Siyaset Topçu: Gök kubbeyi başlarına yıkarız

Topçu: Gök kubbeyi başlarına yıkarız

28.03.2017 - 21:18 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Kerkük Valisi’nin kamu binalarına Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağının asılması talimatına tepki göstererek, “Kerkük’te Türkmen’in de, Arap’ın da Kürt’ün de hakkı vardır. Ama orada Türkmen’i görmezden gelerek iş görmeye çalışanlara hayatı zindana çeviririz, gök kubbeyi başlarına yıkarız” dedi.

Topçu: Gök kubbeyi başlarına yıkarız

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Türkmeneli Kültür Vakfı ve Avrupa Yazarlar Birliği düzenlediği “Vefatının 1. Yılında Ata Terzibaşı’nı Anma Programı”nda Kuzey Irak ve Kerkük hakkında açıklamalarda bulundu.

“Gök kubbeyi başlarına yıkarız”

Kerkük Valisi’nin kamu binalarına Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağının asılması talimatına tepki gösteren Topçu, “Kerkük, Türkiye için olmazsa olmaz bir milli davadır. Kerkük’te bir takım hadisleler olduğunu yakinen biliyorum ve takip ediyorum. Bunu Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski bir bakan sıfatıyla söylüyorum. Kerkük valisinin girişimi talihsiz, zamansız ve hukuki zeminden yoksundur. 26’sı Kürt, 9’u Türkmen ve 6’sı Arap 41 üyeli Kerkük İl Meclisi’nin Kürt üyelerinin aldığı karar Kerkük’te yaşayan Kürt’ün, Türkmen’in Arap’ın hayatına, geleceğine, güvenliğine, özgürlüğüne, refahına, barışına, büyük darbe vuracaktır. Kerkük’ü oldubittiye getirmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakırız. İster al renkli olsun ister gök renkli olsun, tarihin hiçbir döneminde ay-yıldız ile düşmanlık kimseye bir şey kazandırmamıştır. Kerkük Türkiye için özel bir statüye sahiptir. Kerkük’te Türkmen’in de, Arap’ın da Kürt’ün de hakkı vardır. Ama orada Türkmen’i görmezden gelerek iş görmeye çalışanlara hayatı zindana çeviririz, gök kubbeyi başlarına yıkarız” ifadelerini kullandı.

“Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur”

Türkiye’nin son dönemde Avrupa ülkeleriyle yaşadığı gerilimli döneme de değinen Topçu, Avrupa ile mücadelenin tarihi temellerine şu ifadelerle değindi:

“Medeniyet coğrafyamızda Arakan’ın, Karabağ’ın, Şeki’nin, Şuşa’nın, Kerkük’ün Yemen’in Hicaz’ın Srebrenitsa’nın çocukları yetim dolaşıyor. Buralarda yaşanan soykırımları, derisi diri diri yüzülen kız çocuğunu, tecavüz edilen kadınları, analarının gözü önünde başı kesilen çocukları, çocuklarının gözü önünde başı kesilen anaları 77 düvel sağır, dilsiz bir şekilde seyretti, hala da seyrediyor. Bu 77 düvel, buna bir ad verirsek; Olimpos Dağı’nın çocukları, Atila’nın önünde Roma’da diz çökenler, rahmetli Alparslan’ın önünde diz çökenler, Kudüs’te Selahaddin’in önünde diz çökenler, Çanakkale’de dedelerimizin önünde diz çökenler, Sarkarya ve Dumlupınar’da Mustafa Kemal’in önünde diz çökenler bugün yeniden atlarını, itlerini toplayıp üzerimize geliyorlar. Yani 1 milyar 700 milyonun Medine’si olan Ankara’ya kefen biçmeye geliyorlar. Bizim12 Eylül öncesi dönemlerde bir sözümüz vardı. Kürşad'ın narasıyla indik Tanrı Dağı’ndan, Ruhumuzu kandırdık Orhun'un kaynağından, Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur. TÜRK'e kefen biçenin ölümü korkunç olur.”

Irak Türkmenleri’nin ve Türk-İslam dünyasının büyük düşünürlerinden araştırmacı yazar Ata Terzibaşı’nı rahmetle anan Topçu, Terzibaşı’nın Türk-İslam davası adına yaptığı hizmetlerden ve örnek kişiliğinden bahsetti. Topçu, Terzibaşı’yı, “Türkmen tarlasından filizlenmiş Kerkük’ten Türk-İslam dünyasının tamamına ışık tutan bir fikir adamı” kelimeleriyle tanımladı.