Aslı Perker

Aslı Perker

asli.perker@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Emniyet Kriminal Polis Laboratuvarı Daire Başkanlığı’ndan polis memurları, Meclis’te görevli güvenlik görevlilerine suikast silahları hakkında eğitim vermişler. Olayın dikkat çekici bir yanı eğitim esnasında “paranoyak derecede” diye dikkat uyarısında bulunulmuş olması. Uzaktan bakıldığında silah olduğu anlaşılamayan çakmak, kalem, baston gibi bir takım araç tanıtılmış.
Aslına bakacak olursanız bana göre birtakım polis yetkilileri gelip halkı da muhtemel saldırılarda kullanılan çeşit çeşit yönteme karşı eğitmeli. Hem de paranoyak derecede dikkatli olmamızı söyleyerek. Zira son zamanlarda gördük ki ne zaman, nerede bir polis müdahalesiyle karşı karşıya kalacağımız belli değil. Ayrıca bu durumla kendi başımıza ancak bir yere kadar başa çıkabiliyoruz. Çoğunluğun bulup buluşturduğu bezden maske, plastikten uyduruk bir kask, göze yüze sürülen mide ilacı halkın kendisini koruyabilmesi için kullandığı temel araçlar. Muhakkak edinebileceğimiz daha başka korunma araçları vardır.

Keklik gibi avlarlar
Ama daha da önemlisi aslında bu eğitimde polisin kaşına gözüne, duruşuna bakarak ne zaman ne gibi bir tepki vereceğini de hesaplama yöntemlerini öğrenebilmemiz. Yeni yaşam tarzımızda polis ne zaman atağa geçecek, ne zaman sadece kalkanıyla itecek, ne zaman cop kullanmaya başlayacak, ne zaman gaza geçiş yapacak bunları iyi anlayabilmemiz gerekiyor. Yoksa keklik gibi avlanmamız işten değil.
Abartıyor muyum? Sanmam. Adam Urfa’da, işe başvuruyor. Kapıda yığılma oluyor. Ekmek parası bu, önce giren kapacak. Zaten bizde sıra anlayışı pek yoktur. 50 santimlik kapıdan on kişi geçmeye ant içmiş bir milletiz. Yıllarca otobüslere binmeyi beceremedik, şimdi metrobüslerde aynı çılgınlığı yaşıyoruz. Bankamatik sırasında bile tek sıra oluşturamayız. Önce gelen değil, önce davranan işlem yapar. Hal böyleyken polis yine de 2000 kişinin aynı anda başvuruların alınacağı spor salonuna girmeye çalışmasını acayip bulup copla, daha olmadı biber gazıyla saldırıyor. Fotoğraflarda baygın yatan adam misal, eğer bu talep ettiğim eğitimi almış olsaydı o hallere düşmezdi.

Halka suikast
O olay vatandaşın suçu mu? Peki. Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi’nde polisin halay çeken öğrencileri ve onlara destek olan öğretim görevlilerini tehdit etmesine ne demeli? Polis amiri Başbakanımızın emriyle üniversitelerde artık bu tarz eylemler olmayacak demiş, sonra da uyarmış: “Masum öğrenciler suçluların yanından ayrılsın.” Hatırlarsınız, Gezi olayları sırasında üniversitelerden birinde yapılan düğün de biber gazından nasibini almıştı, torununu evlendiren dede canını zor kurtarmıştı. Acaba orada da polis insanların halay çekmesine mi kafayı takmıştı? Halay çekmek artık suç kapsamına girdiğine göre. Ben bundan sonra hiçbir halaya girmem. Hele ki başı asla çekmem. Neme lazım.
Nasıl ki çakmak görünümlü silah bir suikast aracı olabiliyor kimi zaman yersiz yere havaya kalkan bir cop da o kadar tehlike arz edebiliyor. 2012 yılında kavga ayırmaya çalışırken biber gazına maruz kalan astımlı gencin ölümünün suikasttan ne farkı var?