Spor yazarları Kayserispor - Galatasaray maçını değerlendirdi
.
1
Galatasaray kenetlenmiş - Osman Şenher (Milliyet)
Her şey de bir hayır vardır. Demek ki, bu yaşananlardan bütün futbolcular ders çıkarmış... Bu sezon Porto maçından sonra gördüğüm en istekli, en gayretli, birbirlerinin kademesine giren, sahada bütünleşen takım dün geceki Galatasaray’dı... Tabii ki, cezalılar, sakatlar büyük eksik. Ama Fatih Terim’in Ozan, Maicon, Serdar üçlüsü ile defansı kurması... Ömer Bayram’ın solda, Mariano’nun sağda olağanüstü performans ortaya koymaları, Selçuk, Belhanda ve uzun zaman sonra ilk defa oynayan Feghouli’nin mükemmele yakın sahaya koyduğu mücadeleleri, Onyekuru’nun da resmen patladığı bir maç oldu. Allah’ım o ne sürat, ne tempo... Real Madrid’te oynarken Cristiano Ronaldo’yu bana hatırlattı. İkinci golde belki de Selçuk iki seneden beri ilk defa böyle bir pas verdi. Demek ki cezalı ve sakat futbolcuların oynamayacak olmasından sonra artık Selçuk bir kaptan olarak takımına yararlı olmaya karar verdi. Kayserispor karşısındaki bu Selçuk’a şapka çıkartılır. Kusura bakmasınlar ne Fernando, ne Donk, ne de Ndiaye bu Selçuk’u kesemez... Dilerim, bu temposunu devam ettirir... Feghouli, Belhanda’yı da rahatlatmış... Hani Belhanda’ya kızıyoruz ‘sorumluluk almıyor, mesuliyet almıyor’ diye... Feghouli ile beraber iyi bir ikili oldular ve Belhanda hiç durmadı. En tempolu maçını oynadı. Feghouli uzun zamandan beri ilk 11 şansı bulmuyor. 87 dakika sahada kaldı ve takımın en iyilerinden birisiydi. İlk defa böyle rakibine pozisyon vermeyen, kanatları çok iyi kullanan ve bütün takım olarak gol arayan bir Galatasaray gördüm. Üçüncü golde Mariano sağ çizgiden ortalıyor, sol çizgiden gelen Ömer golü atıyor. Düşünebiliyor musunuz, sahanın içinde nasıl bir kurgu var. Ömer’e ayrı bir parantez açmak istiyorum. Hakikaten çok iyi niyetli, ruhunu, kalbini sahaya koyuyor. Ve göreceksiniz dün geceki futbolla Galatasaray bu sakatları ve cezalıları aramayacak. Herkesin aklının başına gelmesi için bu takımın bir şok yaşaması lazımdı. O şok yaşandı, bitti. Hani Fatih Terim diyor ki, “Kenetlenmemiz lazım” diye... İşte dün geceki Galatasaray kenetlendi. Kayserispor’a gelince... İnanın şaşırdım. Ertuğrul Sağlam, beğendiğim, iyi bir hoca... Ama bu sahadaki futbolcularla Süper Lig’de kalmaları kolay bir iş değil... İki beğendiğim futbolcuları vardı. Biri Mensah, biri Bilal... Bu iki futbolcu da Kayserispor’u nereye kadar taşıyabilir?
2
Zoru kolay yapmak - Tayfun Bayındır (Milliyet)
Sakatlıklar, cezalar ve büyük moral bozukluğu, Kayseri karşısında Galatasaray’ı yeni bir sorun yumağına sokacak iddiaları boşa çıktı. Boşa çıkaranlar da, kendilerinden umut kesilenler, yedekliği kader kabul edenler, giydikleri formanın büyüklüğünü bilmeyenlerdi. Galatasaray, ne kadar özel bir camia olduğunu dün onca soruna karşın bir kez daha kanıtladı. Kayserispor önünde; Ozan, Maicon ve Serdar Aziz’den kurulu üçlü bir savunma ile yer alan Galatasaray, istenmeyen adam noktasına gelen Feghouli’nin liderliği, hamle oyuncusu gibi duran Onyekuru’nun, “Bu takımın değişmezi benim” mesajıyla dün farklı sonuca gitti. Kimine göre temposuz, kimine göre disiplinsiz, kimine göre ise vurdunduymaz diye tanımlanan Feghouli, kumaşının iyi olduğunu ona mecbur kalındığında gösterdi. Yüksek temposuyla Kayserispor’un oyundan düşmesini sağlayan Feghouli, bu bireysel becerisi ile Galatasaray’ın takım olarak belki de bu sezonun en aklı başında, en haddini bilen performansını göstermesini sağladı. Feghouli, yanına Belhanda’yı da alıp orta sahada gösterişsiz ama şaşırtıcı bir pres uygulayınca daha 25. dakikadan itibaren maçın ibresi tamamen Galatasaray lehine döndü. Hücumda üçlü, savunmada ise beşli bir defansla oynayan, ama defansını olabildiğince ileri çıkaran Galatasaray, Kayserispor’a özellikle kanatlardan boş alan bırakmayarak iki sarı-kırmızılı takım arasındaki hem kalite hem de maçı kazanma arzusundaki farkı ortaya koydu. Gerçekçi konuşmak gerek, zorunlu tercihler Galatasaraylı oyuncuları havaya sokmuş. Özellikle kısa bir süre önce Fenerbahçe maçında yaşanan olaylar, sonrasında gelen ağır cezalar ilginç bir biçimde takım bütünlüğünü oluşturmuş. Kenarda oturmaktan adeta paslanan Feghouli, artık emeklilik dönemi geldi denilen Selçuk İnan, stoperden önce santrfor oynaması akıllara gelen Maicon yeniden doğmuş gibiydiler. Lider Feghouli’ydi ama yönetmen Selçuk İnan’dı. Elbette o bildiğimiz ve özlediğimiz Selçuk İnan’dan hâlâ çok uzaktaydı ama zor günlerde kendisine güvenenleri mahcup etmeyeceğini bir kez daha göstererek, formayı hak ederek giydiğini kanıtladı. Aslında konuşulması gereken konu, Galatasaray’ın çok eksik kadrosuna rağmen son derece iyi ve kontrollü bir oyun performansı ortaya koymasıydı. Yani, 1-0’dan sonra o skoru hazmedip oyun üstünlüğünü devam ettirdi, 2-0’da da, 3-0’da da aynısını yaptı. Kısacası öndeyken, hem de farklı öndeyken bu takım skoru koruyabiliyor, rehavete kapılmayıp oyun üstünlüğünü sürdürebiliyormuş. Fenerbahçe maçında bu niye olmadı, açıkçası bir hayli merak ediyorum. Hakemlerin çok konuşulduğu, çok tartışıldığı haftalarda Ümit Öztürk mükemmel bir yönetim gösterdi. Aslında derbide de olması gereken oydu. Umarım MHK bundan sonraki haftalarda daha hakkaniyetli atamalar yapar.
3
Üçlü savunma kusursuz oynadı - Ömer Üründül (Sabah)
HEM yorgun hem derbideki cezalardan dolayı moralsiz hem de sakatlıklarla birlikte rekor sayıda eksiği olan Galatasaray, Kayseri deplasmanında çok önemli 3 puanı farka giderek kazandı. Maç iki taraf açısından da kontrollü başladı ama 18'inci dakikada Feghouli'nin katkısıyla başlayan atak sonucu Onyekuru'yla skor avantajı yakalanınca Galatasaray'a direnç ve moral geldi. Bu golden sonra doğal olarak takım savunmasına da ağırlık vererek oyunu sürdürdüler. Fatih Terim'in bu deplasman için düşündüğü 3-5-2 sistemi iyi yürüyordu. Rakibin tek ayakta kalan sprinteri Bilal'i de Mariano'nun arkasına sarktığı koşularda çabuk Ozan karşılama görevi yapıyordu. Devre bu şekilde sonuçlandı. İkinci yarıda çok kötü bir futbol sergileyen Kayserispor, ilk yarının aksine aşırı riskleri de artırınca, bu Galatasaray'ın ilerideki iki sprinteri Sinan ve Onyekuru için çok elverişli bir ortam yarattı. Gerideki alan daraltan disiplinli savunmayla rakibe pozisyon verilmiyordu. İki geniş alan kontratağındaki net fırsatları Sinan ve Onyekuru değerlendiremedi ama üçüncüsünde Onyekuru işi bitiren golü attı. Ondan sonra saha içi dengeleri Galatasaray'ın lehine döndü ve çok önemli bir 3 puan kazanıldı. Bu maça göre hazırlanan takım tertibi ve sistem, başarıya ulaşmış oldu. En önemlisi de hiç bir arada üçlü savunma oynamamış Ozan-Serdar ve Maicon'un hatasız futbollarıydı. Kayserispor'un durumu hiç iç açıcı değil. 90 dakika boyunca hücum geliştiremediler. Hem de maç eksiği olan Selçuk'tan başka Galatasaray orta sahasında defansif yönü etkili bir oyuncu olmaması rağmen... Tek düşünceleri kanattan Bilal'i kaçırmaktı, sağ taraf hiç çalışmadı çünkü kimsenin ayakta duracak hali yoktu.
4
Garanti futbol 3 puan aldı - Serdar Ali Çelikler (Habertürk)
Malatya'dan 2 yeyip dönen, sonra Fenerbahçe'ye karşı 2-0'dan maçı kaybetme noktasına gelmesine neden olan; hafta içi de Schalke'de gruptan çıkma şansını yitiren ve bu süreçte futbol yerine "Başkanlık" mesajları veren; camianın liderliğine soyunan Fatih Terim, sakinleşmiş ve "işin ciddiyetini" farketmişti. Kayseri deplasmanına "Bu şartlar altında önce gol yemeyeyim; bir tane atıp kazanırım" mantığıyla sahaya çıkarmıştı takımını. Normalde 3'lü stoperli takımlar hücumda stoperlerini bek gibi kullanıp rakip yarı alanda baskı kurarlar. Ozan ve Serdar Aziz bunu yapabilecek oyuncular değil. Buna karşın "önce güvenlik" anlayışına ek olarak Feghouli - Onyekuru'nun bireysel yeteneklerine güveniliyordu. Nitekim Feghouli'nin hem sorumluluk alması; top istemesi; boşluklara kaçıp pozisyon araması sahadaki tüm oyuncular içinde farkı yaratan isim olmasına neden oldu. Kaleci Muammer'in hatasında Onyekuru golü atınca plan işlemiş oldu. 2. yarıda Kayseri biraz daha saldırgan gibi görünse de aslında G.Saray'ın savunması hemen hiçbir pozisyona izin vermedi. Bu devredeki tek hücum planı Onyekuru'nun kontralarıydı. Nitekim Henry gerekeni yaptı ve maçı bitirdi. Fatih Terim, Kayseri'den önemli bir 3 puanla getiriyor takımını.. Hoca, hocalık yaparsa takımları hep şampiyonluk yarışında olur. Başkanlık istiyorsa o da yakışır.. Şartları bellidir, liste yapar seçime girersiniz. Yani bence Fatih Hoca da başarılı olur, Terim Başkan da.. Ama her ikisini birden yapmaya çalışınca ikisini de yapamıyor. En az 7-8 maç da kulübenin sakin olacak olması da futbolcular açısından şans bile olabilir. Daha sakin kalabilir, her hatalarında kenara bakmazlar.. ☆☆ Fenerbahçe ile karşılaşılan 4. hafta maçına "ölüm kalım" maçı olarak bakıp takımını öyle hazırlayan Ertuğrul Sağlam, o maçtan sonra çıktığı 8 maçta 5. mağlubiyetini aldı. Bu süreçte sadece 1 kez kazanabildiler. G.Saray işi gördü, iyi oynamadan kazandı ama Kayseri tam anlamıyla berbattı. Ertuğrul Sağlam ile Kayseri'nin beraberliği uzun sürmez..
5
