Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mehmet Şimşek, ‘yüksek büyüme bize yansımadı’ söylemine değinerek, “Araba, konut satışından yurtdışına çıkan turiste kadar... Geçen sene büyüme hızının 2 - 3 katı artış var. Büyüme reel ve tabana yayıldı” dedi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin son durumunu Milliyet’e değerlendirdi. Türk ekonomisinin terör, hain darbe girişimi, Ortadoğu ve Avrupa Birliği (AB) borç krizi gibi Türkiye’yi doğrudan etkileyen şoklara rağmen büyüdüğüne dikkat çeken Şimşek, bu yıl da büyümenin güçlü olduğunu belirtti. Şimşek, “Geçen sene reel ekonomi muazzam bir performans sergiledi. ‘Büyüme yüksek, bize yansımadı’... Araba, konut, traktör satışından yurtdışına çıkan turist sayısına kadar. Hangi veriye bakarsanız bakın, geçen sene büyüme hızımızın 2 - 3 katı bir artış görürsünüz. Büyüme reel ve tabana yayılmıştır” dedi. Milliyet’i Hazine’deki makamında ağırlayan Şimşek, sorularımıza şu yanıtları verdi:

Haberin Devamı

- Türkiye ekonomisi nasıl?

Terör, hain darbe girişimi, Ortadoğu ve AB borç krizi gibi ülkemizi doğrudan etkileyen şoklara rağmen 2010 - 2017 döneminde ortalama yüzde 5.8 büyüdük. Türkiye ekonomisi son 15 yılda çok önemli mesafe aldı ve eski kırılgan yapısından kurtuldu. Hedefimiz halkımızın refah seviyesinin daha da artırılmasıdır. Geçen sene reel ekonomi muazzam bir performans sergiledi. ‘Büyüme yüksek, bize yansımadı’... Araba, konut, traktör satışından yurtdışına çıkan turist sayısına kadar. Hangi veriye bakarsanız bakın, geçen sene büyüme hızımızın 2 - 3 katı bir artış görürsünüz. Büyüme reeldir ve tabana yayılmıştır.
2018’de büyüme güçlü şekilde devam ediyor. Ekonominin reel boyutu ile ilgili gidişat çok iyi. Sıkıntı yok mu, var. Dünyada enflasyonun düşük olduğu dönemde bizde enflasyon nispeten sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Nedeni de büyük oranda liradaki değer kaybı. Petrol başta olmak üzere bazı fiyatların dolar cinsinden artmış olması, onun üzerine liradaki değer kaybı. Liradaki değer kaybı, zaman zaman ekonomik realiteden kopuk, tamamen siyasi bir takım dış gelişmelerle çıktığını da görüyoruz.

Haberin Devamı

‘Reel’ büyüdük tabana yayıldı

- Üretim ve tasarrufta durum nedir?

Tasarruf oranlarımız ekonomimizin dinamik yapısı ve hızlı büyümesi karşısında yetersiz kalıyor. Yatırım oranımız yüzde 29 - 30 iken, tasarruflarımız yüzde 24 - 25. Yatırımlarla tasarruflar arasındaki fark olan cari açık hem dışa bağımlılığı, hem de kırılganlığı artırıyor.

Tasarrufa bol destek

- Dışa bağımlılığı azaltmak için neler yapılıyor tasarrufa yönelik?

Halkımızın tasarruf anlayışına, sosyal yapısına uygun tasarruf alanları tasarlıyoruz. Bunlardan en önemlilerinden birisi bireysel emeklilik. Bireysel emeklilik sistemimiz 11 milyon katılımcıya ve 81.6 milyar TL’lik fon büyüklüğüne ulaştık. Tek başına otomatik katılım sisteminde, bugün 4 milyon çalışanın katkısı ile 2 milyar TL’lik fon bulunmakta.

- Konut ve çeyiz hesabında yeni gelişmeler var mı?

Konut ve çeyiz hesabı desteğini artırıyoruz. Vatandaşımıza diyoruz ki: Borç almayın. Biriktirin. Paranız nemalansın. Biz de ilave destek verelim.

YABANCI İLGİSİ ARTIYOR

- Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye bakışı nasıl?

Haberin Devamı

Yurtiçi ve uluslararası gelişmeleri yakından takip eden Hazine’miz finansal istikrarı gözeterek dış piyasalardan daha fazla borçlandı. Böylece nakit rezervlerimizi güçlendirdik. Geçtiğimiz yıl ülkemize 10.8 milyar dolar doğrudan küresel yatırım ve 24 milyar dolarlık portföy girişi gerçekleşti. Ülkemize yatırımcı ilgisinin artmaya devam ettiğini görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz.

Türkiye önemli bir ekonomi. Küresel yatırımcı bu pazarı yakından takip etmeye devam edecek.

Enflasyona karşı erken uyarı sistemi

- Enflasyonla mücadelede neler yapılıyor?

Türkiye ekonomisinin son 15 yılda yakaladığı ivmeyi artırarak sürdürmek ve gelebilecek şoklara karşı daha dayanıklı hale getirebilmek için reform yapmaya devam ediyoruz. Enflasyonla mücadelede gıda komitesi önemli görevler üstlendi. Enflasyonun yüksek seyretmesinde liradaki değer kaybının yanı sıra özellikle gıda fiyatlarındaki katılık başta olmak üzere bir takım yapısal sorunların olduğunun bilincindeyiz.

Komitede ele aldığımız önemli tedbirler, erken uyarı sisteminin devreye alınması, gümrük vergisi düzenlemeleri, gıdada fireyi azaltmak ve ürün ihtisas borsaları kurulmasıdır.

Dövizle borçlanmada ‘hedging’ seçeneği

- Dövizle borçlanmaya nasıl bir kısıtlama gelecek?

Türkiye yüksek borçluluk sorunu ile karşı karşıya olan bir ülke değil. Bakınız, gelişmekte olan ülkelerde toplam borcun milli gelire oranı yüzde 211 seviyesinde iken Türkiye’de bu oran yüzde 141’lerde. Sadece toplam borçluluk seviyesi açısından değil, döviz pozisyonu açısından da durum yönetilebilir görünüyor.

Bankacılık sektörünün bugün net anlamda döviz açık pozisyonu yok. Hane halkının da döviz açık pozisyonu yok, hatta 100 milyar dolar döviz fazlası bulunmakta. Kamu sektörü de net anlamda dış dünyaya borçlu değil, alacaklıdır. Ancak, reel sektör firmalarımızın kısa vadede fazlası olmakla birlikte uzun vadede önemli bir döviz pozisyon açığı bulunmakta. Türkiye’de dövizle borçlanan 28 bin firma var. Bunların yaklaşık 26 bini küçük ve orta ölçekli şirketler ve kur riski yönetme kabiliyetleri neredeyse yok.

Mayısta yürürlüğe girecek düzenleme ile ihracatçı olmayan KOBİ’lerin dövizle borçlanmasını engelliyoruz. İhracatçılara ise son 3 yıllık ihracat performanslarına göre dövizle borçlanma imkanı sağlıyoruz. Ancak makine teçhizat yatırımı yapan şirketler ile KÖİ (kamu özel işbirliği) projelerini bu kapsam dışına aldık.

İleriki dönemde yapacağımız bir düzenleme ile de büyük şirketlere benzer kısıtlamalar getireceğiz. Ancak biliyoruz ki büyük şirketlerin risk yönetim kapasitesi daha yüksek. Bu nedenle, dövizle borçlanmalarda ‘hedging’ seçeneğini de sunacağız. Dövizle borçlanmaya getirdiğimiz bu sınırlama, kurlarda oynaklığı ve risk primini azaltacak, enflasyon dinamiklerini iyileştirecek ve ekonomide daha sağlıklı bir büyüme sağlayacak.