Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Günlerdir kulaktan kulağa dolaşan bir şehir efsanesi var.

Bir an önce açıklansa da yüz binlerce öğretmen derin bir oh çekse!

Biliyorsunuz, 24 Kasım Öğretmenler Günü.

Ve günlerdir 24 Kasım’da bir müjde açıklanacağı söyleniyor.

Ne olduğuna dair en ufak bir ipucu yok.

Tüm öğretmenleri mutlu edecek bir proje deniyor, arkası gelmiyor.

Hatta bu müjdeyi bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vereceğini söyleyenler var.

Merak ettik, araştırdık ama ser verip, sır vermiyorlar.

O zaman iş başa düştü, biz de tahmin yürütelim.

Haberin Devamı

Ne olursa öğretmenler çok mutlu olur, tek tek sıralayalım, eksik kalan varsa, siz tamamlarsınız...

İlk sırada 20-30 bin öğretmeni daha mutlu edecek, ek atama müjdesi var. Ama adil bir kontenjan dağılımı olma koşuluyla.

Diğerlerini de gelin hep birlikte sesli düşünelim:

- Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik tarihe karışabilir. Tek tip öğretmenlik müjdesi gelebilir.

- Parçalanmış sözleşmeli öğretmen aileleri bir araya getirilebilir.

- Tüm öğretmenlere bir maaş ikramiye verilebilir.

- Yüksek Öğretmen Okulları yeniden açılıyor olabilir.

- Maaş ve ek ders ücretlerine zam gelebilir.

- Her öğretmene bir yazlık, bir de kışlık elbise çeki verilebilir.

- Öğretmenlere meslek güçlüğü zammı verilebilir.

- Genç öğretmenlere yer açmak için emekliliği teşvik edici kararlar açıklanabilir.

- Becayiş kolaylığı sağlanabilir.

- 3600 ek gösterge hayata geçebilir.

- Mülakat kaldırılabilir.

- KPSS’nin yerine daha adil bir atanma modeli açıklanabilir...

Öğretmen atamaları

Söz öğretmenlikten açılmışken, çok önemli bir konuya bir kez daha parmak basmakta yarar var.

Zor bölgelerdeki öğretmen açığı hiç bitmiyor!.

Bu durum, sadece Doğu ve Güneydoğu için geçerli değil.

İstanbul ve Ankara’nın kırsalında da öğretmen bulmak çok zor.

Hâlâ birleştirilmiş sınıflar var ve hâlâ küçük merkezlerde öğretmen tutmak mümkün değil.

Ya bir an önce kaçıyorlar ya da sabah gelip, akşam gidiyorlar.

Bir çoğu da okula üç dört gün uğruyor!..

Yani zor bölgelerde dayatmayla öğretmen tutulamıyor, kalan da yararlı olamıyor. Çünkü öğretmenlik sadece derse girip çıkmak değildir!

Haberin Devamı

Bu çerçeveden bakıldığında, yeni atanan öğretmenlerin ya da eş durumu, aile bakımı, öğrenim gibi zorunlu mazereti olanların, kesinlikle zor bölgelere gönderilmemesi gerekir.

Yeni atanan öğretmen, daha mesleğe alışamadan, hayat koşullarının içinde eriyip gidiyor, mazereti olanların da aklı derste değil, doğal olarak yaşadığı sorunlar da oluyor.

İşte bu yüzden, yarardan çok zarar getiren bu dayatmacı uygulamadan vazgeçmenin zamanı geldi de geçiyor...

MEB bu konuda zorlama yerine gönüllülük esası getirebilir ya da farklı avantajlar sağlayabilir.

Örneğin, çocuklarını büyütüp, ekonomik sorunlarını da kısmen çözmüş ve artık kendisini mesleğine adamış orta yaş üstü öğretmenlerimize farklı avantaj seçenekleri sunulamaz mı?

İsteyene ek maaş, isteyene lojman, isteyene hayalini kurduğu bir ev ve bahçe, isteyene hayvancılık yapacaksa minik bir çiftlik, minik bir atölye, isteyene üç yıl ödemesiz sıfır faizli kredi, isteyene bir sonraki tayin döneminde istediği yere atanma, isteyene de sınırları zorlamayacak şekilde her ne istiyorsa onu vererek, zorlamayla değil de, gittiği bölgede keyifle kalma avantajları sağlanamaz mı?

Haberin Devamı

Demokrasilerde çare tükenmez derler.

İşte bu yüzden, kangrene dönüşmüş uygulamalarda ısrar etmek yerine yeni çözümler arama zamanı geldi de geçiyor...

Özetin özeti: 24 Kasım’da en güzel armağan, kutsal meslek olan öğretmenliğe, yeni bir bakış açısı olabilir...