Yavuz Kocaömer

Yavuz Kocaömer

ykoca@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

20-26 Ağustos 2018 tarihlerinde Berlin’de düzenlenen Para Atletizm Avrupa Şampiyonası’nda sporcularımız 5 altın, 6 gümüş ve 8 bronz madalya almayı başardılar. Elde edilen başarıdan dolayı sporcu kardeşlerimizi yürekten kutluyoruz.
Sporcularımızın performansları artıyor artmasına, ancak öncelikle bu tür turnuvalarda idari zaaflarımız maalesef yine kendini gösteriyor. Berlin’de de yine gözden kaçan, gündeme getirilmeyen vahim bir olay yaşadık. Yarışların son günü T53-T54 sınıfı bayanlar 800 metre yarışında Dünya Şampiyonu sporcumuz Hamide Kurt farklı sınıf yarışmacısı olmasına rağmen 3. oldu ve bronz madalya kazandı.
Daha sonra yapılan ve Kurt’un dünya sıralamasında 1’inci olarak göründüğü T53 bayanlar 100 metre finaline kendisi ile birlikte Zeynep Acet ve Nurşah Usta koşacaklardı. Ekran başında heyecanla Kurt’un şampiyonada elde ettiği 2 altından sonra 3. altını da beklerken şaşırdık. Zira adı geçen 3 sporcumuz da finalde start almamışlardı. 1. ve 2. sırada İsviçreli sporcular yer alırken, daha sonra sıralanan 3 sporcumuzun adlarının yanında ‘katılmadı’ yazıyor idi.
Berlin’de bulunan yetkililer aranarak ne olduğu sorulduğunda şöyle bir cevap alındı: Yarış öncesi 800 metre madalya seremonisine katıldığımızdan çağrıya 2 dakika geç geldik ve yarışa alınmadık. Oysa elimizdeki belgelere göre 100 metre T53 finali 17:09’da yapılmış, 800 metre madalya seremonisi ise ekibimizin itirazı üzerine 18:33’e alınmıştı. Bu konularda Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin (IPC) yetkili görevlisinden itham dolu bir rapor geldi ve böylece teknik yönetimimiz göz göre göre Hamide’nin kesin alacağı beklenen altın madalyasını İsviçreliye kaptırdı.
Yine IPC’den yapılan açıklamada ilk çağrıya 1 dakika değil, 3 sporcunun da 10 dakika geç kaldığı bildirildi. 3 sporcudan hiçbirinin yarışmasına izin verilmeyeceği anlaşıldığında, takım antrenörü yalnızca madalya töreni ertelenen sporcusunun yarışıp yarışamayacağını sordu. Ancak söz konusu sporcunun yani Hamide’nin diğer sporcularla birlikte ısınma parkurunda bulunmasından dolayı bu talep de reddedildi.
Her zaman söylediğimiz gibi uluslararası şampiyonalarda kafile başkanlarımız Berlin’de olduğu gibi ne kadar iyi niyetli olursa olsunlar, Uluslararası kuralları bilmeleri ve yabancı dil konuşmaları vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bu yaşanan olay neticesinde ilgili yöneticiler yalnızca sevgili Hamide’nin altın madalyayı kaybetmesine neden olmadı; ülkemizi de zor durumda bıraktı ve prestij kaybettirdi.