Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nasıl anlatsam, nereden başlasam... Öyle büyük bir destan ki bu yazılan... Teşekkürler Fenerbahçe... Çeyrek finalde Panathinaikos, yarı finalde Real Madrid ve finalde de Olympiakos’u eze eze yenerek, dile kolay; Euroleague şampiyonluğuydu alınan.

Euroleague finalinde, Olympiakos gibi bir düzen takımını 20’ye bağlayarak kazanmaktı efsane olan... Kimin bu ligde daha büyük olduğunu, kimin Avrupa’da kral olduğunu, kimin ‘ŞAMPİYON’ olduğunu, Final Four’da iki büyük ekolün takımları Real Madrid ve Olympiakos’a göz açtırmadan, en ufak bir tereddüte bile imkan bırakmadan herkesin aklına kazımaktı aslolan...

Haberin Devamı

Öyle bir başladı ki Fenerbahçe maça, zaten inanan yürekler, daha 5. dakikada daha hızlı çarpmaya başladı Sinan Erdem Spor Salonu’nda... 5 dakika içinde bir önceki maçın asist kralı Udoh’un yaptığı üç asistle, play-off’ların kralı Kalinic’in art arda attığı üçlüklerle, boyalı alanda Olympiakos’a verilen ‘Burası İstanbul, çıkış yok’ mesajının en net haliyle herkes hazırlamıştı kendisini tarihi zafere.

O pes etmeyen, skor ne olursa olsun geri dönmeyi bilen Olympiakos, Fenerbahçe’ye karşı da denedi aynı şeyi. Ancak Obradovic öyle bir hazırlamıştı ki takımını, o dönüşlerin mimarı olan Spanoulis, önce Bogdanovic, ardından Kalinic’in savunmasında, maçın kaderini değiştirmek bir yana, 12’de 2 isabetle kendi istatistiklerini alt üst etti.

İlk çeyreğin sonundaki 2 saniyelik hücumu bile büyük bir ustalıkla oynayan, herkesin atacağı adımı bile ezberlediği anlaşılan bir takımı, zaten bir oyuncu nasıl devirebilirdi ki! Obradovic’in 4 uzunlu sisteminde, Spanoulis gibi bir ismi savunmak durumunda kalan ve işini yine layıkıyla yapan Kalinic’e de, Bogdanovic’e de, Antic’e de, Vesely’ye de, kaptan Melih’e de aynı ayrı teşekkür etmeli.

Tabii ki Fenerbahçe’de basketbol ateşini, 2004 yılında takımın başına efsane Aydın Örs’ü getiren, Ülker birleşmesiyle hedefleri bir anda yükselten, dönem dönem yaşanan sıkıntılara rağmen, şubeden desteği hiç kesmeden onlara inandığını gösteren Aziz Yıldırım ve 2004’te yanan ateşi aleve dönüştüren Obradovic’i de kutlamalı. Zaten biliyorduk, gittiği tüm takımları şampiyon yapan Obradovic’in Fenerbahçe’yi de bundan mahrum etmeyeceğini... Kendisine inananları yine yanıltmadı.

Haberin Devamı

Aslında bu şampiyonluk, maç sonunda ayakta bile duramayan Cenk Renda’nın sevinç gözyaşlarında, hep mükemmeli isteyen Obradovic’in 20 sayı öndeyken bile dinmeyen bağırışlarında ama en çok da, tüm sezon Ülker Arena’yı, son iki maçta da Sinan Erdem’i tıklım tıklım doldurmayı başaran taraftarın inancında saklı...