Aslı Perker

Aslı Perker

asli.perker@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen gün evdeki güneşlikleri tamir için mahalleden bir perdeci çağırdım. Geldi, işini yaptı ama tabii evimin perdelerine yorumda bulunmadan gitmeye gönlü el vermedi. Salonumdaki üzeri çiçek desenli, romantik mi romantik tül perdeleri şöyle bir parmaklarının arasına aldı. Bunlar çok güzel, kaliteli tül, böylesini pek bulamazsın, ama senin gibi biri için bunlar çok demode, dedi. Artık çok güzel, kullanışlı perdeler var, mesela zebra perdeler ve ekledi, bunları değiştir, onlardan al. Ben yok dedim, ben zebra perde sevmiyorum. Ve Ali Bey vurucu cümleyi söyledi. İyi de artık dünyanın hiçbir yerinde böyle tül perde kullanan kalmadı.

Geçmişi olan bir kalıp
Bizim ülkede böyledir. Eğer argümanın inandırmaya çalıştığın kişi tarafından kabul görmezse hemen ortaya bir “dünyanın hiçbir yerinde” lafını atarsın. “Dünyanın hiçbir yerinde güvenlikçi arkadaşlar taraftardan kaçmaz.” Kızıl Yıldız taraftarından kaçan askerler? “Dünyanın hiçbir yerinde yenilikleri eleştiren, yenilikler karşısında duran bir muhalefet yoktur.” Cumhuriyetçilerin inadı yüzünden Amerika’nın kepenk indirmesi desem? Hani Obama’nın geçirmeye çalıştığı yenilikçi sağlık reformlarına muhalefet ettikleri için. “Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen en büyük çocuk istismarı, İslam dünyasının tam merkezinde.” Bu Suudi Arabistan ile ilgili bir suçlama. Peki ya dünyanın bütün geri kalanı. Gün geçmiyor ki farklı farklı ülkelerden gelen çocuk istismarı haberi okumayalım. “Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar biber gazı kullanılmıyor.” Hah, bakın belki bu doğrudur işte.
Daha yüzlerce örneğini verebileceğim bu laf bizde yeni de değil üstelik. Zamanında Hüseyin Nihal Atsız da aynı kalıba başvurmuş: “Dünyanın hiçbir yerinde kendi devletini büyütmek isteyenlere vatan haini denmemiştir.”

Parayı ver ama düdük yok
Geçen gün de ne oldu? AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik aynı lafı ediverdi. Akşam saatlerinde yayınlanan bir eğlence programının sunucusunun kıyafetinin dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemeyeceğini söyledi. Bunun üzerine CHP’li milletvekili Sezgin Tanrıkulu da “Dünyanın hiçbir yerinde olmayan hükümetlerin, özel TV sunucularının kıyafetlerine ve işlerine müdahalesidir” dedi.
Biz ne gezmiş ne görmüş milletiz. Belli ki dünyanın dört bir yanına hakimiz. Amerika’daki perdecide hangi perdenin kullanıldığından tutun da, Dominik Cumhuriyeti’ndeki TV kanallarında çalışan sunucunun ne giydiğine kadar takipteyiz (Bu arada sayın Çelik’e Dominik Cumhuriyeti kanallarının gündüz kuşak programlarına bir göz atmasını, ama öncesinde kendisini dekoltenin hasına hazırlamasını tavsiye ederim.)
Madem laf açıldı ben de dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen şeyi söyleyeyim. Parasını vererek satın aldığım ve tamamı ile ebeveyn kontrolü bulunan özel uydu yayınlarında bile alkole, sigaraya, araba markasına, bir market sahnesindeki tüm ürünlere sansür konulması. Ben neyin parasını ödüyorum? Hangi lüksün? Mozaiklerle kaplanmış bir ekranın mı?
Dünyanın herhangi bir yerinde böyle rezalet görülmüş müdür?