Aslı Perker

Aslı Perker

asli.perker@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir gün gelip de agorafobi geliştireceğimi söyleseler hayatta inanmazdım. Genel olarak açık ya da kalabalık ortamlarda bulunmaktan korkmak olarak açıklanan bu kavrama kendi güvenli ortamını bırakıp insan içine karışmaktan çekinmek de dahil.
Ki normalde kentleri, kalabalıkları, metroları, otobüsleri, insan güruhu içinde kaybolmayı severim ben. Arada bir kendimi sessiz sakin doğal ortama kapatmakla beraber şehrin gürültüsünden şikayetçi de değilimdir. Misal, İstanbul’da evimi bile bile cadde üzerinde tuttum. Gürültüden korkmadım. New York’ta yaşadığım yıllarda dairemin penceresinden şu meşhur Broadway caddesinin levhası görünüyordu, düşünebiliyor musunuz? Bazen telefonda konuşabilmek için kendimi gardırobun içine kapardım. Ambulans sesi, itfaiye sesi, müzik sesi, bağıra çağıra konuşan Dominiklilerin sesi hiç kesilmezdi. Sabaha karşı üçte evin içine uçak girdi zannederek yataktan fırlamışlığım çoktur.

Kamer Genç sadece biri
Ama gel gör ki son zamanlarda sokağa çıkmaya korkar oldum. Sebebi etrafımızın Kamer Genç gibi adamlarla sarılmış olması. Her an kavga çıkartmaya hazır, toplum içinde yaşama adabını bilmeyen, anlayamayan ve öğrenemeyen erkek kalabalığıyla kuşatılmış olmamız. Maalesef Türk erkeğinin kaba sabalığı ne eğitim, ne parti, ne de nüfusa kayıtlı olduğu il tanıyor. Eline satırı, sopayı alan birbirine saldırıyor. Bir kavgaya şahit olmadan ya da kendini içinde bulmadan elli metre yürümene imkan yok. Memleket topyekun çıldırmış, habire hindi gibi kabarıp duran adamlar hem birbirlerini hem de yaşamı terörize ediyor.
Hani sigara yasağıydı, alkol kısıtlamalarıydı, bunların hepsine Amerika ya da Avrupa ülkeleri referans gösteriliyor ya, hükümet bence Amerika’dan bir başka örnek daha alıp birbirine vurmayı illegal hale getirebilir. Amerika’da pek çok eyalette birine vurmak bir yıla kadar hapis ve birtakım sosyal hizmetler zorunluluğu ile cezalandırılıyor. Eğer saldırı sonucunda darp edilen ciddi bir hasar görmüşse (medikal bir durumu olabilir, beyin travması geçirebilir, vs.) ceza daha da uzuyor. 45 yıla mahkum olan var.

TÜİK’e görev
New York’ta yaşadığım 9.5 yıl boyunca bir kez bile yumruklaşan adamlar görmedim dersem inanır mısınız? Kendimi zorluyorum, yanlış mı hatırlıyorum diye düşünüyorum, tek bir olay hatırıma geliyor. O da eşimin de içinde bulunduğu bir Türk grubunun kavgası. Hiç alınmayın, gücenmeyin, email yağmuruna tutmayın, aynı saldırganlığı siber ortamda da göstermeyin, lütfen gerçeklerle yüzleşin.
Nedir bu kavgacılığın sebebi? Sadece DNA ile açıklanabilir mi? Güncel koşullar ne kadar etkili? Memleketi yönetenlerin adeta bir psikolojik strateji gibi milleti bir gerip bir rahatlatmasının bunda ne kadar rolü var? Devlet büyüklerinin milletini sürekli tartaklar hali mi bizi böyle yapıyor, yoksa zaten tıynetimizde olduğu için mi devlet büyüğümüz de hırçın? TÜİK madem maksadı aşan sorular soruyor, bunlara da bir cevap bulmaya gayret etsin bir zahmet, belki o zaman bir işe yaramış olurlar.