Dünyanın her tarafında geçerli mi bilmem ama bizde 8 Mart bilançosu diye bir şey vardır.
Medyamız o gün ekstra hassasiyetle kadın haberlerinin çetelesini tutar. Tahmin edileceği gibi, pek de hayırlı sonuçlar çıkmaz.
Bu yıl ben de deneyeyim dedim.
Tam tarihler 8 Mart 2017’yi gösterirken. Kimileri Dünya Kadınlar Günü’nü, bütün dünya ise Dünya ‘Emekçi’ Kadınlar Günü’nü kutlarken yani, bir bakayım neler olup bitiyor güzel yurdumda.
Evet evet, tam o “Kadınlar, bizim kadınlarımız” şiirleri okunurken, ama artık haşa soframızdaki yerleri öküzümüzden sonra gelmezken. Bilakis, kadınlarımız çiçekken, başımızın tacı, gönüllerimizin sultanı, illa ki ‘bizim’ bir şeyimizken... Kadınlar günü olsa da söz erkeklerinken.
Yemek siparişimizin yanında kırmızı karanfil gelir, telefonumuz kutlama mesajlarına yetişemezken...
Falanca belediye, filanca telefon şebekesi, geçen yıl buzdolabı aldığımız beyaz eşya bayii, muayene olduğumuz klinik gününüzü kutlar, bütün mağazalarda özel indirimler, kredi kartımızda ekstra miller ve de bonuslar bizleri beklerken hani...
Antalya’da Aynur Özallı adlı, 42 yaşında, dört çocuklu bir kadın, geçen yıl boşandığı eski kocası tarafından pompalı tüfekle vurulup öldürüldü.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde kurulan 8 Mart standına turnikelerden atlayan bir grup bıçaklar ve tekbirlerle saldırdı, yaralanan öğrenciler oldu.
Mersin’de baro başkanı, 8 Mart ile ilgili etkinlikte bir kadın avukatı iterek kürsüden uzaklaştırdı.
Bütün bunlar daha öğle saatlerine varmadan gerçekleşti, ben bilanço tutmayı bıraktım.
Günümüz kutlu olsun hanımlar, hadi her tarafta indirimler bizi bekliyor. Kadınlar çiçektir demiş miydim?
Prensini beklemeyen kızlara gerçek masallar
Şahane bir video izledim dün, Rebel Girls (Asi Kızlar) Facebook hesabı tarafından yayınlanan. Bir anne ve kızı kütüphanenin çocuk kitaplarıyla dolu raflarına gidip önce içinde hiç erkek kahraman olmayan kitapları ayıklıyorlar. 3 tane çıkıyor topu topu.
Sonra içinde sıfır kadın kahraman olan kitapları çıkarmaya başlıyorlar, rafların yarısı boşalıyor, tam 76 tane. (5000 çocuk kitabı arasında yapılan bir araştırma, yüzde 25’inde kadın olmadığını gösteriyor.)
Sonra kadınların hiç konuşmadığı kitapları da ekliyorlar bunların üstüne, 141’e varıyor sayı. (Time’ın tüm zamanların en iyi 100 çocuk kitabı listesindeki kitaplardan sadece 53’ünde konuşan bir kadın karakter var.)
Peki, kalan kitaplardaki kadınlar konuşuyorlar da; hayalleri, hayatta bir amaçları var mı, yoksa kös kös prenslerini mi bekliyorlar? Bütün prenses masallarını da eleyince, geriye neredeyse boş raflar kalıyor. (Çocuk kitaplarının sadece yüzde 19.5’inde kadın kahramanların bir kariyeri var.)
Bu dehşet veren tablonun neyse ki olumlu bir sonucu oluyor: Çocukluklarında okudukları kitapların hiçbirinde bir prens, bir abi, hatta bir fare tarafından kurtarılmayı beklemek yerine, kendi kaderlerini ellerine alan bir kadına rastlamadıklarını fark eden Elena Favilli ve Francesca Cavallo, oturup kendilerinden sonra büyüyecek kız çocukları için bir kitap yazmışlar: ‘Goodnight Stories for Rebel Girls’.
İçinde gerçek hayattan 100 tane kadının öyküsü var. Hâkim, tenisçi, bilim kadını, ressam, astronot, şef kadınlar... Marie Curie’den Frida Kahlo’ya, Coco Chanel’den Grace Hopper’a kendi hayatlarıyla beraber dünyayı da etkilemiş 100 güçlü kadın.
İşin hoş tarafı, Hep Kitap dünyanın dört bir yanından 60 kadının illüstrasyonlarıyla renklenen bu kitabı bu hafta ‘Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler’ adıyla yayımladı.
Bu da sizin kızınıza 8 Mart armağanınız olsun!
