Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Fenerbahçe için futbol konuşacak günlerin gelmesi çok güzel.

Maça çıkmadan önce tarihinin en kötü pozisyonuna kadar inmiş, 16. sırada yer bulmuş Fenerbahçe için Alanyaspor karşılaşması kadro, teknik, taktik tartışmalarının çok daha ötesindeydi. Bazen sahaya forma ve arma çıkar, içindeki futbolcunun kim olduğuna bakmaksızın ona yapması gerekeni gösterir.

İlk yarı böyle bir Fenerbahçe izledik.
Hani hattı müdafaa yoktur, sattı müdafaa vardır; o satıh tüm vatandır diyen o yüce emir var ya sanki Fenerbahçe için müdafaa alanı tüm saha olan şekle dönüşmüş gibiydi.
Futbolcular iki kişiymiş gibi Alanyasporlu oyunculara basıyor, top kapıyorlar, çok hızlı oynayarak rakip kaleye iniyorlardı.
Biz buna zaman zaman can havli ile oynamak deriz.

Fenerbahçe’nin pozisyonu ve içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında bu eleştirilecek bir futbol değildir. Ancak sürdürülebilir olmadığını ikinci yarıda gördük. Çünkü hiçbir takım bu kadar eforu kaldıramaz.

Valbuena olağanüstü bir ilk yarı çıkardı. Ayew’in attığı ilk goldeki mücadelesi, çabukluğu ayakta alkışlanacak türdendi; öyle de yaptık!

Valbuena çok yetenekli bir oyuncu, onunla sonuç alan oyun oynamanız mümkün; ancak tüm oyun planının üzerine kurulamayacağı da ortadadır. Çünkü 60 dakikadan fazlasına gücü yetmiyor. Bu nedenle ya ilk yarı varını ortaya koyarak dünkü gibi oynamasını ya da hamle oyuncusu olarak ikinci yarı oyuna sokarak işi bitirmesini sağlayacaksınız. Fazlası olur mu; geçen hafta yaptı ancak üst üste üç maç çıkarabileceğini hiç sanmıyorum. Umarım ben yanılırım.
Bu gözle ve beklentiyle izlemek doğru olur diye düşünüyorum; çünkü daha sonra hayalkırıklığına da dönüşmemelidir.

İki oyuncu dünkü oyuna katkı vermede zorlandı Slimani ve Elmas. Elmas çok dikkatli olmalı fazlasıyla sınırlarda duruyor; Slimani için bir eşik var onu geçmesini bekliyoruz.
İlginçtir o eşiği Frey geçti. Takımın Ayew ile birlikte hareketli, değişken ve dinamik çok önemli taktiksel oyuncusu oldu.

Koeman ikinci adam olarak işe çok avantajlı başladı. İş yaşantısında da böyledir; yöneticiye destek olan ekip herşeyi görür, izler; takım içindekileri takip eder, onlarla konuşur, dinler, anlar. Koeman, Cocu’nun psikolojik baskı yaşadığı bu dönemi çok iyi geçirmiş. Oyuncuları tanımış. Kimin ne yapacağını ve yapamayacağını artık biliyor.
Geri planda biriktirdiklerini şimdi uygulamaya başladı.
Ama bu yetmez, bu oyun planına ilaveler de yapmalıdır.

Fenerbahçe Advocaat dönemine geri dönmüş gibi oynuyor. Ayew, Lens oldu. Frey de Alper ve bence daha yararlı işler yapıyor.

Orta alandaki dağınıklık ve belirsizlik Jailson’un uzun süreli ceza almasıyla ileride daha büyük sıkıntılar yaratabilir. Mehmet Topal ister istemez orada görev yapacak gibi duruyor.

Fenerbahçe’nin Cocu dönemindeki sıkıntısı kalesine çekilen şutlardı. Koeman, takımın boyunu kısaltıp ikinci bölgeye çekince o sorun kısmen çözülmüş oldu. Son üç maçta etkilerini gördük.

Bu takım hızlı hücum oynayabileceğini gösterdi, bünün üzerine kurgu yapılabilir.

Alper Ulusoy maça harika başladı. Fenerbahçe’nin hızlı iki hücumunu devam ettirdi ve bunlardan biri gol oldu, biri de rakibe sarı kart aldırdı.
Sonra ne olduysa fabrika ayarlarına geri döndü.
İlk yarı üst üste iki pozisyonda önce Valbuena sonra Isla’nın yerde kalmasında iki sarı kart vardı. Isla’nın yendiği dirseği önemsemedi bile, devam ettirdi.
İkinci yarı İsmail ve Mehmet Topal’a çıkan kartlar, çıkmayanlar göz önüne alındığında bize niyet sorgulattırdı.
Hakemin maçlara etkisi böyle oluyor.

İsmail demişken, taraftarın son bölümdeki futbolcuya tepkisi tipik linç girişimiydi. Bir taraftar kendi futbolcusuna böyle linç girişiminde bulunuyorsa onlara dikkat etmek gerekir.
Advacaat, Aykut Kocaman, Cocu ve Koeman bu futbolcuyu oynatıyor ama Fenerbahçe taraftarı bu teknik adamlardan daha iyi biliyor öyle mi?
Kimse kusura bakmasın da… neyse sanırım ne diyeceğimiz anlaşıldı.
Herkes işine bakarsa ve bir başkasınınkine karışmazsa doğru bulunur, yoksa çok üzülürsünüz.

Haberin Devamı

http://twitter.com/uzaygokerman