Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Derbiler sonucu en fazla merak edilen karşılaşmalardır. Son yıllarda özellikle Fenerbahçe’nin iç saha performansının sürprize yer vermeyecek derecede başarılı olurken rakiplerine karşı büyük bir üstünlük kurdu.

Galatasaray 1999, Beşiktaş 2005 yılından bu yana Fenerbahçe’yi ligde ve kupada olsun fark etmiyor Kadıköy’de yenemiyor.

Her karşılaşma öncesinde de “o sezon bu sezon mu?” sorusu dönüp duruyor.

Bu arada şu tespiti yapmak da gerekiyor Fenerbahçe’nin 20 yıla yaklaşan serilerinin içinde belki bir iki maçı şansa bağlamak mümkün olsa da derbilerde futbol olarak sonuç alan bir top oynadığını söylemeliyiz.

Ancak Fenerbahçe yıllardır hiç olmadığı kadar karşılaşma öncesinde formsuz ve şansların neredeyse eşit olduğu bir maça çıkmaya hazırlanıyor.

Fenerbahçe’nin kazanmaktan başka çıkış yolu yok; ayrıca böylesine ekonomik sorunların olduğu bir dönemde ligin geleceği açısından da ev sahibinin 3 puan almasının önemli olduğu bir karşılaşma gerçeği ile de yüz yüzeyiz.

Şampiyonluk yarışının içinde Fenerbahçe’nin olmadığı bir yılda izlenme oranlarının nerelere düşeceği, bunun başta reklam gelirleri olmak üzere nelere etki edeceğini de kestirmek zor olmasa gerekir.

Fenerbahçe yepyeni bir düzen, sistem içinde yeni bir takım kurmaya çalışıyor. Önceki gün buna dair sayısal verileri konuştuk. (*) Şimdi sıra iki takımı verilerini karşılaştırmada.

Beşiktaş üç yıldır devam eden ve dördüncü sezona giren standartları olan bir takım gibi oynuyor.

Şenol Güneş’in Beşiktaş’a ve Türkiye’ye dair bilmediği hiçbir boşluk bulunmuyor.

Belki de tek bilinmez kendi standartlarının bile belli olmadığı bir Fenerbahçe ile oynayacak olmasıdır.

Öncelikle iki takımın ligde maçlarını ne sürelerde oynadığına bakalım mı?

Haberin Devamı

Süre ile ilgili verilerin ilerleyen haftalarda takım oyununa katkısının nasıl olduğunu da eğer fırsat bulabilsek konuşacağız. Devamlılığı olan, akışkan oyunlar hem seyir zevki hem de kalite açısından önemlidir.

Süreyi yakından ilgilendiren ve veri olarak ölçülebilen değerlerden biri faul sayılardan ayırmak da mümkün değildir.

Bakın dilerseniz geçen sene oynanmış bazı derbi ve büyük maçları inceleyip bir fikir sahibi olabilirsiniz.

Haberin Devamı

Bazı 2017-18 Sezonu Maçları

Geçen sezon ligin ikinci haftasında oynanan ve 41 faul ile duran Fenerbahçe-Trabzonspor maçında top 42.13 dakika süre oyunda kalmışken; Başakşehir-Fenerbahçe maçında 19 faule karşın 59.52 dakika oynanmıştır. Neredeyse 12 dakika fazla süre top oyunda kalmış; akışkan, kaliteli bir karşılaşma olmuştur. Aynı maçta Başakşehir’in topla 36,47 dakika oyunu da dikkat çeken bir ayrıntıdır.

Derbiler gerilimi yüksek mücadeleler olduğundan sertlik seviyesi ve buna bağlı faul sayıları yüksek maçlara dönüşüyor. Bu da iyi oynamaya çalışan takımın kurgusunu, konsantrasyonunu fazlasıyla bozuyor. Bunu bir taktik kurgu olarak benimseyerek sahaya çıkan teknik adamları biliyoruz.

Tablo bize bu sezon Fenerbahçe’nin Beşiktaş’a oranla maçlarını bir dakika toplamda da 4 dakika fazla oynadığını gösteriyor. Faul sayılarında her iki takım arasında gözle görülür farklar bulunmuyor.

Bu ortalamaları maç oynandıktan sonra kıyasladığımızda standart saplamalar ortaya çıkacaktır.

Bir başka önemli veri topla oynama ve pas sayılarının karşılaştırılmasıdır.

Haberin Devamı

Maçın en kilit ve kritik verileri burada gizli olabilir. Genel topla oynama sayıları ve ortalamaları birbirine yakın görünüyor olsa da burada özellikle Fenerbahçe’yi ilgilendiren bir durum söz konusudur.

Fenerbahçe’nin topla oynama, başarılı pas sayısı sürekli aşağı inen bir grafik çiziyor. Aslında sezona başlayan takımın oynadığı oyun biraz da bu ortalamaya etki etmiş.

Beşiktaş’ın ortalamasını düşürense deplasmanda oynadığı Erzurum ve özellikle de Bursaspor maçları.

Ayrıca Beşiktaş rakip ceza sahasında daha fazla topla oynamış ya da topu oraya göndermiş.
Öyle olunca da Fenerbahçe’den iki kat daha fazla gol atmış.

Burada şut sayılarına gelmeden önce, bir karşılaştırma daha yapmak fikir verici olacaktır.
Acaba her iki takım, rakiplerinin ne kadar pas yapmasına hücum bölgesinde oynamasına ve kendi ceza sahalarına girmesine izin vermiştir?

Burada yine dikkatimizi çekecen veri Fenerbahçe’nin özellikle son iki karşılaşmasında rakiplerinin ceza sahasında topla buluşmasında ortalamanın üzerine çıkmasıdır. Ortalamanın üzerindeki her veri önemlidir. Konyaspor Fenerbahçe’ye göre daha fazla hücum bölgesinde oynamış, rakip kalede tehlike yaratacak denemelerde bulunmuştur.

Kayserispor bunları golle sonuçlandırırken, Konyaspor yapamamış ya da Fenerbahçeli oyuncular bu sefer izin vermemiştir.

Kuşkusuz Beşiktaş gibi oyunu rakip alanda oynamayı seven, sıklıkla da ceza sahasına giren bir takıma böylesi fırsatlar verilmemelidir.

Ceza sahasına kadar geldiğimize göre kaleye çekilen şut sayılarını inceleyebiliriz.

Fenerbahçe’nin son iki lig maçında kalesine çekilen şut sayısı kendi ortalamasının üzerine çıkmış. Buna dört gün önce Zagreb’te oynanan maçı eklediğimizde durum biraz daha rahatsızlık verici hale dönüşüyor.

Dinamo Zagreb 7/22 isabet şut yüzdesiyle oynadı. Fenerbahçe’nin son üç maçta kalesine gelen isabetli/şut oranı 25/58 olmuştur. Yenilen gol sayısının da 7 olduğu hesap edilirse her 3,5 şuttan birinin gol olduğu gibi ortalama isabetli şut sayısının bile üzerinde bir veriye ulaşıyoruz ki bu, Fenerbahçe’nin temel sorununun nerede düğümlendiğinin tipik cevabı oluyor.

Fenerbahçe göze hoş gelen, dikine futbol oynayabilir ancak kalesine bu kadar çok şut çektirirse yapmaya çalıştığı her şey heba olacaktır.

İşte o zaman futbolda en temel gerçeklerden biriyle karşı karşıya kalıyorsunuz; savunma güvenliği.

Maça gelecek olursak Beşiktaş, Fenerbahçe’nin kalesine gelen isabetli şut/gol oranının iki katı isabetli şut ortalamayla oynamaktadır.

Yani sayısal verilere göre Beşiktaş maça 2-0 galip başlamaktadır ya da işi Fenerbahçe açısından iyimserleştirecek olursak Beşiktaş’ın 1,4 gol/5,2 isabetli şut ortalamasıyla gol yediği, Fenerbahçe’nin de 1/3,8 gol ortalamasıyla Fenerbahçe’nin hanesine de bir sayı yazabiliriz.

Sayıların söyledikleri bunlar.

Cocu’nun elinde bu verilerden çok daha fazlası olduğunu biliyoruz; olmalıdır da.

Fenerbahçe’nin açık ve eksik tarafları ortadadır.

Beşiktaş’ın da savunma tarafında zafiyetleri olduğunu sayılar gösteriyor; ancak siyah beyazlılar hücumda etkili olduklarından eksiğini bir şekilde tamamlıyorlar.

Fenerbahçe öyle ya da böyle orta alanda mutlak surette kuvvetli kalabilmeli, rakibin kendi 3. bölgesine geçmesi ve ceza sahasına girmesine, kuşkusuz şut çekmesine de izin vermemelidir.

Bakalım sayıların dili ile gerçekler ne ölçüde birbiriyle uyumludur.

Veriler http://tr.matchstudy.com sitesinden düzenlemiştir.

(*) https://uzaygokerman.org/2018/09/21/sayilarla-fenerbahcenin-oyun-ve-sistem-degisimi/

http://twitter.com/uzaygokerman