Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Öncelikle sekizinci hafta sonunda ligde üstlerdeki sıralamayı hatırlayalım.
1. Galatasaray 22
2. Göztepe 16
3. Akhisarspor 16
4. Başakşehir 16
5. Fenerbahçe 14
6. Beşiktaş 14
7. Kayserispor 14

Fenerbahçe bu gruptaki yedi takımdan dördüyle mücadele etti ve üzerindeki üç takıma puanlar verdi. Onuncu hafta bittiğinde de bu sıralamadaki tüm takımlarla oynamış olacak.

Galatasaray bu gruptan sadece Kayserispor ile oynadı. Galatasaray’ın gerçek gücünü önümüzdeki haftadan itibaren Fenerbahçe ile başlayan seri ile göreceğiz.

Haberin Devamı

Beşiktaş Fenerbahçe ile oynayıp, kaybetti.

Göztepe ve Başakşehir’in Fenerbahçe ve kendi aralarında yaptıkları maçlar oldu. Daha Galatasaray ve Beşiktaş ile karşılaşmadılar.

Akhisar da sadece Fenerbahçe ile oynadı.

Ligin sonundaki görüntü kuşkusuz böyle sıralanmayacaktır; ancak ilk sekiz haftanın genel görünümü budur ve bunun üzerine güncel yorum yapmak daha doğru olur.

Fenerbahçe Alanyaspor’u yenmesi ölçü olmadı ancak o Alanyaspor gitti Trabzonspor’u evinde yendi.

Peşinden yine Fenerbahçe’nin Akhisar deplasmanında aldığı yenilgi sonrasında eleştiri bombardımanı geldi; ama yine o Akisarspor gitti Trabzonspor’a tarihi fark attı.

Haftalık yorumlarla ligi takip ederseniz fazlasıyla yanılabilir hatta bir hafta söylediğinizi diğer hafta yutmak zorunda kalabilirsiniz.

Mesele kimin nasıl oynadığını takip edebilme becerisidir.

Lig ne üçüncü haftada ne de 9. hafta sonunda biter; şampiyon ve olamayacak olanlar ilan edilebilir.

Görece ligin eşdeğer takımlarının birbirleri arasındaki mücadeleleri genel ortalamayı belirler.

Fenerbahçe yeni bir takım, bunun tüm dezavantajını yaşarken camia olarak içinde bulunduğu iç tartışmaları her başarısız sonucu sırat köprüsünde geçişe dönüştürüyor.

Geride bıraktığımız sekiz hafta içinde Fenerbahçe’nin görece en kötü performansı derbi sonrasında çıktığı Akhisar deplasmanıydı. Ne Göztepe’ye ne de Başakşehir’e karşı bu kadar kötü oyun vardı.

Kazanma arzusu içindeki futbolcu grubuna dahil olan her yeni oyuncu ile Fenerbahçe’nin Aykut Kocaman’ın kafasındaki plana biraz daha yaklaştığını söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

Aykut Hoca kendisini orta ve uzun vadeli teknik direktör olarak tanımlıyor. Geçmiş tecrübelerinden bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Hoca belki başlarda sorun yaşıyor ancak bir süre sonra başında bulundukları takımlar rakiplerine karşı kadro kalitesine göre üstünlük sağlıyorlar.

Dün Yeni Malatya karşısına böyle bir Fenerbahçe çıktı.

Soldado tercihi ilginçti çünkü Janssen oynadığı maçlardaki performansı ile formanın bir numaralı adayı gibi duruyordu. Ancak Aykut Hoca rakibin de gücünü göz önünde bulundurarak oynama alışkanlığını kaybetmemesi adına İspanyol oyuncuyu sahaya sürdü.

İlk yarı Fenerbahçe’nin etkili oyununa ayak uyduran bir Soldado vardı. Özellikle rakip alanda savunma oyuncularıyla bire bir yaptığı mücadeleler Fenerbahçe’ye bu bölgede toplar kazandırdı.

Fenerbahçe’nin orta alanı Ozan ve Souza ikilisinin uyumuyla oluşmuş görünüyor. Her iki oyuncunun yükselen form grafiği ve etkili oyunuyla katkı vermeyi sürdürüyor.

Haberin Devamı

Ozan ilk haftalarda kendi taraftarının her türlü saldırısına maruz kalmış bir oyuncu olarak buraya gelmiş olması bizim futbol anlayışımıza ders niteliğindedir. Fenerbahçe formasını giyen bir futbolcuyu sahada yuhalayan taraftarın bugün bir özür borcu vardır. Kimse kendisini haklı pozisyonda görmesin.

Ozan tepki gördüğü maçlarda yapamadığı tek şey gol atamamaktı; oysa o pozisyonların içinde olmak o yaştaki bir oyuncu için önemliydi. Dün yine gol bölgesindeydi ve daha 4. Dakikada Fenerbahçe’yi rahatlatan golü attı.

Ona gol pasını atan Dirar’sa sağ kanatta ve orta alananın istasyon bölgesindeki oyunuyla her geçen gün daha güçlü katkı vermeyi sürdürüyor.

Dirar’ın arkasındaki Isla ise Fenerbahçe’nin en etkili kanadı olan sağ tarafı büyütüyor.

Aykut Hoca Isla’yı alkışlatmak için oyunun son bölümlerinde kenara alması onun teknik adamlık ustalığıydı.

Haksız yere Alex ile kıyaslanan Brezilya milli takımının oyuncusu Giuliano ise dün Valbuena ile birlikte Fenerbahçe’nin üçüncü bölgedeki etkili oyununa yavaş yavaş ayak uyduracağını bize gösterdi. Arkadaşından aldığı güzel ara pasını golle sonuçlandırması kalitesinin göstergesiydi.

Ve Valbuena… Ele avuca sığmaz ve hiç bitmeyecek enerjisiyle geldiği günden beri Fenerbahçe’nin en önemli kozu olmayı sürdürüyor.

Aykut Hoca onu Akhisar maçında çok erken dışarı aldı ancak dün akşam aklında sanırım derbi vardı.

Fenerbahçe’nin ikinci golünde üçüncü bölgede Valbuena’nın kaptığı top peşince Giuliano’ya verdiği gol pası ders niteliğindeydi ve elbette Aykut Kocaman’ın oynatmak istediği planın göstergesi.

Valbuena'ya acımazsızca fauller yapılmaya ve hakemlerimiz de bunları izlemeyi sürdürüyor. Ligimizin uzak ara en çok faul alan oyuncusuna faul yapanlara hiç kart çıkmaması normal midir, kamuoyunun takdirine bırakmak gerekir.

Şu tespiti rahatlıkla yapabiliriz; Fenerbahçe’nin hücum hattında işler yolunda gidiyor.

Ama…

Evet temel sorun savunmanın nasıl oturacağıdır.

Adem Büyük’ün sol kanattan getirdiği ve Batuhan’a al da at dediği pozisyon Fenerbahçe’ye hiç yakışmıyor. Adem Büyük burada en az beş oyuncuyu oyundan düşürerek o pası veriyor ki zaten gol oluyor. Golde oyuncunun kişisel becerisini asla küçümseyecek durumda değiliz ancak Fenerbahçe gibi üst düzey takımlar bu şekilde gol yemelidir. Böyle gol yemeyecek önlemleri alabilmelidir.

68. dakikada gelen gol de Fenerbahçe’nin hızlı ve etkili oyundan uzaklaşıp skoru koruyan anlayışa yavaş yavaş döndüğü bölümdü.

Fenerbahçe skoru mu korumak istedi yoksa yüksek temponun sonucu takım yorulup oyundan mı düştü?

Bence ikincisi…

İşte Aykut Kocaman’ın çözmesi gereken iki temel mesele…

Bizi güzel ve heyecanlı bir derbi bekliyor. Bununla ilgili hafta sonuna doğru takımlar bazında bir analiz yaparız.

http://twitter.com/uzaygokerman