Dünya Türkiye bölgesel oyun kurucu

Türkiye bölgesel oyun kurucu

15.11.2018 - 08:30 | Son Güncellenme:

Son haftaların dış politika gündemi bir hayli yoğun. Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarının yapıldığı eylül ayının ikinci haftasından bu yana, jeopolitik dengeler açısından oldukça ilginç gelişmeler yaşandı.

Türkiye bölgesel oyun kurucu

Hatırlanacağı üzere Suriye krizi, Türkiye’nin Rusya’dan füze savunma sistemi alması, ABD’nin bölücü terör örgütü PKK’nin Suriye kolu olan YPG ve PYD ile ilişkileri, Ankara-Washington hattında gerginliklere neden oldu. AB’nin ekonomik açıdan ağır topu sayılan Almanya’nın Türkiye’ye yönelik eleştirel politikaları da gerilim hattının başka bir açısını oluşturuyordu.

Haberin Devamı

Fransa ve Almanya’nın, Suriye krizinin çözüm yönetimi konusunda Cenevre sürecinde ısrar etmeleri ve bu sürecin dışında yapılan çalışmalara itibar göstermemeleri, zaman zaman Ankara-Paris-Berlin hattında zorlu anların yaşanmasına neden oluyordu. Paris’in, terör örgütü PYD ve YPG’nin Kuzey Suriye’deki mevziilerini desteklemeye yönelik hamleleri ve siyasi açıklamaları da cabası...

Türkiye, Eylül ayının ikinci haftasında yapılan Soçi zirvesinden başlayarak, çeşitli hamleler gerçekleştirip bölgede jeopolitik bir seyirci olma lüksü bulunmadığını kanıtladı. Nitekim Ankara, önce Soçi süreci kapsamında Rusya ile İdlib mutabakatını sağladı. Bu mutabakat sadece Türkiye’nin güvenliğini artırmadı, NATO ile Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin güvenliğine de çok önemli bir katkıda bulundu.

Haberin Devamı

Ankara bu mutabakatı büyük fedakarlıklarla gerçekleştirdi. Türkiye, bölgedeki radikal terörist grupların silahsızlandırılması konusunda da yeni bir sorumluluk üstlenme cesareti göstererek hem askeri hem de ekonomik fedakarlıkta bulundu. Bu sayede NATO ve AB’ye de önemli bir mesaj verdi; Türkiye’nin güvenlik tüketen değil aksine müttefikler için de güvenlik üreten bir ülke olduğunu gösterdi.

Bununla birlikte Türkiye, Suriye konusunda Cenevre süreci ile Astana süreci arasında köprü görevi de üstlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i bir araya getirerek, Suriye krizinde çözüm sürecinin ortak parametrelerle tek bir çatı altında toplanmasına öncülük etti. Krizin çözüm sürecine yönelik çerçeve ve yol haritası oluşturuldu. Zirveye katılan her ülke de Suriye parametreleri konusunda kendi “kırmızı çizgilerini” dünya kamuoyuna hatırlatma fırsatını buldu. Ankara, Almanya’yı İstanbul zirvesine davet etmekle aslında AB’yi de sürecin bir parçası haline getirerek önemli jestte bulundu.

Müttefiklere mesaj

Kaşıkçı cinayetinde NATO’nun önemli üyeleriyle istihbarat paylaşımında bulunan Türkiye, her fırsatta NATO’nun ağır toplarının güvenlik kaygılarını gidermeye yönelik yardıma hazır olduğunu kanıtladı. Ve bunu, bölgesindeki olumsuz ekonomik ve diplomatik gelişmelere rağmen yaptı. Türkiye’nin zaman zaman Rusya ile yakın bir şekilde çalışması, iddiaların aksine, bir imtiyaz arayışından kaynaklanmıyor. Zira Türkiye, NATO müttefiklerine yönelik sorumluluklarına halel getirmeden ancak Ankara’nın da derin ulusal güvenlik kaygılarını gidermek amacıyla Moskova ile işbirliği gerçekleştiriyor.

Haberin Devamı

Türkiye, bölgesinde jeopolitik bir seyirci olma lüksüne sahip değil. Aksine jeopolitik aktör olması gerekiyor. Bu, sadece Türkiye’nin değil Ankara’nın müttefiklerinin de yararına. Washington, Paris, Berlin ve Londra bunu anladı. Darısı AB’nin başına...