Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Kadrolar açıklandığında Türkiye ve Fenerbahçe ezberinden olacak yayıncı kuruluş dahil birçok platform Alper’i tek forvet ve onun arkasında da Dirar – Giuliano – Aatıf’tan da üçlü diziliş yapmıştı.

Karşılaşma öncesinde Aykut Kocaman’a bu sorulduğunda “Giuliano ile Alper’in ileride çift oynayacaklarını” açıkladıktan sonra Fenerbahçe’nin 4-4-2 şeklinde sahaya dizileceği de anlaşılmış oldu.

Genel ezber nedir; ileriye yerleştirdiğiniz oyuncular sırtı kaleye dönük bir şekilde top bekler, orta sahadakiler de onları besleyecek şekilde oynarlar değil mi?

Haberin Devamı

Bir de şu tarafından bakalım; geçen hafta Janssen’in kart cezalı durumuna düşmesi, Soldado’nun da sakatlığı sonrasında futbol kamuoyunun içindeki bir grup Aykut Kocaman’ın kiminle oynayacağı yönünde tahmin yarışına girdi.

Hatta işi futbolun nasıl oynandığını düşünmek değil de bel altından tuhaf esprilerle kendini ve hayatı kendisi gibi yaşayan çevresindekileri tatmin eden köşe yazarı ve yorumcuların yaptığına benzer dalga geçme tarzını seçtiler.

Bu grubun haftalardır Aykut Kocaman tarafından Fenerbahçe’nin kısır ve savunma ağırlıklı futbol oynattığı, gol atıp üzerine yattığı yönünde yorumları olduğunu da biliyoruz.

Bugün itibarıyla Fenerbahçe maç başına ikiden biraz fazla ortalama ve 30 gol ile ligin en çok gol vuruşu yapan takımı olduğuna göre bu kişilerin Aykut Kocaman’ın bu işi nasıl becerdiğini açıklamaları gerekir diye düşünüyorum.

Futbolun ana unsuru olan golün bu kadar çok atıldığı yerde bir türlü keyif alamayan azınlığa bu akşamki maç neler hissettirmiş olabilir acaba?

Aynı grubun birkaç hafta öncesine kadar Fenerbahçe forvetlerinin bir türlü gol vuruşu yapmadığını, yapılan transferlerin ne kadar kötü tercihler olduğunu söylediklerini de aklımızın bir köşesine yazmamız gerekiyor.

Biz bildiğimiz yerden düşünmeye ve yazmaya devam edelim.

Fenerbahçe başka bir futbol oynamaya çalışıyor.

Öyle mi?

Haftalardır anlatmaya çalışıyoruz zaten.

Önceki ay başı Milli Maç arası sırasında Hocayı ziyaretimizde “kendisinin orta ve uzun vadeli bir teknik adam olduğunu; Fenerbahçe’nin zaten içinde bulunduğu zor durum ve Türkiye’nin futbola bakış açısındaki pragmatist anlayışın etkisi, çok da talihsiz bir başlangıç yapmanın neticesinde toparlanmanın uzun zaman alabileceğini” belirtmişti.

Haberin Devamı

İstatistikçiler çok daha güzel sayılar verebilirler, Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’de en çok maça çıkan ve kazanan teknik direktör olması bir yana görev yaptığı süre boyunca bir şampiyonluk, iki kupa ve bir de Avrupa’da yarı final oynatarak fazlasıyla kendisini ispat etmiş bir kişi olduğu ortadayken belirli çevreler neden sezon başından bu yana Hoca’ya olmadık, hakarete varan eleştirilerde bulundular?

Aslında çok basit ve net olarak görünüyor; bu kadar kısa sürede söylediklerini, yeri geldiği için tam da oturduğundan ifade edelim; tükürdüklerini yalayacak pozisyona düşmelerini, öngörü zaaflarının ve futbolu bilememelerinin sonucudur, kamuoyunun durumu çok iyi tespit edip, gereken hükmü vermesi gerekiyor.

Fenerbahçe dün akşam Kasımpaşa gibi fizik gücü yüksek takımı kelimenin tam anlamıyla futbol olarak bükerek oynadı.

Haberin Devamı

Klasik anlamda santraforsuz çıktığı karşılaşmada ileride oynattığı iki hücumcu orta saha oyuncusu Alper ve Giuliano ileride sadece baskı yaparak Kasımpaşa’nın geriden top çıkarmasını engellemedi, hareketli ve değişerek oynayarak ve de sağ ve sol kanatlardaki arkadaşlarına pas servisleri yaparak Fenerbahçe’nin ezici bir baskı kurmasını sağladılar.

Fenerbahçe dün akşam istasyon oyunu ile en geriden orta alana ve oradan da sağdan sola, soldan sağa döndürerek 500’e yakın isabetli kısa, bol pas ve ne yapacağını bilen anlayışla Kasımpaşa’nın üçüncü bölgesine oynadı.

Daha düne kadar Türkiye’nin en yeteneksiz sağ beki olarak görülen Şener’in dün akşamın sağ kanatta yıldızlaşması bu manada bir istisna mıdır?

Peki Fenerbahçe’nin kötü transferi olduğu düşünülen Aatıf’ın yine dün akşam sol kanatta bu kadar etkili futbol oynaması?

Çok değil Aykut Hoca üç hafta önce Sivasspor maçına bu kadro ile çıkmış maç öncesinde sosyal medya yıkılmıştı.

Evet, çok değil, üç haftada ne değişti diye şimdi oturup düşünmek gerekiyor.

Bu üç haftada çok kritik bir eşik atlatıldı.

Aykut Kocaman bir tarafta deveye hendek atlatırcasına futbol kamuoyuna kendini bir kere daha ispat etmeye çalışırken, diğer yanda da kafasındaki futbol anlayışını futbolcusuna anlatması dahası ikna etmesi gerekiyordu.

Mesele kiminle oynadığınız değil, takım oyunu anlayışıyla belli bir sistem içinde birlikte hareket etmenizdir.

Bu oyun yapısı ve anlayışı size bir yerlerden tanıdık geliyor mu?

Molalar, antrenmanlarda defalarca çalışılan hücum veya savunma setinin kenarda bir kere daha çizilmesi ve 24 saniye içinde yerine gelmesi…

Basketbolda Obradoviç’in askerleri olmanın futbolda da bir karşılığı mutlaka olmalıdır.

İyi de Aykut Kocaman bize bunu tam da 2010 yılının sonlarına doğru anlatmamış mıydı?

Hep söylediğimiz bir şey var; Fenerbahçe’nin oyuncu kalitesi yeterlidir. Mesele onun hem kendine hem takımına hem de teknik direktörüne inanmasıdır.

İki hafta önce Sivasspor maçının dönmesini de sağlayan taraftar desteği dün akşam inanılmaz bir güç göstergesiydi.

Fenerbahçe’nin genetiğinde olan takımın taraftarla tarafın da takımıyla birlikte hareket etmesi gerçeği bir kere daha yaşandı ve sonuç fazlasıyla keyif veren futbol ve takımın tekrar kendine güvenini kazanmasıydı.

Bundan sonra da iniş çıkışlar olacaktır. Zaten bir türlü oturamayan sorunlar da ortada duruyor.

Fenerbahçe’nin savunmada yaşadığı problemler önü alınmaz derecede devam ediyor.

Bir baraj kuruyorsanız top onun içinden geçmemelidir.

Rakip oyuncunun tek başına bütün sahayı geçerek ceza sahasına girmesine de izin verilmemelidir.

Fenerbahçe’nin attığı ile yediği golün kalitesi eşdeğer değil. Bu da zaten ligdeki yerini belirledi.

http://twitter.com/uzaygokerman