Cumhuriyet tarihi boyunca, onlarca hükümet, onlarca lider geldi, geçti. Peki, turizme en büyük destek kimden geldi?
İnönü, Menderes, Demirel, Özal, Ecevit ya da Erdoğan?
Hiç kuşku yok ki Özal.
Turizmciler, pek çok konuda anlaşamasalar da, bu konuda ortak görüşe sahipler. Türkiye, Özal’la turizmi keşfetti, destekledi ve büyük düşünmeye başladı. Yatak kapasitesi onunla on binlerden yüz binlere, turizm gelirleri onunla milyonlardan milyar dolara yükseldi.
Ve önümüzde, zorlu bir süreç var!
Tahsislerin süresi doluyor, tesisler eskidi, yeni pazarlar bulunamıyor! Yani, her zamankinden daha çok, turizme kafa yormamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Çünkü bizim petrolümüz, doğalgazımız ya da en değerli madenimiz, turizm! Tarihin, kültürün, denizin, kumun, güneşin olması yetmiyor! Onu işlemek ve yüksek katma değerli ürün haline getirmek gerekiyor ki, refaha katkısı olsun!..
Turizm ve kültür?
Kültür ve turizm her ikisi çok önemli ve eskiden her ikisi de ayrı ayrı bakanlıktı. Sonra birleştirildi. Tıpkı Milli Eğitim ile Gençlik ve Spor, Bilim ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın birleştirildiği gibi.
Yürümedi, yürümüyor.
Milli Eğitim ayrıldı ama Kültür ile Turizm, Spor ile Gençlik, Sanayi ile Bilim bakanlıkları hâlâ aynı çatı altında ve birbirlerine ayak bağı olmaya devam ediyorlar. Turizm Kültür’ün, Gençlik Spor’un, Bilim de Sanayi ve Teknoloji’nin gölgesinde kalıyor.
Türkiye eğer, turizmde yeni bir hamle yapmak istiyorsa, her şeyden önce turizmle yatıp kalkan, buna kafa yoran, bu konuda engin deneyim ve birikimi olan isimlerle yola devam etmek zorunda...
Bazı meslekler var ki yapılmaz, yaşanır. Turizm de onlardan biri. Yaşamadığınız bir şeyi yapamazsınız...
Kur artışı?..
Döviz kurlarının sürekli artması, turizmciler, seyahat acenteleri ya da gezmeyi sevenler için iyi mi oldu yoksa riskleri de beraberinde mi getirdi?
Yabancı turistler açısından bakıldığında, paralarının kıymetlenmesi, alım güçlerini artırmış olabilir ama yurt dışını düşünenler yerli turistler için en önemli caydırıcı nedenlerden biri haline geldi. Bu konuya ciddi anlamda kafa yormak gerekiyor. Maliyetler nasıl azalır, sabit kur nasıl uygulanır, erken rezervasyon nasıl yaygınlaştırılır, rekabette nasıl üstünlük sağlanır, enine boyuna düşünmek zorundayız.
Gelen turist sayısı azalmamalı, tam aksine, daha da artmalı ve paralı turist çekmenin yolları aranmalıdır.
Peki, ama nasıl? Ortak akıl ve motivasyonla. Sanki bugünlerde en fazla ihtiyaç duyduğumuz sihirli sözcükler, bunlar!
