Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

BERLİN

Ortadoğu’nun bölünmesi için vekâlet savaşları yapıldığını savunan Kurtulmuş, ABD’nin DAEŞ militanlarını hazır kıta beklettiğini iddia ederek, “Böyle açık bir oyun olur mu? Bunlar milleti enayi zannediyor” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, ABD’nin Ortadoğu’da açık oyunlar oynadığını belirterek, “DAEŞ ile mücadele için PYD’ye silah verdiğini söylüyor ama 80 bine yakın DEAŞ militanı nereye gitti. Çok eminiz ki dünyanın başka bir yerinde başka bir zaman, başka bir ülkeye karşı kullanılmak üzere hazır kıta olarak bekletilecek. Böyle açık bir oyun olur mu? Bunlar milleti enayi zannediyor” dedi. Bölgenin bölünmesi için vekalet savaşları yapıldığını belirten Kurtulmuş, “biz oynanan oyunu görüyoruz. Bu ikinci Sykes-Picot’tur. Bir asır evvel yarım kalan projenin tamamlanması meselesidir. Bölgenin etnik, mezhebi, siyasi bakımdan mümkün olduğu kadar çok parçalanması, bölünmesidir. Biz buna izin vermeyeceğiz, oyunu bozacağız” dedi.

Haberin Devamı

ABD’nin amacı bölgeyi bölmek

Kurtulmuş ile Berlin’de Türkiye’den kaçırılan tarihi eserlerin sergilendiği Bergama Müzesi’ni gezdik. Özellikle Söke’den götürülen büyük sütunlu eserlerin nasıl taşındığı heyette şaşkınlık yarattı. Bakan Kurtulmuş Türkiye’den kaçırılan tarihi eserlerin hafiye gibi peşinde olduklarını ve geri almak için çalıştıklarını dile getirdi. Irak’tan kaçırılmak istenirken sınırda yakalanan eserlerin geri gönderilmesi için talimatı verdiğini söyleyen Kurtulmuş, “Bazıları kaçırıyor ama biz geri gönderiyoruz” dedi. Kurtulmuş’un sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

‘Seyirci kalamazdık’

Afrin ile ilgili gelinen son nokta nedir?

Afrin bizim çok haklı olduğumuz, sınırlarımızı korumak için zamanında müdahale ettiğimiz önemli bir operasyon. Hiç bir ülke ulusal ve sınır güvenliğinin bu kadar açık tehdit edilmesine müsaade etmez, seyirci kalmaz. Akdeniz’e çıkmalarını da önlüyoruz. Biz bu bölgede daha fazla bölünme ve parçalanma istemiyoruz. Bölgede oluşturulacak yeni oldu bittilere de seyirci kalmamız mümkün değil. Özellikle bir terör koridoru ve bu koridorun sağlamlaştırılmasının ardından oluşturulacak bir terör devletinin adımının atılmasına Türkiye seyirci kalamazdı. İnşallah yakın zamanda Türkiye’nin zaferiyle sonuçlanacak ve o bölge terör örgütlerinden temizlenecek.

Haberin Devamı

HDP’liler ‘Bir etnik temizliğe dönüştü’ iddialarında bulunuyor…

Tam tersine... Maalesef esas etnik temizliği PYD, YPG, SDG güçleri yapıyorlar. Akçakale’nin karşısındaki Tel Abyad yüzde 100 Arap olan bir yer, şimdi nerede oranın Arap nüfusu? Kobani’deki Araplar, Türkmenler nerede, onlar nereye gitti? Bizim lügatımızda, tarihimizde etnik temizlik yazmadığı gibi, tam tersine biz bütün bu bölge halklarını asırlar boyunca birlikte aynı şehirlerde yaşatmayı başarmış bir milletiz.

80 bin DAEŞ’li

DAEŞ’liler kayboldu ortadan, PYD Amerika ilişkisi ne noktada, ne zaman biter?

80 bine yakın DEAŞ militanının Suriye’de var olduğu tahmin ediliyordu bu adamlar nereye gitti? Amerika’nın ‘PYD bizim stratejik ortağımız değil, ama taktik ortağımızdır, çünkü onlar DAEŞ’le savaşıyorlar’ diyerek onlara silah vermesinin ne kadar zayıf ve çürük bir argüman olduğu açıktır. Rakka’da ne oldu? Rakka’da DAEŞ militanlarının etrafı PYD’liler ve Amerika unsurları tarafından sarılmış olmasına rağmen bir tane DAEŞ’liye silah atılmadan adamlar konvoylar halinde oradan çıktılar gittiler ve hepimiz eminiz ki dünyanın başka bir yerinde başka bir zaman, başka bir ülkeye karşı kullanılmak üzere hazır kıta olarak bekletilecek. DAEŞ niye Rakka’yı eli kolu bağlı bir şekilde teslim etti? Böyle açık bir oyun olur mu? Bunlar milleti enayi zannediyor. Görmüyor muyuz bu oyunları bütün dünya görmüyor mu? DAEŞ madem bu kadar büyük bir tehditti, madem dünyanın bütün ordularını Ortadoğu’ya çekecek kadar büyük bir tehditti o zaman bu tehdidin nihayete erdiğinin bir şekilde ispat edilmesi lazım. Oyun çok açık.

Haberin Devamı

‘Yeni nesil savaş’

Bir organizasyon oyunu mu var?

Bir organizasyon tabi. Proxy war. Vekalet savaşı. Bu da yeni emperyalizmin yeni tür savaşı, yeni nesil savaşlarından birisi. Vekalet savaşı şu demek: Ben bu bölgedeki milli çıkarlarımı realize etmek için elimi ateşe sokmuyorum, maşamı kullanıyorum, maşalarım üzerinden, vekillerim üzerinden bir savaş yapıyorum. Maalesef Ortadoğu bu vekalet savaşlarıyla tanışmış oldu. Büyük resim açıkçası ikinci Sykes-Picot’tur. Bir asır evvel yarım kalan projenin tamamlanması meselesidir. Bölgenin etnik, mezhebi, siyasi bakımdan mümkün olduğu kadar çok parçalanması, bölünmesidir, biz de bunun tam tersini savunuyoruz. Biz bu büyük resmi görüyoruz ve ikinci Sykes-Picot’un oluşmasına gücümüz yettiğince engel olmaya çalışıyoruz. Bu oyunu bozacağız, başka çaremiz yok.

‘ABD tercih yapmalı’

ABD’nin PYD’ye silah vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu silahların derhal toplanması ve PYD’nin Türkiye ve bölge için hayati bir risk, tehdit oluşturmasının önüne geçilmesi lazım. Bu aslında Amerika’nın da çıkarına olur. Şimdi kendi menfaatleri bakımından bölgede birtakım vekalet savaşları unsurlarıyla iş birliği işlerine geliyor. Yani PYD’li militan için durduk yerde birisi kolay kolay general demez dili sürçmez. Demek ki, bir hesabın sonucu olarak bu söyleniyor. Ama bir taraftan da 81 milyon nüfusu son derece stratejik önemi, ekonomik siyasi bakımdan büyük bir gelişme potansiyeline sahip olan bir Türkiye ve bu Türkiye’de NATO çerçevesinde Amerika’nın uzun yıllar boyunca müttefiki olan bir ülke. Şimdi Amerika şu tercihi yapma noktasına doğru süratle gidiyor kanaatindeyim: Ya 3-5 bin militan bozuntusuyla iş birliği yaparak Türkiye’yi karşılarına alacaklar, ya bu bölgede stratejik bir müttefiki olan ve uzun yıllar boyunca ilişkisi olan 81 milyonluk büyüme potansiyeli olan bir Türkiye’nin desteğini alacaklar. Amerika’nın ikisini birden yanında tutması mümkün değildir.

ABD’nin amacı bölgeyi bölmek

Batılılar Türkiye’yi kendi eksenine mi sokmaya çalışıyorlar?

Türkiye’nin başkasının eksenine göre hareket etmesi mümkün değil. Hani bize diyorlar ya Batı’dan ayrılıyor musunuz, ekseninizi mi kaydırıyorsunuz? Eksenimizi falan kaydırmıyoruz, tam da eksenimizin rotasını kendi eksenimize oturtuyoruz. Biz kendi gücümüzü ya da kendi stratejik menfaatlerimizi, hedeflerimizi, kusura bakmasınlar Amerika’nın perspektifinde, Rusya’nın perspektifine göre belirleyecek bir ülke değiliz. Bizim düşmanlığımız zulmedir ve zulme yapanlara karşıdır. Türkiye’yi kimse kendi eksenine oturtturmaya çalışmasın, Türkiye’nin kendi ekseni var.

Avrupa’nın terörle mücadeleye bakışı nasıl? Salih Müslim Avrupa’da rahat dolaşıyor…

Şimdi PKK, AB’nin terör listesinde. Raporlarda PYD de onun kolu. O zaman kusura bakmasınlar, yani bu ne kadar ciddi bir tutarsızlıktır. Yani hem bu örgütü terör örgütüyle irtibatlı bir örgüt olarak kabul edeceksin, hem de sanki bir siyasi parti lideriymiş gibi demokrasinin beşiği olduğu iddia edilen Almanya’da, Avrupa ülkelerinde elini kolunu sallayarak dolaşacak. Bu kabul edilir bir şey değildir. Ama daha ötesini yani Almanya içinde veya Avrupa ülkeleri için de söyleyeyim. Salih Müslim’e ya da PYD’nin kurumsal kimliğine bir şekilde arka çıkmak bu ülkelerin milli menfaatleriyle de bağdaşmaz, bunlara da bir fayda sağlamaz. Dolayısıyla, bu yanlıştır.

ABD’nin amacı bölgeyi bölmek


‘İsrail’den kahraman çıkmaz’

Kudüs’ün başkent yapılması kararının nedeni nedir?

Amerika’nın Irak’ı işgaliyle birlikte başlayan yeni süreçte en çok kazanan ülkenin İsrail olduğu da açıktır. İsrail bir köşede ellerini ovuşturarak bölgemizdeki karmaşayı izliyor… (O haçlı-siyonist ittifakı doğru bir kavram o zaman?). Doğru bir kavram doğru. Maalesef şimdi ben Trump’ın almış olduğu başkenti Kudüs’e taşıma kararının da kendi meselesi olmadığını, aslında 25 yıllık sürecin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Sadece ona ait bir karar değil. İsrail’in güçlenmesi kararı. Yani sadece başkent değişimi değil, şimdiye kadar işgal edilen bütün Filistin topraklarının İsrail tarafından ilhak edilmesine yeşil ışık yakan bir karardır... (İsrail bu sürecin gizli kahramanı mı?) Gizli kazananı, kahramanı değil. İsrail’den kahraman çıkmaz ve maalesef herkesin bunu görmesi lazım. Sadece oranın tanınması değil, dediğim gibi ilhak edilen bütün toprakların İsrail’e ait olduğunun da bir yerde meşruiyetini sağlayacak bir süreç bu. Ama sürdürülemez.


‘MESAM’a el konulmadı’

CHP’nin MESAM ile ilgili eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şimdi önce şunu düzeltelim: Bir kayyum ataması söz konusu değildir. Bakanlık bu anlamda yasaların kendisine verdiği yetkiyi kullanarak kongreye götürmek üzere geçici bir yönetim kurulu oluşturmuştur. Bu şundan dolayı: Bu tartışmaların hiçbirisi ortada yokken, zaten MESAM yönetimiyle ilgili sürdürülen bir soruşturma var. O soruşturmayla ilgili olarak ortaya çıkan bir durum söz konusu ve birçok iddia, şaibe var. MESAM bizim önem verdiğimiz ciddi bir meslek kuruluşu. MESAM’a el konulmamıştır, bunlar yalan, tezvirat içeren yorumlardır. MESAM’da kimin bundan sonra yönetimde olacağını karar verecek olan da MESAM üyeleridir. (Üzerilerinde baskı olduğu için görevi kabul etmeyenler var). Bu da anlamadığım bir şey, yani sanat camiasında falanca görüşte olanlar sanatçı da başka görüşte olanlar sanatçı değil mi?

‘Kapalı örgütlenme geleneğimizde yok’

Cemaatler ve dini topluluklarla ilgili tartışmalara nasıl bakıyorsunuz?

Bizim geleneğimizin en temel özelliklerinden birisi açık ve şeffaf olmasıdır. Şimdi İslam adına kapalı örgütlenmeler bizim geleneğimizde yok. Bir de şu kardeş, ama bunlar daha kardeş, daha öz kardeş ayrımını yapmanın son derece sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Bu toplumdaki dirliği, birliği bozar. İkincisi ise en az bunun kadar önemli olan nokta ise kamu görevinin gerektirdiği sadakat kısmıdır. Yani burada da biz ehliyet, liyakat ve sadakati esas almamız lazım. Sadakatte falanca gruba, bu dini bir grup olabilir, seküler bir grup olabilir. Şu adama, bu adama, şu hocaya, bu kişiye değil sadakat bizatihi millete olması gereken sadakattir. Eğer bu üç temel prensip etrafında biz kamunun örgütlenmesini, ehliyet liyakat ve sadakat prensipleri etrafında yapmayı başarabilirsek o zaman hiçbir örgütlenme, dini ya da seküler hiçbir örgütlenme tırnak içinde devleti ele geçirmeye çalışmaz.