Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eğitim kadar siyasetçi öğüten bir başka bakanlık yok!

Son 40 yılda, diğer bakanlıklar birkaç kez el değiştirirken, Milli Eğitim Bakanlığı, onlarca politikacı için adeta hezimet makamı oldu.

Biri gitti, diğeri geldi.

Ortak özellikleri, eğitimle uzaktan yakından ilgilerinin olmamasıydı.

Ve hemen hepsi de siyaseten silindi, yok oldu!

Eğitimden kimler geldi kimler geçti sorusuna, isterseniz, gelin sondan başlayalım:

İsmet Yılmaz, Ak Parti iktidarının 6. bakanı.

Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Baş (Çubukçu), Ömer Dinçer ve Nabi Avcı’dan sonra geldi.

Haberin Devamı

İlk 4 bakan çoktan tasfiye edildi, Avcı ve Yılmaz ise eğitimdeki başarıları(!) nedeniyle olsa gerek, milletvekili listelerinde, en başa konularak adeta ödüllendirildiler.

Oysa, eğitimde en sıkıntılı süreç, Avcı ve Yılmaz döneminde yaşandı ve bu da hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan tarafından dile getirildi!..

Ak Parti dönemi

Milli Eğitim’de 98 yılda, 64 bakan geldi.

Ve her gelen, gideni arattı.

İşte son 40 yılda, yakından tanıma ve çalışma olanağı bulduğum bakanlarla ilgili aklımda kalanlar:

İsmet Yılmaz (24.5.2016 - ...): Kendi alanında çok donanımlı birisi olabilir ama eğitimin çok uzağında. Hâlâ alışamadı.

Nabi Avcı (25.01.2013- 23.05.2016): İletişim hocası olarak görüntüyü kurtardı ama eğitime bir katkısının olduğunu söylemek abartı olur.

Ömer Dinçer (7 Temmuz 2011- 25 Ocak 2013): Arka bahçe yaratma konusunda Çelik’i bile gölgede bıraktı. Eğitim tarihimizin en tartışmalı projelerine imza attı. Öğretmenleri hiç sevmedi. Çabuk unutuldu.

Nimet Baş (Çubukçu) (3 Mayıs 2009 - 7 Temmuz 2011): İlk kadın bakanımız oldu. Avukattı ve eğitim onun döneminde otomatik pilota bağlandı.

Hüseyin Çelik (17 Mart 2003 - 3 Mayıs 2009): Milli Eğitim Bakanlığı onunla birlikte yeniden arka bahçe oldu. Çalışkandı, reformcuydu, kararlıydı. Ama hep gizli gündeminin olduğu kuşkusu yarattı.

Erkan Mumcu (19 Kasım 2002- 17 Mart 2003): O bir icraat bakanı değil, protokol bakanı olarak kalmalıydı. Hep zor konulara el attı. Yalnız kaldı. Çok şeyler yapmak istedi, fazla bir şey yapamadan gitti.

Haberin Devamı

DSP dönemi

Necdet Tekin (10 Temmuz - 19 Kasım 2002): Geç keşfedildi, çok kısa görevde kaldı. Erken seçim olmasaydı, bakanlıkta iz bırakan isimlerden birisi olabilirdi. Zarifti, çalışkandı, mücadeleciydi.

Metin Bostancıoğlu (11 Ocak 1999 - 9 Temmuz 2002): Ecevit’in “En büyük hatalarımdan biri” dediği bakandı. Çok uzun süre görevde kalmasına rağmen, eğitimi hiç anlamaya çalışmadı. Bakanlığı o değil, tıpkı son yıllarda olduğu gibi bürokratlar yönetti.

Hikmet Uluğbay (30 Haziran 1997 - 11 Ocak 1999): Ekonomi kökenliydi. Maliye Bakanlığı beklerken, kendisini Milli Eğitim’de buldu. Dersini çalıştı. Tam iş yapmaya başlayacaktı ki, ekonomiden sorumlu bakanlığa getirildi. İz bırakamadı.

DOĞRUYOL dönemi

Mehmet Sağlam (29 Haziran 1996 - 30 Haziran 1997): Bir dönem öylesine hızlı yükseldi ki önce rektör, sonra YÖK Başkanı hemen arkasından bakan oldu. Eğitime siyaseti soktu. “Peki, eğitim için ne yaptı?” sorusu hep cevapsız kaldı. Daha sonra Ak Parti’ye geçti.

Turhan Tayan (5 Ekim 1995 - 29 Haziran 1996): Çiller dönemi bakanlarından biri olarak hafızalarda kaldı. Beyefendiliğiyle dikkat çekti. 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim onun döneminde Şûra’dan geçti. Eğitimi arka bahçe yapmaya çalışanlarla hep mücadele etti. Sonra CHP’ye geçti!

Haberin Devamı

Nevzat Ayaz (25 Ekim 1993 - 5 Ekim 1995): İstanbul Valisi olarak hafızalara kazındı. Devlet adamlığı ve yönetim zarafetiyle dikkatleri çekti. Kızardı ama kırmazdı. Bakanlığı, parti karargâhı yapan bakanlardan olmadı.

Nahit Menteşe (25 Haziran - 25 Ekim 1993): Bakanlığı kendisinden çok bürokratları yönetti. Denge adamı olduğu için de ikinci kez bakanlık koltuğuna oturdu. Fazla iz bıraktı desem yalan olur.

Köksal Toptan (20 Kasım 1991 - 25 Haziran 1993): Zarifliği ve paylaşımcılığı ile iz bırakan bakanlardan biri oldu. Hukukçuydu ama eğitimi sevdi. Türk Cumhuriyetleri ile öğrenci değişim programlarının ve 2. öğretimin mimarı oldu.

ANAP dönemi

Avni Akyol (31 Mart 1989 - 20 Kasım 1991): Milli Eğitim’de iz bırakan ender isimlerden biri oldu. Hasan Ali Yücel’den sonra tanınırlığı en yüksek bakan. Eğitim kökenliydi. Eğitim camiası onu sevdi, o da onları. Önce insan ve sevgi kavramlarını yerleştirdi.

Hasan Celal Güzel (21 Aralık 1987 - 31 Mart 1989): Aklına ne esiyorsa onu yapardı. Siyasal mezunuydu ama kırk yıllık eğitimcileri beğenmezdi. Herkese değil, isteyene yabancı dil öğreteceğim diyerek, Basamaklı Kur Sistemi’ni icat etti. İki yıl görevde kaldı...

Metin Emiroğlu (13 Eylül 1985 - 21 Aralık 1987): Hukukçuydu. Eğitimden bihaberdi. Ama çok ciddi yasalar çıkarttı. Köklü değişiklikler gerçekleştirdi. Kadrolaşma peşinde hiç olmadı.

Vehbi Dinçerler (14 Aralık 1983 - 13 Eylül 1985): Mühendisti ama koltuğa oturduktan iki hafta sonra tüm eski bakanları davet edip, eğitim dersi verecek kadar da hızlıydı! Ben ne dersem o olur, diyenlerdendi. Ne Talim Terbiye umurundaydı ne de müfredat programları. Milli Eğitim’i arka bahçe yapmak isteyenlerdendi.

12 Eylül dönemi

Hasan Sağlam (21 Eylül 1980 - 19 Aralık 1983): Paşaydı ve her şeyin en doğrusunu bilirdi. Talimatları direkt Evren Paşa’dan alırdı. Dershaneleri kapatmak istedi ama kapatamadı. Ondan geriye miras olarak Öğretmenler Günü, öğretmen evleri, ilkokuldan üniversiteye inkılap tarihi dersleri kaldı.

AP dönemi

Orhan Cemal Fersoy (12 Kasım 1979 - 12 Eylül 1980): En silik bakanlardan biriydi ya da bana öyle geldi. Hep mesafeliydi. Fazla tanıma olanağı bulamadım. Bakanlıkta iz bıraktı diyeni de kendisini hatırlayanı da bulmak zor...

CHP dönemi

Necdet Uğur (5 Ocak 1978 - 12 Kasım 1979): CHP’nin en karizmatik bakanlarından biriydi. Militan diyenler de oldu, bakanlığa şahsiyet kazandırdı diyen de. MEB’in onun döneminde saygınlık kazandığı kesin. Kadrolaşma eleştirilerine hep “Tam aksine, temizlik yapıyoruz” yanıtını verdi.

Mustafa Üstündağ (26 Ocak - 17 Kasım 1974): Hızlandırılmış eğitimle 3.5 ayda öğretmen yetiştirdi. Eğitime siyaseti sokan isim olarak anıldıysa da tam aksine Milli Eğitim’i birilerinin arka bahçesi olmaktan kurtardı, diyenler de oldu.

Özetin özeti: Yeni dönem bakalım neler getirecek?..