunuz olmasın Galatasaray bir fazlasını atacak. Ben yazıyı yazarken Diagne’nin daha “tıkı” yoktu. Kalan dakikalarda gol atar mı bilemiyorum, attığını kabul etsem bile iyi değil... Ayrıca eli-kolu çok oynuyor. Bu maçta da Ben Youseff’e elle bir müdahelesi var. VAR hakemi çağırsa ne olurdu bilemem. Diagne böyle devam ederse Galatasaray’ın 10 milyon eurosu ile seyircinin hayallerine yazık olur. Ama dün bir, bugün iki... Tüm iyiniyetimizle “alışır” diyelim. Kasımpaşa’nın durumu feci... Bir Trezeguet’in sırtına binmiş gidiyor, daha doğrusu gidemiyor. Geri dörtlüsü çok dağınık... Orta sahası birbirinden önemli oyunculardan kurulu ama çok yumuşak, adeta “çıtkırıldım”... Forveti deseniz Kasımpaşa’da leblebi gibi gol atan Diagne ve Edouk sonrası sizlere ömür... Zaten Diagne ile Edouk’u satıyorsanız, takıma da “bizim bu ligde bir iddiamız yok” diyorsunuz. Sahadaki görüntü bunu açıkça ortaya koyuyor... Galatasaray çok değişik, hatta eksik bir kadroyla oynamasına rağmen, ilk çeyrek dışında çok rahat bir maç oynadı. Hafta arasında Benfica yenilgisiyle gelen yıpranmışlığı, hırpalanmışlığı geride bıraktı. Açıkcası Benfica maçı sonrası, frenleri boşalıp yokuş aşağı giden Kasımpaşa ile oynamak Galatasaray için büyük şanstı. Bunu rahat, iyi ve etkili kullandı, Bir anlamda fırsatı kaçırmadı... Zirve yarışı devam... Beşiktaş kazandı, Galatasaray kazandı, bugün Başakşehir düşünsün... İki Avrupa maçı arasında, Fernando’suz bir oyunda deplasmanda karşılaşabileceği en iyi rakiple oynadı Galatasaray. 2 aydır her maç en az 2 gol yiyen, kazanamayan, skor yükünün %65’ini taşıyan 2 oyuncusunu satmış, kaleci ve savunma sorununu transferde halledememiş Kasımpaşa. Denizli’nin temel planı Trezeguet’yi görece ağır gördüğü Galatasaray savunma göbeğinin üzerine sürmekti. Belki gol kadar rakibi eksik bırakmayı, kart görmelerini de muhtemel görüyordu bu yolla. Maç öyle de başladı ama Kasımpaşa’nın savunma orta saha ve kaledeki majör sorunları derinleşerek devam ettiği için Belhanda ve Feghouli çok rahat etti. Neredeyse markajsız kaleye gittiler. Donk durduğu yerden öldürücü paslar attı. Tam takım ve Avrupa arasına denk gelmese yüksek konstantrasyonla tarihi bir fark da olabilirdi. Misal Gomis’le geçen yılki Karabük maçına benzeyebilirdi. Gecenin sorusu Muslera’nın kapadığı köşeden yediği gol, onun yeteneklerine yakışmıyor. Baraj kalabalığının hatalı yerleşimi de onun sorumluluğu biraz da. Uruguaylı ne zaman bu krizi atlatacak? Maçın starı Hat-trick yapan bir kanat oyuncusuna bu unvanı düşünmeden vermek lazım. Ben de veriyorum. Ama Belhanda’nın hakkını vermeden de geçemeyeceğim. Belhanda, oyun ona uygun olduğunda kalabalık arasında fark yaratıyor. Maçın olayı Galatasaray transferde 2 santrfor aldı. Şu ana kadar bu transferlerin etkisi sadece psikolojik oldu. Taraftar, hoca rahatladı. Yönetimin üzerindeki baskı kalktı. Rakiplerin özellikle Diagne’yi kontrol etme isteği, lig bazında hücumcu orta sahaları rahatlattı. Gol asist olmadan etki oldu. Kısa mesaj “29. haftaya 4 puan geride girersek şampiyon oluruz” demişti Denizli. Korkarım 29. haftada düşme hattının 4 puan üzerinde olma ihtimali var bu gidişle. An itibarıyla, puan mesafe 5 puan. Kasımpaşa deplasmanı her ne kadar zor gibi görünse de, her zaman söylediğim gibi Feghouli, Belhanda, Fernando ve Ndiaye gününde olursa Galatasaray, rakip kim olursa olsun galip gelir. Ndiaye ve Fernando dün gece yoktu. Onların yerine Donk ve Selçuk İnan oynadı. Görevlerini çok iyi yaptı. Risk almadılar, maceraya girmediler. Gerektiğinde yerde hücuma çıktılar, gerektiğinde defansa yardım ettiler. Feghouli ile Belhanda da iyi günlerinde olunca farklı bir galibiyet aldılar. Feghouli, gerçekten çok iyi bir futbolcu. Ama her maç farklı performans ortaya koyuyor. Dün gece boş alan da bulunca çok iyi değerlendirdi, 3 de gol kaydetti. Aynı şekilde Belhanda da en azından görevini yaptı. Benfica maçından daha iyi bir performans sahaya koydu. Defansta Luyindama ve Marcao her geçen hafta daha iyi oynuyorlar. Önlerinde Donk da bir stoper gibi rakip ataklarda ilk karşılayan olunca, rakip de fazla gol pozisyonuna giremiyor. Diagne, daha Galatasaray’ın temposuna alışamadı, ayak uyduramıyor. Biraz daha hareketli olması gerekir. Ama şu an Galatasaray taraftarı kendisinden çok fazla şey bekliyor. Gördüğüm kadarıyla o konumda değil. Taraftarın biraz daha beklemesi gerekecek. Sonuçta; akıllı, sakin oynayan Galatasaray, yoluna devam ediyor. Kasımpaşa’da ise sorunlar var. Mustafa Denizli, çok büyük bir teknik direktör. Kasımpaşa’ya da büyük hava kattığı bir gerçek. Ama şunu söyleyeyim, şu an Trezeguet dışında Kasımpaşa’da oynayan futbolcular, büyük bir düşüş yaşıyor. Herhalde ligin ilk yarısındaki o muazzam tempoları futbolcuları rehavete soktu. Bilhassa defansları bireysel çok hata yapıyor. Bütün maçlarında yenen gollerin tamamı bireysel hatalardan... İki bek, rakip kim olursa olsun kesinlikle defansif anlamda çok kötü oynuyorlar. Orta sahada Pavelka ve Sadiku bu tempolarıyla, bu futbollarıyla kusura bakmasınlar Süper Lig’de oynayamazlar. Eminim Mustafa Denizli bu takımı derleyecek, toparlayacak. Ama transfer sezonu da kapandığına göre Kasımpaşalı futbolcuların biraz olsun Süper Lig’de oynadıklarını unutmamaları lazım. Bu tempoyla Kasımpaşa’nın maç kazanması çok zor bir iş... Trezeguet, bir yere kadar mücadele ediyor, gol vuruşları yapmaya çalışıyor. Ancak bir tek futbolcuyla maç kazanmak mümkün değil. Rakip, Trezeguet’yi tutunca Koita’nın devreye girmesi lazım. Koita, uzun bir sakatlıktan sonra 90 dakika oynamaya başladı fakat atletikliğini, dayanaklılığını tamamen kaybetmiş. Sonuçta, Galatasaray dün gece galibiyeti hak etti. Kasımpaşa ilk golü atmasına rağmen bölüm bölüm oyundan düşerek maçı kazanmak için gerekli gayreti sahaya koymadı. TREZEGUET'NİN Muslera'ya frikikten attığı gol sonrası Galatasaray paniğe girer mi? diye düşündüm. Çünkü Kasımpaşa'nın önce bekle, sonra rakibi durdur, kontratakla vur taktiğinin ön plana çıkacağını düşündüm. Sahneye Belhanda- Feghouli ikilisinin çıkacağının hesabını Mustafa hoca da yapmamıştı. Belhanda'nın mermi gibi şutu ile gelen gol ve ardından mükemmel koşu yapan Feghouli'ye attırdığı gol Galatasaray'ı sadece öne geçirmedi, oyunun tüm kontrolunu ele almasını sağladı. Donk-Selçuk ikilisi orta alanı mükemmel organize etti ve yönetti. Etkisiz gibi görünen Diagne sabit oynamayıp, sürekli yer değiştirince Kasımpaşa savunmasının savrulmasına neden oldu. Donk-Selçuk ikilisinin iyi oyunu öncelikle Fernando'nun Ndiaye'nin toparlanmalarını sağlayacaktır. ONYEKURU UYARILMIŞ Gecenin yıldızları Belhanda ile Feghouli idi. İki Afrikalı iyi oynama konusunda birbirleri ile adeta yarıştı. Galatasaraylı oyuncular Onyekuru'nun Ben atayım felsefesinden şikayetçiydi. Belli ki Terim de Onyekuru'yu uyarmış. Kendisine hep ters gelen Kasımpaşa deplasmanında skor olarak geriye düşüp sonra farklı kazanmak Galatasaraylı oyunculara zirve yarışında ciddi moral olacaktır. MAÇIN EN İYİSİ: FEGHOULI 3 gol attı. Çok da iyi futbol oynadı. MAÇIN EN KÖTÜSÜ: SCUFFET Hatalı goller yedi. Gecenin talihsiz ismiydi Trezeguet'nın Muslera'ya frikikten attığı gol sonrası, Galatasaray paniğe girer mi? diye düşündüm. Çünkü Kasımpaşa'nın önce bekle, sonra rakibi durdur, kontratakla vur taktiğinin ön plana çıkacağını düşündüm. Sahneye Belhanda- Feghouli ikilisinin çıkacağının hesabını Mustafa hoca da yapmamıştı. Belhanda'nın mermi gibi şutu ile gelen gol ve ardından mükemmel koşu yapan Feghouli'ye attırdığı gol Galatasaray'ı sadece öne geçirmedi, oyunun tüm kontrolünü ele almasını sağladı. Donk-Selçuk ikilisi orta alanı mükemmel organize etti ve yönetti. Etkisiz gibi görünen Diagne, sabit oynamayıp, sürekli yer değiştirince, Kasımpaşa savunmasının savrulmasına neden oldu. Kasımpaşa'nın bu dağınıklığında Feghouli gizli golcü rolünü üstlenip iki mükemmel gole imza attı. Linnes sakatlanıncaya kadar Galatasaray sağ tarafı kullandı, Belhanda-Feghouli ve Norveçli sağ bekle etkili pozisyonlar üretti. Donk-Selçuk ikilisinin iyi oyunu öncelikle Fernando ve Ndiaye'nin toparlanmalarını sağlayacaktır. Gecenin yıldızları Belhanda ile Feghouli idi. İki Afrikalı, iyi oynama konusunda birbirleri ile adeta yarıştı. Popov'un markajında istediği boş alanları bulamayan Onyekuru, Feghouli'ye ilk asisti yaparken kazandığı topları egoistçe kullanmamaya özen gösterdi. Çünkü Galatasaraylı oyuncular, Onyekuru'nun Ben atayım felsefesinden şikâyetçiydi. Belli ki Terim de Onyekuru'yu uyarmış. Kendisine hep ters gelen Kasımpaşa deplasmanında skor olarak geriye düşüp sonra farklı kazanmak Galatasaraylı oyunculara zirve yarışında ciddi moral olacaktır. İki önemli uyarım var: 1-Feghouli'nin hat-trick yaptığı maçta attığı üçüncü golde büyük pay hakem Ali Palabıyık'a ait. Belhanda'ya yapılan faulü kesmedi ve Feghouli de golü attı. 2- Kaleci Muslera'nın Trezeguet'nin frikik golünü kapattığı köşeden yemesi kalitesine yakışmadı. 3 SORU 3 CEVAP Maçta öne çıkan isimler kimlerdi? G.Saray'ın geçen sezon şampiyonluğunda sahnede Gomis ve Rodrigues varken Belhanda ve Feghouli tartışma konusuydu. Bu ikili son haftalarda oyuna ağırlıklarını koydu. Benfica maçının kötü orta sahasını yenileyen Terim, hem soyunma odasına gözdağı verdi hem de kadroyu verimli kulandı. Maçın en iyisi Feghouli. Oyun zekası yüksek Emre, güçlendiğinde daha çok katkı verecek Diagne'nin eleştirilmesi doğru mu? Diagne 10 milyon Euro'ya alındığı için hemen iki maçta 10 gol atması bekleniyor. Roma'nın santrforu Dzeko, nisan ayından beri evinde gol atam-ı yor. Ronaldo, Juventus formasıyla ilk 3 maçında gol atamadı. Yarım devrede 20 gol atmış adamı saçı başı yüzünden toprağa gömmemeli. Ancak Diagne 'Balotelli'cilik oynamaktan vazgeçmeli. Balotelli'nin dahi Balotelli'ye faydası yok Kasımpaşa'nın golcülerini satması oyuna nasıl yansıdı? Kasımpaşa'nın ilk yarıda attığı 37 golün 26'sını yüklenen Diagne ve Eduok'u satan yönetim, belli ki tasfiye kararı almış. Defansı ilk yarıda da kötüydü ama Diagne'nin 20 golü takımı ayakta tuttu. Yani ne Kemal Özdeş o kadar başarısızmış ne de yerine gelen Mustafa Denizli o kadar başarılı! Galatasaray hiç zorlanmadan kazandı. Çünkü Kasımpaşa o bildiğimiz Kasımpaşa değil. Ölmüş ağlayanı yok. Trezeguet ne yaparsa o... O da tek başına ne yapsın. Böyle giderse zaten Kasımpaşa ayağına beton bidon bağlanmış ve denize atılmış adam gibi hızla aşağı iniyor. Kendi iç sorunları. Peki Galatasaray nasıl oynadı? Eh işte... Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Bu Diagne denen futbolcu biraz şekerli... Çünkü maçın içinde her an bir şey yapıp atılabilir. Normal bir kafaya sahip oyuncu değil. Galatasaray'ın başına iş açacağa benziyor. G.Saray elinde ne zaman patlayacağı belli olmayan el bombası ile oynuyor. Fazla uzağa gitmeyelim. 9. dakikada rakibinin burnunu kanatacak kadar darbeyi hadi hakem görmedi, VAR'daki hakem ne yaptı? Eyyam... Çünkü kamerada net gözüküyor. 4-1 KİMSEYİ ALDATMASIN Hakemden açılmışken iki cümle daha yazalım. İkinci yarı Belhanda'ya yapılan hareket de net kırmızı. Eğer sen kırmızıyı veremezsen bu sefer futbolcu, futbolcuyu cezalandırmaya kalkar. Sen uyanamıyorsun, Fatih Terim kenardan uyanıyor, Bunu sahada tutarsam atılacak diyor ve kenara alıyor. İşte hakemlik böyle bir şey. Teknik direktörün gördüğünü göremiyorsun. Yaptığın iki halt daha var. Birinde topla çarpıştın, diğerinde adamla. İkisi de çok iyi akın başlangıcıydı. Sizlere çok iyi tırpan vurmak lazım ama bu tırpanı vuracak Türkiye'de komite var mı bilmiyorum. Maçta yazılacak fazla bir şey yok. Galatasaray ağır ağır top döndürdü. Yalnız onlara da şunu söylemek lazım: Topu çok Muslera'ya veriyorlar. Muslera da arkadaşına vermek istiyor. Kasımpaşa sizin başınıza çorap örmedi. Ama biraz top oynayan takım, sizin kalenize 2-3 gol bulabilir. Galatasaray'ı beğendim mi? Ehhh işte. Çok da değil. Kasımpaşa'yı beğendim mi? Rezalet. İşte size maçın özeti; 4-1 kimseyi aldatmasın. Galatasaray, deplasman maçına kendi sahasındaki ofansif klasiği ile başladı. Aslında bu başlangıç hatalıydı. Çünkü rakibin Trezeguet gibi geniş alanı seven bir sprinteri vardı. Nitekim Galatasaray, kısa süre içinde iki tehlike atlattı, bir frikikte ise golü yedi. Muslera'nın kapattığı köşeden yediği golde hatası var dense de bu , vuruşun mükemmel olduğunu örtbas etmez. Skor dezavantajından sonra işler zorlaşmıştı; riskler artacaktı. Beraberlik çabuk gelmezse; oyunu forse ederken, Benfica maçının yorgunluğu da gündeme gelecekti. Ama önce Belhanda güzel bir vuruşla beraberliği sağladı. Kısa süre sonra da galibiyet golü gelince Galatasaray rahatladı. İkinci yarı başında fark ikiye çıkınca maç orada bitti. Bundan sonraki süreçte Galatasaray çok rahattı. Galatasaray'da ligin ikinci yarısına kadar sürekli santrfor sıkıntısı gündeme geldi. Bana göre; dünkü farklı galibiyet yine santrforsuz kazanıldı. Onyekuru'nun olumsuz futbolunu da buna eklersek orta saha ve geri dörtlünün performansı her şeye yetti. Uzun maç eksiğinden sonra arkadaşlarını da tanımamasına rağmen ben Emre Taşdemir'in performansını beğendim. Kasımpaşa ise tam bir hayal kırıklığı idi. Öncelikle fiziki açıdan büyük bir düşüşleri var. Takım savunmaları arızalı, orta saha presi yetersiz. Kaleci performansı ise felaket. Bu kaleciyi kim bulduysa onu kutlamak lazım! Mustafa Denizli gibi deneyimli bir hoca da böyle kritik bir maçta niye Ramazan'ı kesti anlamak mümkün değil.. Diagne'nin Ben Youssef'e yaptığı harekete niye VAR müdahale etmedi? Cevabı basit: Yapan büyük takım oyuncusu... Galatasaray beklediğim gibi ligin en çok gol yiyen takımına karşı kolay kazandı. Maç boyunca Diagne’yi dikkatle izledim. Olumlu tek hareketi yok. Hem de çok iyi, hatta ezbere bildiği bir takıma karşı. Diagne sen dua et, Feghouli’nin form grafiği giderek yükseliyor da, senin atman gereken golleri o atıyor. Sen dün yokları oynarken o yıldızlaşıyor. Ve tabii ki, Avrupa maçlarında saklanan Belhanda’nın, son 2 lig maçında orijinali gibi oynamaya karar vermesi de seni kurtarıyor. Bu maçta da attı ve attırdı. Bak Diagne! Kasımpaşa’da 20 değil, 40 gol da atsan o takımı şampiyon yapamazsın ama Galatasaray’da en az 10 gol atarsan, takımın iddiasını sonuna kadar sürdürür. Benden söylemesi, Mitroglou arkanda aç kurt gibi bekliyor. Hem senden tecrübeli hem de kariyerli. Bak, Fatih Hoca senden umudunu kesince küt diye 80’de yanına verdi Mitroglou’yu. Şakası yok, bir bakmışsın kenarda oturuverirsin. O yüzden karar vermelisin: Büyük takımın golcüsü müsün? Bir çift sözüm de Mısırlı Trezegeut için... Daha 24 yaşında ve bence bu ligin Mohamed Salah’ı. Her maçta oynar, istikrarı süper, gol atar, gol attırır. Ona karşı oynamak ve savunmaya çalışmak çok zor. Şu an Süper Lig’de seyretmesi en keyifli oyuncu. Sezon sonunda bu adamı alan lige önemli bir artıyla başlar, benden söylemesi.