Siyaset Türk arkadan hançerlemez

Türk arkadan hançerlemez

25.03.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

AB değerlerinin başka devletlere saygısızca dayatılacak araçlar haline dönüştürülemeyeceğini belirten Erdoğan, “Ben bunları söyleyince rahatsız oluyorlar, tehdit ettiğimizi söylüyorlar. Bizim meşrebimizde yüzü gülüp arkadan kuyu kazmak, arkadan hançerlemek yoktur” dedi

Türk arkadan hançerlemez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli mitinginde Avrupa’ya uyarılarını sürdürerek Türk vatandaşlarına yapılan muamelelerin AB değerlerine uymadığını söyledi. Erdoğan “Bu değerler Avrupa ülkelerinin kendi çıkarları söz konusu olduğunda rafa kaldırılacak ama başka devletlere saygısızca dayatılacak araçlar haline dönüştürülemez. Eğer Avrupa böyle bir yanlışa düşerse en büyük zararı kendisi görür. Ben bunları söyleyince rahatsız oluyorlar, kendilerini tehdit ettiğimizi söylüyorlar. Bunun neresi tehdit? Bizim yaptığımız Avrupa ülkelerini demokrasi, özgürlük, insan hakları konusundaki yanlışları sebebiyle doğacak sonuçlar konusunda ikaz etmekten ibarettir. Bir Türk atasözü der ki dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bizim meşrebimizde yüzü gülüp arkadan kuyu kazmak, arkadan hançerlemek yoktur” dedi.
‘Eski mi, yeni mi?’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak, vatandaşlara hitap etti. Türkiye’nin 16 Nisan’da tarihi bir tercihte bulunacağını belirten Erdoğan, “Yapacağımız iş gayet basit, ülkemizin eski yönetim sistemiyle mi devam edeceğinin yoksa yeni bir yönetim sistemine mi geçeceğinin tercihini yapacağız, mesele bu. Eski mi, yeni mi?” diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti: Erdoğan, Almanya’da, Hollanda’da, İsviçre’de, Belçika’da demokrasinin, inanç özgürlüğünün olmadığını, bu ülkelerde özgürlük adına bir şeyin bulunmadığını bildirdi. Sabah Gazetesi’nin Avrupa baskısı Daily Sabah’ın Avrupa Parlamentosu’na girmesinin yasaklandığını anımsatan Erdoğan, “Hani sizde medya özgürlüğü vardı, hani basın özgürlüğü vardı. Niye yasakladınız? Hesabını vereceksiniz. Tayyip Erdoğan’a ‘diktatör’ de, Tayyip Erdoğan ‘faşist’ dediği zaman, ‘nazi’ dediği zaman rahatla. Size rahat olmayacak. Niye olmayacak? Siz Tayyip Erdoğan’a ‘diktatör’ dediğiniz sürece bilesiniz ki Tayyip Erdoğan da sizlere ‘faşist de diyecek, nazi de’. Niye mi söyleyeyim: Bizim Avrupa’daki mabetlerimizin duvarlarına bunlar gamalı haç yapıyor mu? Ey devlet sen neredesin? Niye bu gamalı haçların yapılmasına müsaade ediyorsun? Bizim camilerimizin camları, çerçeveleri indiriliyor mu? Peki neden siz bunları takip etmiyorsunuz, neden? Birçok vatandaşımız Avrupa’da öldürüldü, daha neticesi yok” diye konuştu.
‘Tehdit değil ikaz’
“Bu değerler Avrupa ülkelerinin kendi çıkarları söz konusu olduğunda rafa kaldırılacak ama başka devletlere saygısızca dayatılacak araçlar haline dönüştürülemez. Eğer Avrupa böyle bir yanlışa düşerse en büyük zararı kendisi görür. Ben bunları söyleyince rahatsız oluyorlar, kendilerini tehdit ettiğimizi söylüyorlar. Bunun neresi tehdit?
Bizim yaptığımız Avrupa ülkelerini demokrasi, özgürlük, insan hakları konusundaki yanlışları sebebiyle doğacak sonuçlar konusunda ikaz etmekten ibarettir. Bir Türk atasözü der ki dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bizim söylediklerimiz Avrupalılara acı geliyorsa bilsinler ki biz onları dost kabul ediyorduk da onun için söylüyoruz. Bizim meşrebimizde yüzü gülüp arkadan kuyu kazmak, arkadan hançerlemek yoktur. Türk arkadan hançerlemez, arkadan kuyu kazmaz. Avrupalılar merak etmesinler, biz ne düşünüyorsak açıkça söyleriz, ne yapıyorsak açıkça yaparız.”

‘Bey bey geçiyorlar’

Türk arkadan hançerlemez


Türkiye’nin tek parti hükümetleri döneminde ortalama büyüme oranının yüzde 6, koalisyon dönemlerinde yüzde 4 olduğunu belirterek “Türkiye sadece 1990’ların başlarından beri tek parti iktidarıyla yönetilseydi, bugünkünden iki kat daha zengin olacaktı” diyen Erdoğan, şu an kişi başına düşen milli gelirin 11 bin dolar yerine, 22 bin dolara çıkacağını vurguladı.
Hayırcıların yatırım istemediğini belirten Erdoğan önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde dünyanın bir numaralı havalimanın açılışını yapacacaklarına değinerek “Buna da hayır diyecekler. Marmaray’ın temelini attığımızda da ‘hayır’ dedi bunlar. Niye? Denizin altından geçiyor ya. İnanmadılar. 3 yılda Marmaray’dan geçenlerin sayısı 200 milyonu aştı. ‘Şimdi insanlar raylı sistemden geçiyor ama bir de otomobillerin geçeceği sistemi kurucağız denizin altından, Avrasya Tüneli’ dedik. ‘İstemezük’ dediler. Şimdi otomobilleriyle bey bey geçiyorlar” diye konuştu.
Erdoğan, “Evet” diyene olduğu gibi “Hayır” diyene de saygı gösterdiklerine ancak kimlerin “Hayır” dediğinin önemli olduğunu belirterek Kandil’deki PKK terör örgütünün başındaki kişinin de “Hayır” dediğini, İmralı’dakinin “Hayır” dediğini, Pensilvanya’daki FETÖ’cünün “Hayır” dediğini hatırlattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim ne içeride ne dışarıda kimseyle kavga etmek, kimseyle aramızı bozmak gibi bir niyetimiz asla yok. Ama bizim milletimize karşı sorumluluğumuz var. Biz 81 vilayetiyle bu ülkenin, 80 milyon vatandaşımızla bu milletin, yurt dışındaki kardeşlerimizin, umudunu bize bağlamış tüm dostlarımızın, soydaşlarımızın hakkını, hukukunu savunmak mecburiyetindeyiz. Çünkü biliyoruz ki bu ülke ve bu millet varsa hep birlikte biz de varız. Şayet ülkemizin bütünlüğüne halel gelirse, milletimizin birliğine, dirliğine zarar gelirse, o zaman kıyamet hepimiz için kopmuş demektir.

‘Eğer partim beni aday gösterirse birlikte yürürüz’

Türk arkadan hançerlemez

Yeni sisteme göre, seçimlerin Kasım 2019’da yapılacağını anımsatan Erdoğan, “O zaman milletim, eğer milletim de teveccüh gösterirse, o zaman beraber yürürüz. Başka birine teveccüh gösterirse, o kişi gelir ülkeyi yönetir. Bu sistemin işleyişi konusunda en büyük güvencem nedir biliyor musunuz? En büyük güvencem sizsiniz, millettir millet. Çünkü bu milletin yarısından fazlasının teveccühünü kazanmak öyle kolay bir iş değil. Bunun için değerlerinizle, birikiminizle, samimiyetinizle, projenizle, programınızla milletle bütünleşmeniz gerekiyor. Aksi takdirde o sandıktan çıkamazsınız” sözlerini kullandı.

Meydandan gelen “İdam isteriz” sözleri üzerine Erdoğan, “16 Nisan bunun kırılma noktasıdır. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Ben varım’ diyor, Sayın Bahçeli de aynısını söylüyor, Sayın Yıldırım da. Parlamentodan 16 Nisan’dan sonra geçip onay için bana geldiğinde, ben onaylarım. AB ne der, Beni enterese etmez” karşılığını verdi.

Yerli, milli bir başkanlık

Amaçlarının milli, yerli, demokrat, özgürlükçü, müreffeh Türkiye’yi daha ileriye taşımak olduğunun altını çizen Erdoğan, “Onun için biz yerli, milli bir başkanlıktan bahsediyoruz. Filanca şöyle yapmış, böyle yapmış. Hayır. Türk tipi bir başkanlık sistemi. Bugünlere demokrasi ile geldik. Bundan sonra da yolumuza demokrasi ile devam edeceğiz.
Aksi yönde bir tehditle karşılaşırsak mücadelenin en ön safında, 15 Temmuz’da olduğu gibi, biz yer alırız. Tıpkı 15 Temmuz gecesi ülkeye silah zoruyla el koymaya çalışan o FETÖ’cü ihanet çetesine yaptığımız gibi. Milletimizle el ele verip ölümüne mücadele ederiz” diye konuştu.

FETÖ’nün darbe girişiminin yaşandığı geceye değinen ve Batı’nın o geceye ilişkin tavrına eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Şu Batılılar var ya, müstesnalar bir tarafa, üç gün geçmeden bize başsağlığı dileğinde bulunan olmadı. Bunlar böyle. Bunlara güvenmeyin. Çünkü onlar, bu FETÖ’yü metöyü destekliyordu. İşte Almanya’nın istihbarat başkanı çıkıyor açıklama yapıyor. Bir istihbarat başkanı açıklama yapamaz.. Sen kimsin? Haddini bil. Bu ne demektir biliyor musunuz? Almanya’nın en üst düzeyinde olanı diyor ki, ‘Ben söylemiyorum, sen söyle’. Bu, bu demektir. Ama Arapların bir sözü var; ‘men dakka dukka’ diye. Kime siz bir kötülük yaparsanız, karşılığını bulursunuz.”

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Denizli’nin bağımsızlık sembolü Sancağını takdim etti.

Erdoğan için yapılmıyor

“Bugüne kadar ülkemizin, milletimizin, herhangi bir şehrimizin veya vatandaşımızın aleyhine bir adımımız, kötülüğüne yol açacak bir tasarrufumuz olmamıştır. Yaptığımız hizmetlerden, hayata geçirdiğimiz projelerden hangi bölgeden, kökenden, mezhepten, meşrepten, görüşten olursa olsun herkes yararlanmıyor mu? Yüreğimiz milletimizin tamamı için atmıyor mu? Bu anayasa değişikliğinde farklı olması için herhangi bir sebep mi var? 14 yıldır ülkeyi yöneten, halen de Meclisiyle, hükümetiyle, Başbakanıyla uyum içinde çalışmalarını yürüten bir Cumhurbaşkanı olarak, kendim için bir şey istiyor olabilir miyim? Bizler faniyiz, 16 Nisan’a çıkmaya elimizde senet var mı? Yok. Bazıları diyor ki ‘Tayyip Erdoğan iyi de Tayyip Erdoğan’dan sonra ne olacak?’ Bu, Tayyip Erdoğan için yapılan bir sistem değil ki, bu farklı bir şey. Biz eski köhne sistemi bir kenara koyalım, ortaya yeni bir sistem getirelim. Bizim derdimiz bu.”