Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Amerika, daha doğrusu, Boston ziyaretimizin son günü jet hızıyla geçti. Boston ve çevresi, dünyanın en iyi üniversitelerine ev sahipliği yapıyor.
Harvard mükemmeldi ama Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nü (MIT) gezince, “en iyi” konusunda hiç aceleci olmamam gerektiğini anladım. Çok yakındaki Boston Üniversitesi’ni, Yale’i, Berkeley’i ve diğerlerini görmeden, son kararı vermenin yanıltıcı olacağını düşündüm.
Hemen hepsi de farklı özelliklere sahip ve hemen hepsi de farklı alanlarda kendilerinden çok eminler...
Harvard, tıp, işletme, hukuk, eğitim gibi alanlarda açık ara birinci gözüküyor ama mühendislikte MIT’yi kıskanmıyorlar desem yalan olur. Bunu açıkça hissettirmeseler de satır aralarından rahatlıkla yakalayabiliyorsunuz.
Ama sanki iki üniversite arasındaki bu müthiş yarış, önümüzdeki yıllarda kıyasıya bir mücadeleye dönüşecek gibi!
Hong Kong doğumlu eski öğrencisi Gerald Chan’in üniversitesine yaptığı 350 milyon dolarlık karşılıksız bağış ve daha çok bağış toplayacak yeni rektör arayışı, Harvard’ı mühendislikte de zirveye taşır mı, bunu zaman gösterecek.
Dünyanın en iyi iki üniversitesi arasındaki bu yarışı, her iki üniversitenin genç yıldız öğretim üyeleri arasında yer alan bizden birine sordum!
Harvard Üniversitesi tarafından “Genç Akademi Üyeliği”ne seçilen ve bu unvanı alan ilk Türk olan Dr. Canan Dağdeviren, Forbes dergisinin de “30 yaşından küçük 30 bilim insanı” listesine girdi ve şu anda MIT’de görev yapıyor.
Üniversite kendisine sınırsız harcama olanağı sağlamış. Kendi adına kurduğu laboratuvara daha şimdiden 6 milyon dolar harcamış. Büyük hayalleri var ve onları bir başka yazıda sizlerle paylaşacağız...
Harvard ile MIT arasındaki yarışı ve farkındalığı ona sordum. Cevabı çok kısa, bir o kadar da enteresandı:
Benim için Harvard eski bir ansiklopedi, MIT ise son model bir laptop!
Amerika’yı Amerika yapan!
Harvard kütüphanesindeki kitap sayısı bizim tüm üniversitelerdeki kitap sayısından daha fazla. MIT’nin araştırma bütçesi tüm üniversite- lerimizin araştırma bütçelerinin çok üzerinde. Yatırım bütçeleri için gerçekleşen bağışlar ise bizimkilerle kıyaslanmayacak derecede uçuk!
Peki, bu paralar, nereden geliyor?
En önemli kalemlerden biri bağışlar. Hani bizde yok denecek kadar az olan bağışlar!
Amerikan üniversitelerine, en vasat yıllarda bile, bir milyar doların üzerinde bağış gerçekleşiyormuş!..
Bağışçıların ilk sırasında da mezunlar geliyormuş!..
Öğrenci derneği
Boston Başkonsolosumuz Ömür Budak, eğitime gönül veren ender diplomatlarımızdan biri.
3 yıldır Boston’da görev yapıyor. İlk işlerinden biri Türk öğrencileri bir araya getirmek olmuş.
Dernek yöneticisi arkadaşlarla bir araya geldik. MIT’yi birlikte gezdik. 500’ü aşkın üyeleri varmış. Her türlü dış etkilerden uzak bir şekilde önemli etkinliklere imza atıyorlar. Başkan Dağhan Özdem ile yönetim kurulu üyelerinden Bengüsü Önal ve Emrehan Demirörse’ye çıtayı biraz yükseltmelerini önerdim. “Kaynak sorunumuz var” dediler. Keşke onlara çok daha fazla yardımcı olabilsek! Bağışları, biraz da o yüzden yazdım!..
Ayaküstü de olsa, tanışmaktan büyük keyif aldığım isimlerden birisi de Grammy müzik ödüllerinde A Far Cry yaylı orkestrası ile finale kalan Mehmet Ali Sanlıkol ve eşi oldu. Bizim ezgilerle caz yapıyor. Yarattığı farkındalıklar, bizden çok Amerika’da tanınıyor...

Boston’daki Türkler


Hakan Şatıroğlu ise eğitim için gelip, Boston’da kalanlardan. Eğitim teknolojileri konusunda yenilikçi projelere imza atıyor. Genç mucitlerin hayallerinin gerçeğe dönüşmesi için ev sahipliği yapıyor...
Almamız
gereken dersler
Öğrenmenin yaşı, yeri ve zamanı yok derler. Çok doğru.
Son Boston ziyaretinde de çok şey öğrendik. Pek çok ders çıkardık.
En önemlisi de üniversiteler konusunda kat etmemiz gereken yolun çok uzun olduğuydu...
Özetin özeti: Üniversite gibi üniversiteler olmadan, onlar arasında kıyasıya tatlı bir yarış gerçekleşmeden ve onlara sonsuz destek sağlamadan geleceği yakalamamız
mümkün değil!..