Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu “kapris” ilginç bir şey. Tanımı çok muğlak, her yöne yere çekilebiliyor. İşimize geldiğinde adı “hakkını aramak” olan şeye, gelmediği yerde “kapris” diyoruz. Ve hakkını arayan kişi kadınsa işimize gelmiyor genelde.

Tam bu noktada TDK’ya başvurayım dedim; “Geçici, düşüncesizce, değişken istek, huysuzluk” demişler “kapris” için. Parantez içine (kadın) diye eklememişler, “müsait”de falan olduğu gibi. Onu da bizim medyamız ekliyor çok şükür. Bakınız o dizi setlerinde hep kadın oyuncular kapris yapar, hiç kapris yapan erkeğe rastlayamazsınız, onlarınkiler “haklı talep”lerdir.

Haberin Devamı

Misal, bu haftanın kaprislisi Aslı Enver. Başlık “Aslı’nın sette Özcan kaprisi”. Ne anlıyorsunuz bu başlıktan? Herhalde kadın “İstanbullu Gelin”de ya ben oynarım ya Özcan Deniz, ikimizden birini seçin” dedi, başka ne olabilir? Sonra ertesi gün fikir değiştirdi, “değişkenlik” var ya sözcüğün tanımında, bir gün öyle, bir gün böyle bunu çocuk oyuncağına çevirdi, millet bezdirdi.

Spota bakıyoruz, emin oluyoruz: İstanbullu Gelin dizisinde oynayan Aslı Enver, sette huzursuzluk çıkarmaya başladı ÜNLEM!

Ve geliyoruz haberin kendisine: “Kulislerde konuşulanlara göre, Enver, sette partnerine yapılan muamelenin aynısını görmek istiyor”muş! Huzursuzluk çıkarma sebebi buymuş yani. “Özcan Deniz’e tahsis edilen karavanın aynısından istiyor”muş! Bitti sandınız değil mi? Hayır! “Aslı Enver’in kaprisleri bununla da kalmıyor”muş! “Kendisinin saatlerce bekleyip Deniz’in sahne hazır olduktan sonra gelmesinden de oldukça rahatsız”mış!

Burada kaynağı “kulisler” olan haberin içeriğini tartışmıyorum. Doğru olabilir, yanlış olabilir. Özellikle sadece oyuncu olarak değil, kamera arkasında da sinemaya emek veren biri olarak Özcan Deniz’in rol arkadaşını bekletip son dakika assolist olarak sahneye dahil olduğuna pek ihtimal vermiyorum ama burada konu bu değil.

Mesele, iş hayatının her alanında gördüğümüz ve canla başla mücadele etmeye çalıştığımız berbat ayrımcı bakışın olanca rahatlığıyla gazete sayfasına yansıması. Hatta böyle babasının evi gibi yayılması. Hani bir üstü örtülü ifade etme çabası, bir zarafet denemesi bile yok, alenen diyor ki “Bak sen, basbayağı kadın başına erkekle aynı şartlara sahip olmak istiyor, bu ne kendini bilmezlik?”. Bunun adı da “kapris” oluyor.

Haberin Devamı

Tıpkı erkek müdürün isteklerinin emir, kadın müdürünkilerin ay hali, gün hali ve bilumum duygusal dalgalanma kaynaklı kapris sayılması gibi. Kadınların iş bulduklarına dua etmelerinin beklenip aynı işi yapan erkekle eşit ücret almayı aklından geçirmesinin bile çılgınlık sayılması gibi.

Daha geçen hafta ünlü İngiliz aktör Benedict Cumberbatch “Kadın meslektaşımla aynı ücreti almadığım filmde rol almayacağım” diyerek diğer aktörlere de aynısını yapmalarını öğütledi. Dünyada kadınlar kadar aklı başında erkekler de ayrımcılıktan rahatsız ve çözüm arayışında. Biz burada hâlâ nelerle uğraşıyoruz... Bence bütün aktörlerimize rol düşüyor burada, bu ayrımcı düzenin bir yerden değişmeye başlaması lazım.