Hay Allah yine çenemi tutamadım!

16 Nisan 2017

Dün, şirketimizin 16 Nisan halk oylamasıyla ilgili yaptığı kamuoyu araştırması sonuçları yayınlandı. Bu hafta boyunca onlarca araştırma yayınlandı. Ancak bizim yayınladığımız araştırmadan sonra her seçim döneminde olduğu gibi tebrikler, tehditler, iftiralar havada uçuşmaya başladı. Seçim dönemleri siyasi araştırma yapan şirketler için sınav dönemidir. Siz pazar araştırması yapıyorsanız halkın ne kadarı makarna yiyor, kaç kişi dişini fırçalıyor, ne söylerseniz söyleyin, sonucun doğru olup olmadığını ölçecek bir mekanizma yok. Halbuki seçimler böyle değil. Siz sınav döneminde bir kağıt verirsiniz, başarılı olup olmadığınızı sandıktan çıkan sonuca göre tüm kamuoyu takdir eder.
Bu nedenledir ki; sandıktan birkaç gün önce tüm kamuoyu araştırma şirketleri elindeki verileri kamuoyu ile paylaşır, sandıkların açılmasını bekler. İşte biz de tam böyle yaptık, her seçim döneminde olduğu gibi! Unutmayalımki; bu işi hobi olarak yapmıyoruz, başka bir gelir kaynağımız da yok. Şirketimizin ve bu şirketten gelir elde eden yüzlerce insanın çoluk çocuğun rızkını etkileyecek bir sınava giriyoruz. Bu nedenle tüm şirketler kazanmak ister, en yakın sonucu bulmak ister, aylarca sadece bunun için

Yazının Devamı

SANDIKTA HİLE OLABİLİR Mİ?

10 Nisan 2017

Türkiye’de ne zaman sandık gündeme gelse, seçimde hile yapılacak iddiaları hep ortaya atılır. Gerçekten bizim sistemimizde sandıkta hile yapılabilir mi?Bugün bu konuyu ele almaya çalışacağım. Bizim seçim sistemimizde herkesin bildiği gibi gizli oy, aleni tasnif yani sayım söz konusudur. Sandık kurullarına siyasi partiler birer müşahit yani gözlemci gönderirler. Ayrıca oy sayımı sırasında isteyen vatandaşlar sandık görevlilerinin oy sayımını engellemeyecek şekilde izleme hakkına sahiptirler. Zarfı açılan her oy, sandık başkanı ve siyasi partilerin temsilcilerinin gözleri önünde incelenir. Şayet geçersiz değilse yazılması gereken yere yazılır. Tüm oylar sayıldıktan sonra sandık başkanı ve müşahitler tarafından sandık sonucu tutanağı tek tek imzalanır ve birer kopyası siyasi partilerin temsilcilerine verilir. Bir kopya ise sandığın bulunduğu yerde herkesin görebileceği bir yere asılır. Oy pusulalarının yer aldığı torbayı sandık başkanı oy sayım pusulasının bir kopyası ile birlikte İlçe Seçim Kurulu’na götürür. İlçe Seçim Kurulu’nda o ilçeye bağlı diğer sandıklardan gelen sonuçlarla birlikte tüm pusulalar birleştirilir ve sandık sandık mahalle bazlı ve tüm ilçenin sonucu İl Seçim

Yazının Devamı

Kürt seçmenlerin tercihi

9 Nisan 2017

16 Nisan tarihi halk oylamasına adım adım yaklaşırken anketler, analizler havada uçuşuyor. Bu süreçte, sandığın sonucunu etkileyecek seçmen gruplarını analiz etmeye çalıştım. Bugün de 16 Nisan halk oylamasında sandığın kaderini belirleyecek seçmenler içinde büyük bir kitleyi oluşturan Kürt kökenli seçmenleri analiz etmeye çalışacağım. Öncelikle, son söyleyeceğim sözü ilk başta söyleyerek başlayacağım: Kürt kökenli seçmenlerin tercihi ‘Etnik değil’, diğer seçmen gruplarında olduğu gibi ‘İdeolojik’ olacaktır.
Uzunca yıllardır yaptığımız tüm kamuoyu araştırmalarında, bu ülkede yaşayan en muhafazakâr seçmenlerin Kürt seçmenler olduğunu hep gördük, söyledik. Kürt kökenli seçmenlerin, kurulduğu günden bu yana ilk tercihi,
7 Haziran seçimleri hariç,
hep AK Parti oldu. İlk defa,
7 Haziran seçimlerinde HDP, bu tabandan AK Parti’den
daha fazla oy aldı.
Yüzde 18-20 seçmen

Yazının Devamı

GİZLENEN SEÇMEN VAR MI?

3 Nisan 2017

Türkiye 16 Nisan akşamı sandıklardan çıkacak sonuca göre kararını verecek, ya yeni bir hükümet sistemine geçilecek ya da, parlamenter sistemle yola devam edilecek. Hemen hemen her gün bir anket yayınlanıyor, kimilerine göre ‘Evet’ler, kimilerine göre ‘Hayır’lar açık ara önde, kimilerine göre ise durum başa baş.

Her seçim döneminde seçmenlerin bir bölümünün saklandığı, gizlendiği, gerçek fikrini söylemediği yazılır ve çizilir. 16 Nisan’a giderken de, Türkiye’de ciddi oranda gerçek fikrini gizleyen veya araştırmacıları yanıltacak seçmen kitlelerinin olduğu söyleniyor. Hâlbuki geçmiş tecrübeler bunun böyle olmadığını gösteriyor. Örneğin 28 Şubat sürecinde veya Ergenekon Balyoz operasyonlarının yapıldığı dönemde yapılan oylamalarda sandıkta öngörülemeyen araştırmacıları yanıltan sonuçlar çıkmadı.

Popüler tabirle ‘mahalle baskısı’ nedeniyle anketlere katılmayan, fikrini gizleyen, seçmen olmadığı anlamına gelmemeli. Elbette ki her seçim döneminde bunlar var ancak oranı seçimin kaderini etkileyecek boyutta değil. Örnek vermek gerekirse; Konya’da kendisini gizleyen CHP’li seçmen var, İzmir’de gizlenen AK Parti’li, Yozgat’ta HDP’li, Diyarbakır’da ise MHP’li seçmen var. Özetle ‘Mahalle

Yazının Devamı

Kamuoyu araştırmaları ne kadar etkili!

20 Mart 2017

Takvim işliyor, hızla sandığa doğru gidiyoruz. Kampanyalar başladı ve seçmeni etkilemek için taraflar tüm yeteneklerini ortaya koymaya çalışıyorlar. Gerek siyasetçiler, gerekse kampanyaları yürüten profesyoneller, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Ben bugün kampanyaların seyri ve etkisini değil, seçimlerde kamuoyu araştırmalarının sonuçlara etkisini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kamuoyu araştırmaları seçmen üzerinde ne kadar etkili bu konuda batıda, gelişmiş ülkelerde pek çok bilimsel çalışmalar yapılmış ve kamuoyu araştırmalarının seçmen tercihi üzerinde etkisinin neredeyse hiç olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Anlatmaya çalıştığım, olumlu etkisi kadar olumsuz etkisinin de olduğu ve sonuçta alınan oy oranına etkisinin yok denecek kadar az olduğudur.

Örnek vermek gerekirse; 2002’de herkes DYP’nin baraj probleminin olmadığını söyleyip 3 partili bir Meclis beklerken, DYP baraj altında kaldı ve 2 partili bir Meclis oluştu. Veya 2009’da herkes AK Parti %45’nin üzerinde oy alacak derken, AK Parti 2009 seçimlerinde %40,0’ın altına düştü. 2011 seçimlerinde MHP kaset komplosuyla karşı karşıya kaldığında, MHP’nin baraj probleminin olduğu yazılıp çizilirken, MHP %10 ülke

Yazının Devamı

Kadının iş gücünde ve siyasette yeri!

13 Mart 2017

Geçtiğimiz günlerde 8 Mart Dünya Kadınlar günü pek çok etkinlikle kutlandı. Nedense ülkemizde 8 Mart denildiğinde hep kadına şiddet akla geliyor ve konuşuluyor. Halbuki kadınlarımızın pek çok sorunu var; eğitim gibi, istihdam gibi, siyasete katılım gibi. Dün Milliyet gazetesinde bu konuda bazı araştırma verilerini yayınladık. Şimdi Türkiye ve bazı ülkelere ait istatistiki verileri inceleyelim.

İlk tabloda görüldüğü gibi Avrupa’da kadın istihdamının en düşük olduğu Malta’nın bile altındayız.Az okutuyoruz, çalışmasına izin vermiyoruz, çalışanlara ise erkeklerden daha az ücret ödüyoruz.

Bir de dünyada Parlamentolardaki kadın temsili oranlarına bakalım;

İkinci tabloda görüldüğü gibi Türkiye, Parlamentodaki kadın temsilci oranıyla Asya ve Arap ülkelerinin bile altında… Kadının istihdamda ve siyasette az oranda temsil edilmesinin nedenleri bu köşeye sığmayacak kadar geniş bir tartışma konusu. Ancak şunu belirtmeden geçmek mümkün değil. Kadının şiddet dahil pek çok sorununun çözümü,iyi bir eğitim almasından, iş gücünde ve siyasette daha fazla yer almasından geçiyor. Her iki yetişkinden birinin kadın olduğunu düşünürsek, kadınların işgücüne ve siyasete katılımının önündeki engelleri

Yazının Devamı

16 Nisan’da katılım oranı sonucu nasıl etkiler?

6 Mart 2017

Dünkü Milliyet gazetesinde yayınlanan araştırma sonuçlarında vatandaşlara“16 Nisan’da sandığa gidip gitmeye-ceklerini” sorduk. Ocak sonunda yapılan araştırma sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, sandığa“Mutlaka gidip oyumu kullanacağım” diyenlerin oranının %87,9’a çıktığını gördük. Son bir ayda sandığa “Mutlaka gideceğim” diyenler %2.8 oranında artmış.

Türkiye’de vatandaşın önüne her sandık konulduğunda, katılım oranının sonuca etkisi hep tartışılır, konuşulur. Katılım yüksek olursa şu partiye yarar, katılım düşük olur ise şöyle bir sonuç çıkar gibi bilimsel dayanağı olmayan sözler, kulaktan kulağa yayılır.

Bir başka ifade ile; katılım yüksek olur ise bu hep iktidarların aleyhine olur, katılımın yüksekliği değişim göstergesidir, vatandaş yüksek oranda sandığa giderse iktidarların aleyhine bir sonuç çıkar diye bir şehir efsanesi yıllardır var. Durum gerçekten böyle mi, bu soruya doğru cevap verebilmek için,AK Partinin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren yapılan seçimlere ve sandık sonuçlarına bakmakta fayda var;

Yukarıdaki seçimlerde katılım oranlarına ve sonuçlarına baktığımızda her seçimi kendi döneminde ve doğal atmosferinde değerlendirmenin doğru olacağını görüyoruz. Katılım

Yazının Devamı

Kararsızlar kadar önemli yurt dışı seçmen kararı!

27 Şubat 2017

Dün Milliyet gazetesinde 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sandığa gitme oranlarını ve hangi partilere oy verdiklerini gördük. Bugünkü köşemde yurt dışındaki seçmenlere dair ek bazı verileri daha paylaşmak istiyorum. 16 Nisan’da yapılacak halkoylamasında her bir oyun altın değerinde olduğunu göz önüne aldığımızda, toplam seçmenin yaklaşık %5’ini oluşturan bu yurtdışı seçmenlerle ilgili daha fazla bilgiyi paylaşmanın doğru olacağını düşündüm.

Sandık kurulan 54 ülkede neredeyse yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın tamamına yakınına oy kullanma imkanı tanındı. Sandığın olmadığı ülkelerdeki vatandaşlarımızın sayısı 1 Kasım seçimlerinde sadece 18 bin seçmendi.

Kullanılan oyların büyük bölümü yurt dışındaki temsilciliklerimizde kullanıldı. Gümrüklerde kullanılan oylar toplam kullanılan oyların sadece %10,7’si.

Katılım, 1 Kasım’da %44,78 oldu. 7 Haziran seçimlerinde bu oran %36,84 idi. 1 Kasım’da ciddi bir artış görülse de, yurtdışındaki vatandaşlarımızın yarıdan fazlasının sandığa ilgi göstermediğini gördük.

16 Nisan için katılımın artarak devam edeceğini düşünüyorum. Bunun temel nedeni, oy kullanmada yeni bazı kolaylıkların tanınmış

Yazının Devamı