Erken seçim kararı ülkemiz için hayırlı olsun.
Rahmetli Demirel, “Ortada sandık varsa, sorun yoktur. Sandık her derde devadır” derdi.
İktidarıyla, muhalefetiyle, hemen herkes bu kararı alkışlıyorsa, buna demokrasinin zaferi denir.
İşte bu yüzden, şu saatten sonra, diğer ayrıntıları bir kenara bırakıp, seçime ve getirilerine odaklanmalıyız!
Erken seçimin gerekçesi olarak, nedense, hep ekonomik gerekçeler öne çıkıyor.
Oysa eğitim de bir o kadar önemli!
Önemli, çünkü eğitim demek, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği demek.
20 milyon öğrenci, 30 milyon veli ve 2 milyona yakın öğretim kadrosuyla eğitim ailesinden daha büyük bir aile var mı?
Yok!
Ama nedense, eğitim yani öğretmen, öğrenci ve veliler hiçbir zaman siyasetin ve seçimlerin odak noktası olmadı.
Olamadılar çünkü diğer argümanlar hep daha öne çıktı.
Şimdi durum çok farklı. Çünkü bıçak kemiğe dayandı.
Öğrenci, öğretmen, veli, artık daha iyi eğitim ve daha iyi bir gelecek istiyor.
İktidarıyla, muhalefetiyle, siyaset de farklı düşünmüyor.
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz’ın şu görüşünün altına kim imza atmaz ki:
“Eğitim iyi giderse her şey iyi gider; eğitimi ihmal ederseniz her şeyi de ihmal etmişsiniz demektir. Çünkü eğitim her şeyi yetiştirir; iyi doktor, iyi hemşire, iyi mühendis eğitimden çıkar.”
Kim yapacak?
Bakan Bey’in sözleri çok çarpıcı; daha önce de iktidar ve muhalefet mensupları tarafından defalarca dile getirildi.
Ama çok daha önemli olan bir husus var ki o da bunu kimin, nasıl ve ne zaman yapacağı?
İşte bu kısa propaganda döneminde, umarız tüm siyasi partiler, biraz da bu konuya odaklanır ve hararetle cevabı aranan bu soruya inandırıcı cevaplar verir.
Vermeliler, çünkü milyonlarca ailede birinci gündem maddesi bu!
Doğru eğitim, doğru gelecek konusunda bir adım daha önde olanlar, kesinlikle sandıkta da bir adım öne çıkacaklardır!..
Öncelikli sorunlar?
Peki, eğitimin öncelikli sorunları neler?
Yüzlerce madde saymak mümkün.
Her biri de milyonlarca veliyi, öğretmeni, öğrenciyi, işvereni yani kısacası hepimizi ilgilendiriyor.
İşte onlardan bazıları:
- Öğretmen yetiştirme ve atama sistemi
- Ezbere dayalı eğitim
- Giriş sınavları
- Müfredat programları
- İnsan gücü planlaması
- İstihdam
- Kalite
- İstikrar
- Ulaşılabilirlik
- Okullaşma oranları
- MEB, YÖK ve ÖSYM’nin yeniden yapılanması
- Hedefler?
- Donanımlı kadrolar
- Aidiyet
Bu kez farklı!
Erken seçimde tüm siyasi partiler bu kez farklı bir seçmen profiliyle karşılaşacak. Yani bir anlamda, seçmeni iyi okuyan ipi göğüsleyecek. Üniversite sınavlarında 350 bin kontenjanın boş kalması, gençlerin, sisteme, yönetenlere ve yönetmeye aday olanlara verdiği çok önemli bir mesajdı: “Artık önümüze koyduğunuz yemeği değil, istediğimiz yemeği yemek istiyoruz. Bu uğurda gerekirse aç kalırız...”
Bunun sandığa yansıması ise “İnandırın beni, alın oyumu” şeklinde olacak!
Bakalım, gençleri, velileri, öğretmenleri ve toplumun genelini kim daha doğru okuyacak, kim ona göre projeler üretecek ve kim ipi göğüsleyecek?
Görünen o ki bu seçimde, kişilerden daha çok, ilkeler, vaatler ve inandırıcılık öne çıkacak.
Özetin özeti: Oylar bu kez aslanın ağzında değil, midesinde!..
Özay Şendir
İyi yurttaş yetiştirme mecburiyeti...
19 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Fidan’ın açıklamasındaki ayrıntı
19 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Köy Enstitüleri ve öğretmen atamaları
19 Nisan 2024
Zafer Şahin
İstiklal Marşı gündemde değilmiş!
19 Nisan 2024
Abdullah Karakuş
Olağan sorumlular olağan sorumsuzlar
19 Nisan 2024