Teknoloji Hayatımız mobil!

Hayatımız mobil!

29.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Mobil dönüşüm son sürat devam ederken mobil uygulamaların da hayatımızdaki önemi artıyor. Türkiye’de 1.5 milyar dolarlık mobil uygulama pazarı var. Yerli uygulama oranı ise sadece yüzde 14

Hayatımız mobil

Mobil dönüşüm ve mobil hayat artık dünyanın en önemli sosyal dinamiklerinden biri haline geldi. Yaşamın günlük akışından haberleşmeye, iş yapış şekillerinden pazarlamaya kadar artık her şeyin odağında mobil dönüşüm var.

Artık haberleşmemizi anında mesajlaşma uygulamalarıyla, satın almamızı mobildeki pazar yerleriyle, eğlencemizi cep telefonumuzdaki oyunlardan, ödememizi mobil uygulamadan gerçekleştiriyoruz, yolumuzu da cepteki navigasyondan buluyoruz. Akıllı evlerimizde ise her şeyimizi bir cep telefonu uygulamasıyla uzaktan kontrol edebiliyoruz. Daha çok pek çok şeyi mobilden yapabiliyoruz.

Facebook, Twitter, Instagram, WhatsApp gibi iletişim ve sosyal medya uygulamaları yanında çok sayıda oyun, iş, spor gibi uygulamalar kitleleri peşinden sürükleyen trendlere dönüştü. Kullanıcıların da günlük alışkanlıklarında önemli yer edindiler. Mobil internet kullanıcı sayısı ise her geçen gün artıyor. Ülkemizde, 2016’da 40 milyon olan mobil internet kullanıcı sayısı bu yılın ilk yarısında 61 milyona ulaştı.

Hayatımız mobil



450 milyar $’lık pazar

Mobil dönüşümde ana ekran olarak cep telefonları yer alırken, mobil uygulamalar ise aktörlüğü üstleniyor. Son verilere göre, dünyada 2014 yılında mobil uygulamalardan elde edilen gelir 94 milyar dolardı. Beş yılda piyasa beş kat büyüdü. 2019’da pazar hacmi 450 milyar dolara ulaştı. 2023’te ise bu rakamın 1 trilyon dolarlık büyüklüğü yakalaması bekleniyor. Türkiye’de ise tahminlere göre 1.5 milyar dolarlık bir mobil uygulama pazarı bulunuyor. Türkiye, mobil uygulamaları indirme ve kullanmada dünyanın sekizinci ülkesi konumunda. Ancak kullandığımız uygulamaların sadece yüzde 14’ü yerli. Aslında bu hem firmalar hem de bağımsız uygulama geliştiricileri için bir fırsat sunuyor.

Her firma ve startup mobil uygulama geliştirirken, web sitesini de mobile uyumlu hale getiriyor. Günümüzde hemen hemen herkesin yanına almadan dışarı çıkamadığı akıllı telefon ve tabletlere özel olarak kodlanmış ve tasarlanmış yazılımlara mobil uygulama deniliyor. Bu konuda iki tane işletim sistemi var. Apple’ın App Store’u ve Google’ın Play Store’u bulunuyor.

Milyonlarca uygulama var

iOS işletim sistemine sahip Apple telefonu olanlar App Store’dan istedikleri uygulamaları cep telefonlarına indirebiliyor. App Store, 10 Temmuz 2008 tarihinde başladı.

O dönem mağazada sadece 500 uygulama vardı. Android ekosisteminin uygulama ve içerik mağazası olan Google Play Store ise, 6 Mart 2012 tarihinde hayatımıza girdi. Statista verilerine göre ise, 2019 yılı üçüncü çeyreğinde Google Play Store’da 2 milyon 470 bin mobil uygulama bulunuyor. Apple App Store’da bu rakam ise 1 milyon 800 bin. Windows Store’da ise 669 bin app var. Mobil uygulamalar hakkında bilgi veren App Annie’ye göre, dünyada sadece 2018’de indirilen toplam uygulama sayısı 194 milyar. 2017’de bu rakam 178 milyardı. Mobil uygulama geliştiricileri ise farklı yollarla gelir elde ediyor. Ya mobil uygulamaları ücretli yapıyorlar ya da reklam gösterimi yolunu
seçiyorlar.

Haberin Devamı

Türkiye’de en çok WhatsApp kullanılıyor

Araştırma şirketi Gemius, Türkiye’de en çok kullanılan mobil uygulamaları açıkladı. Webrazzi Summit 2019’da açıklanan verilere göre, Türkiye’de en çok kullanılan mobil uygulama WhatsApp. Bu uygulama 44 milyon aylık ziyaretçiye sahip ve uygulamaya erişim yüzde 87. İkinci sırada YouTube var, ziyaretçi sayısı 46 milyon. Bunun 43 milyonu mobil kullanıcılardan geliyor. 43 milyonla Facebook üçüncü sırada. Onun da 41 milyonluk trafiği mobilden geliyor. Instagram, Google Haritalar, Facebook Messenger ve E-devlet bu uygulamaları takip ediyor. E-devlet’in ziyaretçi sayısı ise 13 milyon.

İlk mobil aplikasyon kullanıma gireli 10 yılı geçti. Bu süreçte teknoloji de çok gelişti. 2020 yılı için 5 mobil uygulama geliştirme trendi
öngörülüyor:

Haberin Devamı

2020’ye damga vuracak 5 mobil trend

1- Yapay zeka:
Makine öğrenmesi ve ses kontrolü: Mobil kullanıcıları kendi ihtiyaçlarına cevap verecek daha kişiselleştirilmiş aplikasyon deneyimi talep ediyor. Bu nedenle mobil uygulamanın yeni dalgasında yapay zeka ve sesle uyumlu teknolojileri görüyor olacağız. Bu şekilde daha sezgisel, interaktif ve kişisel ihtiyaçlara cevap verir hale gelecekler. Makine öğrenmesi de bir mobil uygulamanın kullanıcının önceki hareketlerinden ve kullanımından ne istediğini öğrenecek. Sesle uyumlu teknoloji de gelişimini sürdürüyor. Şu anda sanal bir asistanla tam bir sohbet yapılamasa da giderek daha verimli hale geliyorlar.

2- 5G teknolojisi: 5G sadece insanların mobil uygulama kullanımını artırmayacak. Aynı zamanda daha yoğun veri kullanımı ortamı yaratacak.
Bu da geliştiriciler için yeni bir pazar yaratacak. 5G şu anki hızlardan 10 kat daha fazla hız getiriyor. Bu da kurumların daha gelişmiş aplikasyonlar yaratmasını sağlayacak.

3 - Bulut tabanlı mobil aplikasyonlar: Bulut teknolojisi halihazırda mobil uygulama geliştirme dünyasında büyük bir etkiye sahip. Geliştiriciler büyük miktardaki veri için bulutun yeteneklerinden yararlanıyor. Böylece fiziksel cihazlarda saklama limiti olmadan çalışabiliyorlar. Bir aplikasyon verisini buluta atarak, kullanıcıların onu indirmeden çalıştırmasına ve erişimine olanak veriliyor. 2020’de bulut tabanlı aplikasyonların popülaritesi artacak.

Haberin Devamı

4 - Az kod-kodsuz geliştirme: Kullanıcılar artık daha dijital ve mobil deneyim istiyor. Geliştiriciler de bu nedenle daha az kullanılan ya da kodsuz geliştirme çözümlerine yöneliyor. Bu ikisi proje geliştirmedeki karmaşıklığı da önemli oranda azaltıyor. Bu tarz platformları kullanarak bir aplikasyon geliştirirken bir görsel komponent kolayca uygulanabiliyor. Trend 2020’de daha da gelişecek.

5 - Sanal ve artırılmış gerçeklik: Sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri yeni değil. Halihazırda perakende ve oyun sektörlerinde büyük aplikasyonlara entegreler. Bu iki teknolojiyi mobil uygulama tasarımında kullanan geliştirici ve tasarımcılar daha kişisel ve etkili kullanıcı deneyimi yaratmış oluyor. Apple’ın ARKit ve Google’ın ARCore’u lansmanından sonra kullanıcılar hem iOS hem de Android tarafında daha fazla sanal ver artırılmış gerçeklik tabanlı uygulama görüyor olacak. Bu özellikle sağlık ve eğitim sektörleri
için çok fayda sağlayacak.