Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Biz ülkemizde dokuz yaşındaki kız çocuklarının evlenmesine Diyanet’in izin vermesi, birtakım ortaöğretim hocalarının çıkıp kız öğrencilerin eşofmanından ‘şeytani’ düşüncelere kapılması ya da gençler arasındaki masum flörtleri ‘zina’ olarak değerlendirip “Zina yapacak yaşta ama evlenecek yaşta değil, öyle mi?” tarzı açıklamalar yapması, bir şehrin erkeklerinin toplanıp kadınlar pembe otobüste yolculuk etsin diye imza toplaması gibi konularla iştigal ederken dünyanın gözleri Altın Küre’de Cecil B. DeMille Ödülü alan güçlü, özgüvenli, şahane bir kadının üzerindeydi: Ödülün ilk siyah kadın sahibi olarak tarihe geçecek bir konuşma yapan Oprah Winfrey’de.

Haberin Devamı

1964 yılında küçük bir kız çocuğuyken Oscar alan Sydney Poitier’yi izlediği günü anlatarak başladı konuşmasına Winfrey. İlk kez bir siyahın böyle onurlandırıldığını görüyordu ve bunun o yaşta bir kız için ne demek olduğunu anlatamazdı. Daha sonra Cecil B. DeMille Ödülü aldı Poitier. “Şimdi” diyordu Winfrey, “Biliyorum ki bazı küçük kızlar da aynı ödülü alan ilk siyah kadın olarak beni izliyorlar”.

Ona bugüne gelecek gücü ve ilhamı veren insanlara teşekkür ettikten sonra son dönemde Hollywoood’u silkeleyen taciz zincirine ve ‘Me Too / Ben de’ diyerek hikâyesini anlatmaya cesaret eden kadınlara getirdi sözü. Ve kendi annesi gibi hayalleri varken bir yandan çocuklarına bakıp bir yandan faturaları ödemek zorunda oldukları için hayatları mücadeleyle geçen, adlarını bile bilmediğimiz kadınlara. Tacize uğrayıp, baskılarla karşılaşıp susan ya da konuşsa da sesleri hâkim olan erkek gücü tarafından bastırılan kadınlara. Deli gibi alkışlanan o cümleyle bağladı konuşmasının bu bölümünü: “Fakat artık onların zamanı doldu. Bu konuşmayı izleyen bütün kızların bilmesini istiyorum ki ufukta yeni bir gün var”.

Dünyanın farklı köşelerinde bu yeni güne dair umut ışıkları var. Bakın İzlanda hırslı erkek yöneticilerin marifeti olarak gördüğü 2008 ekonomik krizinin altından devletleştirilen bankaların başına kadın yöneticiler getirerek kalktı. Şimdi de parlamentonun yarısını oluşturan kadın üyelerin çabasıyla işverenlerin kadınlarla erkeklere farklı ücret vermesini yasaklayan yasa çıkardı.

Haberin Devamı

Göstermelik bir ‘eşitçilik’ oyunundan söz etmiyoruz yani. Dünyada gerçekten bir değişim rüzgârı var ve buna ayak uydurma zamanımız geldi de geçiyor. Bizim kızlarımızın da onların kaç yaşında evlenebileceğini tartışan erkekler yerine “Artık sizin zamanınız” diyecek, kendi kanatlarıyla uçarken onlara örnek olacak kadınlara ihtiyacı var. Her alanda. İş dünyasından, bilim dünyasından, akademiden, medyadan ve tabii ki sanat ve gösteri dünyasından da. Hani yeri gelince “Sanatçı topluma örnek olmalı” diyorsunuz ya, hah işte bunun tam zamanı.