Veli Bahçeci

Veli Bahçeci

veli.bahceci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son yıllarda hemen hemen tüm pazarların global bir hal almasıyla daha rekabetçi ve daha dinamik reklam ve pazarlama metodlarını görür olduk. Tabi ki bu gelişmede internettin hayatımızda bir çok boşluğu doldurması veya başka bir deyişte yaşantılarımızı kolaylaştırmasının etkisi yadsınamaz.

Eskiden lügatımızda olmayan bir çok kelime - deyiş artık birer pazarlama argümanı olarak literatüre girmeye bile başladı. (Google’lamak, tweet, mention, snap, facetime, Facebook vb.) Hal böyle olunca da her yeni çıkan sosyal medya aracı artık markaların hemen adapte olmak zorunda olduklarını hissettikleri birer platform olmaya başladı. Markalar bu platformları son kullanıcıya dokunabildikleri yeni bir mecra, yeni bir fırsat kabul olarak ediyor.

Haberin Devamı

Sosyal platformlar dışında internet altyapısını kullanan bir çok dijital mecra da kullanılıyor. (E-bülten, e-posta, websitesi, mobil uygulama vb.) E tabi yılların eskitemediği reklam platformları televizyon ve radyolar da internete ayak uydurmaya, tüketiciden kopmamak adına adapte olmaya gayret ediyor.

İletişim artık dijital bir hal almaya başladı ve bu dijital iletişimin de kendi kuralları kendi dinamikleri belirginleşerek markaların karşısına dikildi.

Sosyal medya araçlarından websitelerine, e-kitaplardan televizyonlara kadar kullanılan tüm platformlarda tüketiciye verilen bir mesaj vardır. Ve bu mesajın da nihai hedefi ‘satın alma’ eylemidir. Bu bazen bir parfümdür, bazen çikolata bazen de bir bilgidir…

Eskiden geleneksel reklam kanallarında bu eylem ‘Ali ata bak’ kadar basit bir şekilde yapılırdı. Tüketici tercih / araştırma / karşılaştırma seçeneği olmadığı için bu mesajı hemen kabul eder ve hızlıca satın alma eylemine geçerdi. Günümüzde ise internetin gücü ile tüketicilerin araştıran, öğrenen, karşılaştıran birer ‘ateş parçası’ olduğunu ve yenlilikçi pazarlama kanallarında bu yöntemin tutmadığını görüyoruz. Artık mesele Ali’ye ata bakmasını söylemek değil Ali’ye atı, atçılığı anlatmak ve sevdirmek. Belki de bunu yaparken tüketiciye Ali’nin en sevdiği film karakterinin ağzından yapmak veya Ali’nin tuttuğu takımın taraftarına bir marş söyleterek yapmak ya da Ali’nin mail kutusunda gördüğü bir e-bülten vb.

Haberin Devamı

Artık pazarlamada eskisi gibi basit süreçlerimiz yok. Daha çeşitli platformlar, daha kullanıcı odaklılık arz eden mesajlar, daha güven hissi uyandıracak duruş, daha öğretici ve kanaat liderliği yapan marka dili ve her geçen gün artan ‘daha’ lar…

Korkmayın korkmayın! Tren henüz kaçmış değil. Siz de ayak uydurabilirsiniz bu sürece… Bir an önce odaklanmanız gereken 2 şey var. Birincisi ürününüz veya hizmetinizin kalitesi. İkincisi ise müşterileriniz.

İşte reçeteniz;

1. Ürün veya hizmetinizi kısaca en iyi tanımlayan cümleyi kurun ve bir kağıda yazın. O kağıda sık sık bakın ve gerekiyorsa o tanımı tekrar tekrar yazın ve o cümleyi ezber edin.

2. Müşterilerinizi ve hedef kitlenizi düşünün. Verdiğiniz hizmeti veya sattığınız ürünleri kimler neden almak istemekteler? Ya da istesinler? Gerçekten onları tanıyor musunuz? İşte bu soruların cevabını önceki maddede kullandığınız kağıdın arkasına yazın.

Haberin Devamı

3. Müşterilerinizi tam anlamıyla tanıdığınızı düşünmeyi kesin artık! Onları tanımak için bütün ömrünüz boyunca çalışacaksınız ama tam anlamıyla tanımanız imkansız. Zira dünya döndükçe kurallar, kaideler, insanlar, şartlar her şey değişiyor. Bu nedenle sık sık onlarla konuşun, fikirlerini alın, sorular sorun ve aldığınız cevapları not edin. (Hangi platformlarda aktifler, paylaşım yapıyorlar, ne zaman aktif oluyorlar, ne tür bir teknoloji kullanıyorlar vb…)

4. Müşterilerinizi kategorilere ayırın. Sizin için önemli olan türden kategoriler. Bekar, evli, kadın, erkek, yaş aralığı vb. Markanız için işe yarayacak bütün ayrıştırmaları yapın.

5. Ayrıştırdığınız her müşteri kategorisi için özel, onları farklı hissettirecek mesajlar / içerikler hazırlayın.

6. Son olarak müşterilerinizin olduğu her yerde siz de var olmalısınız. Unutmayın ki etkili iletişim iki taraflıdır.